Kölelerin omuzlarında tüllerin ardından yukardan etrafı, sokaktaki kalabalığı seyrediyolar. | TED | حُملن عالياً على أكتاف هؤلاء العبيد، الفتيات ينظرن من خلال الستائر لرؤية الشوارع المزدحمة أسفلهم. |
Zenginler her zaman fakirlerin omuzlarında oturur ve yaşarlar. | TED | انا أقول أن الأغنياء يتربعون على أكتاف ويعتاشون من أكتاف الفقراء. |
Ve yedi direk, düşüncelerin ötesinde bir gücü olan cinin omuzlarında dikili. | Open Subtitles | أعمدة ترتكز على أكتاف سبعة من الجن العملاق |
Romalılar 50 yıldır sınırlarınızın savunması Roma'nın müttefiklerinin omuzlarındaydı. | Open Subtitles | ايها الرومان لمدة 50 عاماً الدفاع عن الحدود قد وقع على أكتاف حلفاء روما. |
Efsanenin ve büyünün var olduğu topraklarda büyük bir krallığın kaderi, genç bir çocuğun omuzlarındaydı. | Open Subtitles | في أرض الاساطير و أزمنة السحر مصير مملكة عظيمة يقع على أكتاف شاب صغير |
Daha küçük bir çocukken, babamın omuzları üstünde tarlaları dolaşırdım. | Open Subtitles | كولد صغير، كنت أجتاز كل هذه الحقول على أكتاف أبّي |
Daha küçük bir çocukken, babamın omuzları üstünde tarlaları dolaşırdım. | Open Subtitles | كولد صغير، أجتاز إلى الحقول على أكتاف أبّي |
Dünyanın bütün yükü omuzlarında da ondan. | Open Subtitles | أوه ، نيك. أنت تحمل الوزن من العالم على أكتاف الخاصة بك. |
Biz, böylesi önemli bir dönüşümde işin zor kısmını başaranların omuzlarında yükseldik. | Open Subtitles | نقِفُ على أكتاف أولائك الذين انجزوا العمل الصعب الذي أحتاجه تحولٌ أساسي كهذا. |
Bugünden sonra, bir adamın pervasızlığının yükü, tüm soyunun omuzlarında olmayacak. | Open Subtitles | من بعد اليوم لن يكون طيش ربيب تحوُّل عبئًا على أكتاف سلسلة تحوُّله. |
Bir sonraki nesil daha yetkin birisinin omuzlarında yükselmeli. | Open Subtitles | الجيل القادم يحتاج إلى الوقوف على أكتاف أولئك الذين ذهبوا من قبل |
Pekâlâ çocuklar, Ulusal yarışma çok yakında ve bütün yük Rachel Berry'nin omuzlarında. | Open Subtitles | حسناً يا رفاق، البطولة الوطنية قادمة، وكله حول الركوب على أكتاف (رايتشل بيري). |
Çünkü bugün, birçok devin omuzlarında duruyorum. | Open Subtitles | لأنّي اليوم واقفة... على أكتاف عدّة عمالقة. |
Rahiplerin omuzlarında kılavuzluk edecek. | Open Subtitles | سيكون في المقدمة على أكتاف الرُهبان. |
Atalarımızın omuzlarında duruyoruz. | Open Subtitles | المقام على أكتاف أسلافنا. |
Neyse işte, Beau Bridges benim omuzlarımda ve Jeff Bridges de Marlon Brando'nun omuzlarında hem havuza girme iznimiz de yok, unutma... | Open Subtitles | لذا، (بو بريدجز) على أكتافي و(جيف بريدجز) على أكتاف (مارلون براندو) وتذكر بأنّنا لا نملك تصريحلنكونبحوضالسباحة... |
Efsanenin ve büyünün var olduğu topraklarda büyük bir krallığın kaderi, genç bir çocuğun omuzlarındaydı. | Open Subtitles | في أرض الأساطير وأزمنة السحر مصير مملكة عظيمة يقع على أكتاف شاب صغير |
Efsanenin ve büyünün var olduğu topraklarda büyük bir krallığın kaderi genç bir çocuğun omuzlarındaydı. | Open Subtitles | في ارض الأساطير وازمنة السحر مصير مملكة عظيمة يقع على أكتاف شاب صغير |
Bu ülke, çalışkan girişimcilerin omuzları üstünde kuruldu. | Open Subtitles | هذه الثقافة قد بُنيت على أكتاف أصحابالمشاريعالذينيعملونبكد. |
Bizden öncekilerin omuzları üstünde dururuz. Ameliyat iyileştirme sanatları içinde en cesur ve korkusuz olanıdır. | Open Subtitles | {\cH2BCCDF\3cH451C00}نقف على أكتاف أولئك الذين كانوا قبلنا. الجراحة هي الأجرأ والأشجع بين فنون العلاج. |