Geçen hafta TV'de kocasını 27 yerinden bıçaklayan bir kadın vardı. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي سمعت على التلفزيون عن امرأة طعنت زوجها 27 مرة |
TV'deki bir şeyin parodisiyle tamamen yeni bir şey yaratıldı. | TED | شيء جديد تماماً تم ابتكاره هنا من السخرية من شيء ما على التلفزيون |
İhtiyacım olan son şey, televizyona gösterişçi olarak bakacak biridir. | Open Subtitles | أخر ما أحتاجه هنا هو سافل متعالٍ يتكبر على التلفزيون |
- Ya da televizyona çıkarırlar! - Şişko Çocuk. | Open Subtitles | أو وضعه على التلفزيون ايها الطفل السمين. |
televizyonda adam gibi davranmayı bilen tek bir kız yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد فتاة على التلفزيون تعرف على التحرك بشكل صحيح. |
Belki televizyondan izlersin. Seni bu kadar erken beklemiyordum. | Open Subtitles | ربما أوافيك لاحقاَ على التلفزيون لم أتوقع رؤيتك قريباَ |
Tıpkı televizyondaki gibi dudaktan öpüşürler ve sonra da tohumları ekerler! | Open Subtitles | يقبلونبعضعلىالشفاه . .. كما يحدث على التلفزيون و بذرةصغيرةتخرج |
Dinle, TV'deki reklamları gördün mü? | Open Subtitles | إسمع، رأيت الإعلانات التجارية على التلفزيون ؟ |
Saat 11'e kadar TV'ye çıkabilirsem belki kız bizi arar. | Open Subtitles | إذا تمكنت من الظهور على التلفزيون قبل الساعة 11 ربما تتصل بنا |
Her akşam TV'de mahkemeye verilen bir sürü insan görüyoruz. | Open Subtitles | كل ليلة وأنا أتابع الأخبار على التلفزيون أرى الكثير من الناس المتابعين بقضايا في المحاكم. |
TV'de cinayet. Noel haftası için ne başlangıç ama. | Open Subtitles | جريمة على التلفزيون يالها من طريقة لبدء اسبوع الميلاد |
Her şeye bahse girerim, bu gece sen ve ben TV'ye çıkarız. Düşünsene. | Open Subtitles | الليلة اراهنك بأي شيئ اننا سوف نكون على التلفزيون انت وانا ، هل يمكنك ان تتخيلي ذلك ؟ |
Başkan televizyona çıkıp vaatlerde bulunuyor, Tanrı aşkına. | Open Subtitles | لدي الرئيس يظهر على التلفزيون النتائج الواعدة لأجل السيد المسيح |
televizyona çıkmak düşündüğün kadar güzel ve heyecanlı değildir. - Öyle mi? | Open Subtitles | إسمعيني، الظهور على التلفزيون ليس رائعاً ومشوّقاً كما تعتقدين. |
Hayır, televizyona çıkarmayacaksın. Bunu yapan kişi onu öldü bilmeli. | Open Subtitles | لا أريد أن تضعي صورتها على التلفزيون ، لأني أريد لمن فعل هذا أن يبقى معتقدا أنها ميتة |
televizyonda bir kızın gecede 3.000 dolar kazandığınızı söylediğini gördüm. | Open Subtitles | رأيت فتاة على التلفزيون تجني 3 آلاف في ليلة واحدة |
Sırtlarını paraya ve üst orta sınıf statülerine yaslayanları... televizyondan şüphe ile izliyorduk. | Open Subtitles | نظرنا والشك داخلنا على الوجوه على التلفزيون أولئك المحميين بالمال و مقام طبقة متوسطة أعلى |
- televizyondaki Jimmy. Jeffy çok sever. | Open Subtitles | جيمى الذى يظهر على التلفزيون جيفى من أكبر معجبيه |
- Buraya gel kalleş! - Televizyondayız! | Open Subtitles | أيها المغفل ـ نحن على التلفزيون |
Onu bulmak, bize güvenmesini sağlamak, onu televizyonu çıkarmak için. | Open Subtitles | لنُخرج ما بداخله لنجعله يثق بنا لنجعله يظهر على التلفزيون |
- Evet. Bir sonraki adresin kodes olacak. Şu anda televizyondasın! | Open Subtitles | انت على التلفزيون عزيزي, انا نيك ناكامورت |
Yaptığı seçimler, hayatını yaşama şekli... Hepsi ulusal televizyondaydı. | Open Subtitles | لنرَ الخيارات التي اتّخذتها، والطريقة التي كانت تعيش حياتها بها، كلّ ذلك على التلفزيون الوطني. |
Biliyor musun, şimdi aklıma geldi, bir televizyon şovunda gördüğüm bir şey. | Open Subtitles | أتعلم فكرت ب شيء شيء رأيته على التلفزيون |