Mesela ben ve Rachel... ve Mercedes, onunla konuştum, Aramız iyi. | Open Subtitles | كعني أنا و ريتشل و مرسيدس تحدثت معها ونحن على وفاق |
Çünkü, yakın bir zaman diliminde birbirimizin saçlarını tarayacak kadar kanka olamayacağımızı biliyordum, ama yine de Aramız iyi zannediyordum. | Open Subtitles | لأنني أعرف بأننا لم نكن ،نجدل شعرنا في وقت قريب اعتقدت بأننا كنّا على وفاق |
O geceden sonra aramızın iyi olduğunu düşünmüştüm, | Open Subtitles | ظننت أننا على وفاق بعد ما حدث تلك الليلة |
Evet, eminim ağrı kesici etkisini kaybedince sinirli olacağım ama şimdilik, sorun yok. | Open Subtitles | متأكّد من أنّه عندما يزول تأثير المسكّن، سأغضب -ولكنّنا على وفاق للوقت الراهن |
Bak bildiğim kadarıyla iyiyiz. | Open Subtitles | اسمع، على حد علمي نحن على وفاق |
Fakat Aramız iyi değil mi? | Open Subtitles | انه حقًا علي الذهاب , ولكننا على وفاق أليس كذلك ؟ |
Doğru seçimi yaparsan, uslu durursan Aramız iyi olur. | Open Subtitles | إن قمت باتخاذها ولعبت بشكل لطيف فسنكون على وفاق |
Bilgileri nereden alıyorsun bilmem ama Çinlilerle Aramız iyi. | Open Subtitles | لست متأكداً من مصدر معلوماتكِ، ولكنّنا على وفاق مع الصينين |
Hayır, Aramız iyi değil. | Open Subtitles | وبشكل عام كنت أحمق كبير لا نحن لسنا على وفاق |
Aramız iyi olduğu için mutluyum üçümüzün de. | Open Subtitles | أنا مسرور أننا على وفاق ثلاثتنا |
- Aramız iyi olsun yeter. | Open Subtitles | تراجع . طالما نحن على وفاق,حسناً. |
Ve ben bu bebeğin aramızın iyi olduğu bir dünyaya doğmasını istiyorum. Arkadaş mıyız? | Open Subtitles | و، أريد لهذا الطفل ان يولد في عالم نحن في على وفاق ، لذا، أصدقاء ؟ |
Bu da aramızın iyi olmasını istememin sebeplerinden. | Open Subtitles | لوقت طويل و هذا سبب أهم لكوني أريدنا أن نكون على وفاق تام |
Grubu korumaya çalışıyordun. sorun yok. | Open Subtitles | لقد كنت تحاولين حماية الجماعة، إننا على وفاق |
Evet, ahbap. Sakinleş. sorun yok. | Open Subtitles | نعم يا رجل، اهداء نحن على وفاق |
Yani, bilirsin, biz iyiyiz. Değil mi? | Open Subtitles | لذا، نحن على وفاق حسناً؟ |
Jim ve Shirley bu vakti arkadaşlarına sonlarının yakın olduğunu haber vererek ve bunu kabullendiklerini söyleyerek geçirdi. | TED | جيم وشيرلي أمضيا هذا الوقت بجعل أصدقائهم يعرفون أن نهايتهما كانت قريبة وأنهما كانا على وفاق مع ذلك. |
"Barıştık mı?" | Open Subtitles | "أحياناً عليك أن تسأل " هل نحن على وفاق ؟ |
Yarışmaya kadar haftasonları da dahil olmak üzere. Anlaştık mı? | Open Subtitles | من ضمنها عطلات الأسبوع هل نحن على وفاق ؟ |
- Tamam. Buradaki herkes benimle çok iyi geçinir. | Open Subtitles | جميع من بهذه البناية على وفاق معي |
İyi anlaşıyor musunuz? | Open Subtitles | هل كنتِ على وفاق معه؟ |
Sen ve Kelly. Onunla iyi geçiniyor gibisin. | Open Subtitles | أنت و"كيلي"يبدو بأنكما على وفاق تام |
Senden uzak duracağım ve ikimiz iyi anlaşacağız. | Open Subtitles | ابتعد عنك، وعندها أنا وأنت سنكون على وفاق .. |
Sonunda aramız düzeldi zannediyordum, bilirsin işte, önceki halimize nazaran. | Open Subtitles | خلت أننا نصبح على وفاق أخيراً تعلم، نأخذ بعين الإعتبار |