| Gitmem gerek. Evle ilgili şu yaşlı bayanı görmeliyim. | Open Subtitles | عليّ الذهاب ورؤية هذه السيدة العجوز في بيتها. |
| O gerçekten çok ciddi. Sadece banyoya Gitmem gerek dedim. | Open Subtitles | ـ أعرف أنها جادة ـ كل ما قلته هو عليّ الذهاب إلى الحمام |
| Gitmeliyim. - Bir şeye ihtiyacın olursa. - Haydi yukarı, yukarı. | Open Subtitles | حسناً ، عليّ الذهاب إذا احتجت أي شيء ، هذه بطاقتي |
| Bunu sevdim bebek ama artık Gitmeliyim. | Open Subtitles | هذا كان عظيماً يا حبيبتي لكن عليّ الذهاب. |
| Babamın garajına gitmem lazım. Bilgisayarları satmasında yardım etmek için. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى مرآب أبي لمساعدته في بيع أجهزة الحاسوب. |
| Yarın cumartesi değil mi? Almanya'ya gitmem gerekiyor Köln'e yakın bir yer. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى المانيا بالقرب من كولونيا |
| Eğer gezegenin sonu geliyorsa, neden dişçiye gitmek zorundayım anne? | Open Subtitles | لم عليّ الذهاب لطبيب الأسنان إن كان العالم سينتهي، أمّاه؟ |
| Gitmem gerek. Bando denemelerine gireceğim. | Open Subtitles | حسناً ، عليّ الذهاب عليّ التدرب لأجل الفرقة الموسيقية |
| Bakın, tuvalete Gitmem gerek, fakat herşeyi öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | اسمعوا، عليّ الذهاب إلى الحمّام ولكني أريد سماع كل شيء. |
| Biliyor musun eğer bilgisayar istiyorsan beni ara. Gitmem gerek. | Open Subtitles | اسمع، إن أردت حاسوباً، اتصل بي، عليّ الذهاب. |
| Atletini gerçekten beğendim. Lekelenmesin diye üstüne bir şeyler giysen iyi olur. Gitmem gerek. | Open Subtitles | يعجبني حقاً ذلك القميص , عليكِ وضع سترة عليه حتي لا يبقع , عليّ الذهاب |
| İşe Gitmem gerek, anne. | Open Subtitles | كما تعلمين , عليّ الذهاب إلى العمل يا أمي |
| Karımı aramalıyım. Hastaneye Gitmeliyim! | Open Subtitles | عليّ أن أتصل بزوجتي عليّ الذهاب للمستشفى |
| Pekala John, benim için zevkti, ama artık Gitmeliyim. | Open Subtitles | ،حسناً، لقد كان وقتاً ممتعاً لكن عليّ الذهاب |
| Hayır Gitmeliyim, treni kaçırmak istemem. | Open Subtitles | كلاّ، يجب عليّ الذهاب لا أريد تفويت قطاري |
| Benim işe gitmem lazım. Keşke benim de boş günüm olsaydı. | Open Subtitles | عليّ الذهاب للعمل, أتمنّى لو كان اليوم عطلة لديّ أنا أيضاً |
| Tamam. Şimdi gitmem lazım ama ayarladığım zaman detayları sana anlatacağım. | Open Subtitles | حسناً، عليّ الذهاب لكنني سأخبرُك بكل التفاصيل عندما يجهز كل شيء |
| Özür dilerim, fala inanmam. gitmem lazım. | Open Subtitles | آسفة لا أؤمن بقراءة المستقبل ، عليّ الذهاب |
| İzin verirseniz tuvalete gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | إذا اذنتم لي, عليّ الذهاب الى غرفة الأطفال |
| Yani şimdi gitmem gerekiyor, çünkü benim de öyle düşündüğümü sanmalı. | Open Subtitles | إذن عليّ الذهاب الآن ليعتقد أنّني لا أمانع البتّة رؤيته. |
| Oraya gitmek zorundayım. - Gidemezsin. Adamın kimliğini ortaya çıkaracaksın. | Open Subtitles | ـ لا يُمكنك، أنك ستكشف أمره ـ يتوجب عليّ الذهاب إلى هُناك |
| Belki de hemen hastaneye Gidip bana yalan söylediğini itiraf ettirmeliyim. | Open Subtitles | لم أفكر بذلك .. ربما يجب عليّ الذهاب إلى المستشفى .. |
| Evet. Şimdi yemek yiyoruz, Kapatmam gerek. | Open Subtitles | نعم حسناً، نحن على العشاء لذا عليّ الذهاب |
| Kapıda biri var. Kapatmam lazım. Bu gece görüşürüz ya da görüşmeyiz. | Open Subtitles | أحــدهم يطرق الـباب , عليّ الذهاب أراك الليــلة |
| Kapatmalıyım. Biliyorsun, görev çağırıyor. | Open Subtitles | يجب عليّ الذهاب الآن، كما تعرف، نداء الواجب. |