| Gitmem gerek. Maris çok üzgün. Onu "Cats" kadrosundan atmışlar. | Open Subtitles | علي الذهاب,لان ماريس قانطة للغاية لقد طردوها من مسرحية القطط |
| - Şimdi gitmek istediğinden emin misin? - Gitmem gerek. | Open Subtitles | هل أنت متأكد أنك تريد الذهاب الآن نعم علي الذهاب |
| Bak, ruhunun derinliklerine inmekten zevk alsam da gitmem lazım. | Open Subtitles | أحب جدا خوض غمار البحث عن الروح معك علي الذهاب |
| Bak, bence bu iyi bir fikir değil. gitmem lazım. | Open Subtitles | ولكن, اسمعي أنا حقا لا أظن بأنه يجب علي الذهاب |
| Evet bırak bunu ben alayım. 8:30'a Gitmeliyim ,o nedenle.... | Open Subtitles | نعم، لاخذ هذه الأشياء علي الذهاب إلى إجتماع ال 8: |
| Tamam, ahbap, Gitmeliyim çünkü bana vermek istedikleri bir iş var orada. | Open Subtitles | صديقي يجب علي الذهاب الان, لان هناك وظيفة يريدون ان يعطوني اياها |
| Şimdi çocuk terapisine gitmek zorundayım ve ağlayana kadar blokları dizmeliyim. | Open Subtitles | الآن علي الذهاب الى علاج النفسي للأطفال وألعب بالمكعبات حتى أبكي |
| Gitmem gerekiyor. Sana benimle ya da arkadaşlarınla eğlenmeni emrediyorum. | Open Subtitles | حسنا علي الذهاب انا أمرك ان تمرحي معي ومع اصدقائك |
| Tuvalete Gitmem gerek. Müsaade eder misiniz müdür bey? | Open Subtitles | علي الذهاب إلى دورة المياه هلا عذرتني واردن ؟ |
| Bir telefon aldım Quiberon'a Gitmem gerek. | Open Subtitles | لقد تلقيت مكالمة علي الذهاب إلى كويبيرون |
| Çok teşekkür ederim. Sanırım Gitmem gerek. | Open Subtitles | حسناً، شكراً جزيلاً لكِ أعتقد أن علي الذهاب |
| Kalıp seninle çene çalmak isterdim ama anne korkarım şimdi Gitmem gerek. | Open Subtitles | يسرني أن أبقى للدردشة لكني أخشى أن علي الذهاب |
| Gitmem gerek. Bu gece koro kızlarını çıkartacağım. | Open Subtitles | حسنا , علي الذهاب , سنأخذ الليلة بعض الملحنات للخارج |
| Sen arkadaşlarınla ol. Benim Gitmem gerek. | Open Subtitles | يجب عليك أن تكوني مع أصدقائك، و أنا يتوجب علي الذهاب |
| Eve gitmem lazım ama on dakika içerisinde orada olurum. | Open Subtitles | علي الذهاب للمنزل، لكني سأكون هناك في غضون 10 دقائق |
| Benim için zevkti ama benim gerçekten gitmem lazım, Martin. | Open Subtitles | لقد تمتعت البارحة بالتاكيد ولكن علي الذهاب |
| Saate bakın. gitmem lazım, randevum var. | Open Subtitles | أنظروا إلى الوقت أنا علي الذهاب ، أنا عندي ميعاد |
| Belki yanina Gitmeliyim cünkü daha önce düsük yapmistim, yani biliyorum... | Open Subtitles | ربما علي الذهاب لها لأنه سبق لي أن اجهضت.. لذا ربما |
| Güzel, evet evet! Hemen geliyorum. Kaçak bir şüpheli varmış, Gitmeliyim! | Open Subtitles | نعم ، جيد حالا لدينا مشبوه هارب ، علي الذهاب |
| Sohbetinizden hoşlandım ama belediyeye Gitmeliyim. | Open Subtitles | لقد إستمتعت بالحديث معكم لكن علي الذهاب لمقابلة العمدة |
| Ama ciddi söylüyorum, bu salak fikrini değiştirmeden önce gitmek zorundayım. | Open Subtitles | لأكون جديًا علي الذهاب قبل أن يغير ذلك الغبي رأيه فيّ |
| Bakın, Komiser, sakıncası yoksa, şimdi Gitmem gerekiyor, limuzinim bekliyor. | Open Subtitles | اسمع ملازم إن لم تمانع علي الذهاب سيارة الأجرة الخاصة تنتظر |
| Kapatmam gerek. Seni yarın ararım, olur mu? İyi geceler. | Open Subtitles | إسمعي علي الذهاب سأتصل بك غداً حسناً ليلة سعيدة |
| Şimdi Kapatmam lazım. Sen bir tesisatçı çağır. | Open Subtitles | أجل علي الذهاب اتصلي بالسباك سوف أعود إليك |
| Gidip birkaç kişiye ev göstereceğim. Kurabiyeli oda spreyi alacağım. | Open Subtitles | لا أريد أن أنهي اللعبة علي الذهاب للطهو و للتسوق |