| Bu işin içine girmek istiyorsan, Ajan Scully bu bilgiyi ortağına derhal iletirsin. | Open Subtitles | إذا اردت إقحام نفسك, عميلة سكالي فيجب عليك توصيل هذه المعلومات للعميل مولدر. |
| ...ve düşük rütbeli Ajan ben olduğumdan, bu ben olurum. | Open Subtitles | و أنا عميلة مبتدئة , لذا سأكون الشخص الذي يغادر |
| Ajan Walker, Buz'u getirmekle çok doğru bir iş yaptın. | Open Subtitles | عميلة ووكر لقد أتخذتي القرار الصحيح لجمع المعلومات عن فروست |
| AP ajansı fotoğrafçısı, Gizli NSA ajanı ile aşk yaşadı. | Open Subtitles | مصورة فوتجرافية, مطلقة اشاعات تحت غطاء عميلة ان اس اه |
| Ajan Sparling, eğer Mr. Franklin'e açıklarsak en iyi şekilde... | Open Subtitles | عميلة سبارلنغ اذا فقط وضحنا لـ أ.فرانكلين أن من مصلحتة |
| Hâlâ ölüm hücresindeyim Ajan Jareau, tek kalan şey saçım. | Open Subtitles | حسنا .. انا انتظر تنفيذ حكم الأعدام .. عميلة جارو |
| Bana tüm bilmem gerekenleri anlatmadan hayatımı riske attınız, Ajan London. | Open Subtitles | لقد عرضتِ حياتي للخطر بعدم إخباري القصة كاملة يا عميلة لندن |
| Özel Ajan Chavez'e kendi ofisinde hesap sormuşsun, üstelik tanıklar varken! | Open Subtitles | هل قابلة عميلة الـ اف.بي.آي الخاصة في مكتبها الخاص، مع الشهود؟ |
| Senin için sadece bir Ajan olduğunu biliyorum ama o benim ailem. | Open Subtitles | أعرفُ أنها بالنسبة لك هي مجرَّد عميلة لكن بالنسبة لي هي عائلتي. |
| Bir gizli Ajan, antenimi bozmaya çalışıyorsa bunun açıklaması apaçık ortadadır: | Open Subtitles | عميلة مخابرات أجنبية تحاول إصابة الهوائى الخاص بى التفسير واضح : |
| Tek eksik şey, dünyayı kurtarmak isteyen hevesli bir Ajan. | Open Subtitles | لا يتطلب الأمر سوى عميلة مفرطة الحماس تود إنقاذ العالم، |
| Kusura bakma, Ajan Scully, ama bu sanki Hubble'dan alınmış gibi duruyor. | Open Subtitles | مع إحترامي الشديد, عميلة سكالي. إن ذلك يبدو كما لو كان صورة من تليسكوب هابل. |
| Ajan Scully, dışarıda biraz konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | عميلة سكالي, هل يمكن ان أتحدث إليك خارجاً؟ |
| 5 saattir burada ağaç olduk, Ajan Scully. | Open Subtitles | نحن فى مهب الريح منذ خمس ساعات عميلة سكالي. |
| Hâlâ yasal gizli servis ajanı olduğuna dair otoban devriyesini kandırabilir misin? | Open Subtitles | هل تستطيعين خداع دوريات الطرق بأنّكِ ما زلت عميلة خدمة سرية شرعية؟ |
| Neden bir CIA ajanı ile Wo Fat iletişimde olabilir ki? | Open Subtitles | لماذا يكون ووفات على اتصال مع عميلة من المخابرات المركزيه ؟ |
| Güven baba, kendisi sıradan annelerden değildir. Eski bir hükümet ajanı. | Open Subtitles | ثق بي, أنها ليست أمرأة عادية كأمك أنها عميلة حكومية سابقة |
| -Neden Amerika'dasın, babam için bir görevde misin? -Ben gizli bir ajanım lütfen dikkatli ol | Open Subtitles | آلان , أَنا عميلة سريّة، لذا رجاءً حاولْ ان تَكُونَ رصينَ |
| 199 tatmin olmuş müşteri. Her neyse, büyük gece Perşembe günü. | Open Subtitles | مائة وتسعة وتسعين عميلة راضية علي أيِ الليلة الكبيرة يوم الثلاثاء |
| Ben Amerikalı bir FBI ajanıyım. | Open Subtitles | . أنا عميلة أمريكية في مكتب التحقيقات الفدرالي |
| Aslında o kız Seisen akademisine gizli görevle gönderdiğimiz bir ajandı. | Open Subtitles | في الواقع لقد كانت عميلة اخرى تغلغلت في حرم جامعة سيزن |
| Bunun FBI ajanını bulmakla ilgisi yok. | Open Subtitles | هذا لا يتعلق بإيجاد عميلة من المباحث الفيدرالية. |
| Bir kadın CIA ajanının hayatına kişisel ve yakından bakmak istemişti. | Open Subtitles | لقد أراد نظرة قريبة وشخصيّة لحياة عميلة أنثى في الإستخبارات المركزيّة. |
| Modern çağdan, Antik Roma çağına, Sezar suikastını engellemek için gönderilmiş gizli bir ajansın! | Open Subtitles | انتِ عميلة سرية عصرية والتي تسافر للوراء الى روما القديمة لتوقف قتل يوليوس قيصر |
| İlk defa Paris'e yolladığım her kadın ajanın attığı bakış. | Open Subtitles | النظرة التي على وجه كل عميلة ترسل للمره الأولى إلى باريس |
| - Bir kadın casus siz koca bir yığın adamdan daha yararlı olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | عميلة سرية واحدة أثبتت أنها أكثر افادةً من أي فردٍ من رجالك |
| Federal ajana saldırı suçundan seni yolladığımda kimsenin şeyinde bile olmayacak. | Open Subtitles | أنّه لن يكترث أحد حينما أعتقلك . بتهمة الاعتداء على عميلة فيدراليّة |
| Bilinen son görüşme, "SideWinder" lakaplı bir ajanla oldu. | Open Subtitles | و فى إتصالهم الأخير كان هناك عميلة لنا تدعى سايدويندر |
| Onun adı Jennifer, ... bir federal ajandır. | Open Subtitles | اسمها جينيفر و هي عميلة فيدرالية |
| Üst seviye bir ajanımız şehirde çalışıyor. | Open Subtitles | لدينا عميلة من الطبقة العليا تعمل بالمدينة |