O arabanın arkasına geldiğimde gördüğüm şey hayatta karşıma çıkan en zor şeydi. | Open Subtitles | عندما أتيت لك خلف تلك السيارة لقد كان أصعب شىء على أن أسمعة |
Buraya ilk geldiğimde bana Fransızca öğretmişti, ben de ona İngilizce öğretmiştim. | Open Subtitles | لقد علمني اللغة الفرنسية عندما أتيت إلى هنا وأنا علمته اللغة الانجليزية |
Buraya ilk kez geldiğimde her insanın diğerinden farklı olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | عندما أتيت هنا لأول مرة اعتقدت أن الناس مختلفين عن بعضهم |
ABC'ye geldiğim zaman, siz, beyler, kontrata kendi müziğimi seçebileceğimi yazmıştınız. | Open Subtitles | عندما أتيت إلي ايه بي سي ، وضعتم في العقد أني أستطيع اختيار موسيقاي |
Seni buldugumuz zaman... neler yapabildigini ögrendiklerinde... gelip seni götüreceklerini düsündük. | Open Subtitles | عندما أتيت إلينا إعتقدنا أن يأخذوك الناس منا عندما أكتشفوا تلك الأشياء التي تقوم بفعلها و هذا يقلقنا للغاية |
Buraya ilk geldiğinde, o piçe nasıl hayran olduğunu söylediğini hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر عندما أتيت هنا فى البدايه كنت معجبا بذلك الوغد |
Buraya ilk geldiğimde elimde bir bok yoktu. - Sadece bir önseziydi. | Open Subtitles | عندما أتيت إلى هنا، لم أظن أن لدي شيئاً أكيد، مجرد حدس |
Sana destek olmak için buraya geldiğimde, aklımdaki bu değildi. | Open Subtitles | عندما أتيت هنا لمساندتك لم يكن هذا الشيئ في بالي |
Bir yıl önce bu şirkete geldiğimde, bu şirketin gay lezbiyen biseksüel ve transları korumak adına ayrımcılığa karşı politikaları olduğunu düşündüm. | TED | عندما أتيت إلى هذه الشركة قبل سنة، فكرت في نفسي، لهذه الشركة سياسات ضد التمييز تحمي المثليين والمتحولين جنسيًا. |
Bunu söylemek istemezdim ama buraya geldiğimde... | Open Subtitles | أكره اننى مجبر ان اُخبرك بهذا, ولكن, عندما أتيت الى هنا, |
Ben bu topraklara geldiğimde sen oradaki oğlandan büyük değildin. | Open Subtitles | يا ستاريت ، عندما أتيت إلى هذه المنطقة لم تكن أكبر سنا من إبنك هذا |
Baharda geldiğimde bunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتيني بذلك الخريف الماضي عندما أتيت |
Buraya geldiğimde yaz sona eriyordu ve burasının o yer olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد كان نهاية الصيف عندما أتيت هنا و قد أدركت انه هذا هو المكان المناسب |
Bir ay önce buraya geldiğimde çok sevimli iki kız vardı arkanda vokal yapıyorlardı. | Open Subtitles | عندما أتيت هنا منذ شهر. كان هناك فتاتين لطيفتين. وكانوا يغنون خلفكِ. |
Sabah geldiğimde, yatakta ihtiyar bir sarhoş gibi yatıyordun. | Open Subtitles | عندما أتيت هذا الصباح كنت منتشر عبر السرير مثل بساط قديم مرمي |
Buraya ilk geldiğimde, doktor bey, ...bu güzelim bahçe bana İngiliz çocuk tekerlemelerinden birini hatırlattı: | Open Subtitles | عندما أتيت إلى هنا لأول مرّة ذكرتني هذه الحديقة الخلابة بأنشودة أطفال مشهورة: |
Buraya geldiğim zaman en güzel yıllarımın bittiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننت عندما أتيت أن أفضل سنوات عمري قد إنقضت |
Bombay'a ilk geldiğim zaman ne kadar korkuyordum hani. | Open Subtitles | تتذكر كيف كنت خائفة عندما أتيت إلى هنا في بومباي؟ |
Bilmiyordum. Sen gelip kimyasal maddeleri arayıncaya dek... | Open Subtitles | لم أعرف إلا عندما أتيت لقاربى بحثاً عن المواد الملتهبة |
Evet? Buraya ilk geldiğinde başka bir garsonun bir kaç hafta seni eğittiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تذكرين عندما أتيت هنا وتدربتى على يد نادلة أخرى؟ |
Buraya girdiğinde sahip olduğun 83 kiloyu korumak için yaklaşık olarak 2500 kalori alman gerekiyor, tamam mı? | Open Subtitles | كي تحافظ على وزنك 185 باوند لأن هذا هو وزنك عندما أتيت أول مرة وكانت السعرات الحرارية في اليوم حوالي 2500 سعر |
Buraya ilk geldiğim zamanı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر عندما أتيت هنا أول الأمر |
Bunu içeri girdiğimde kapının altından atılmış buldum. | Open Subtitles | لقد رميت من تحت الباب ووجدتها عندما أتيت |
Yemin ederim, kuyumcudan gelince öyle yorgun oluyorum ki. | Open Subtitles | أقسم بالله, انا كنت متعبة جداً عندما أتيت من متجر المجوهرات |