Aslında olanları düşününce her şey matematik öğretmenim yüzünden başladı. | Open Subtitles | عندما أفكر فيما حدث كل هذا بدأ بسبب مدرس الرياضيات |
Şöyle bir düşününce tuhaf olan şeyler bir değil iki değil. | Open Subtitles | عندما أفكر بالأمر، إنه ليس فقط شيء واحد غريب أو اثنان |
Şimdi bile, onun gözlerini düşündüğüm zaman, kanım damarlarımda donuyor. | Open Subtitles | حتّى الآن، عندما أفكر فى عيونه يجمد الدم فى عروقى |
Babam hakkında düşündüğüm zaman, neden bu şekilde davrandığımı söyleyebilir misiniz? | Open Subtitles | هل تخبرينى لماذا افعل اشياء لنفسى عندما أفكر فى اْبى ؟ |
Peki, ben gelecek hakkında düşündüğümde, kendimi asla zamanda ilerlemiş olarak görmüyorum. Aslında ben zamanı bana doğru ve geriye hareket ederken görüyorum. | TED | حسنا عندما أفكر في المستقبل لاأرى أنني أتقدم في الوقت أبدا ولكني في الحقيقة أرى الوقت يعود للوراء باتجاهي |
Kısacası, hareket etmeyi düşündüğümde bu komut, vücudumun sentetik kısmına iletiliyor. | TED | ببساطة، عندما أفكر في التحرك، يُنقل هذا الأمر إلى الجزء المصنع من جسدي. |
Bir numara senin bunu yaptığını düşündükçe, mideme ağrılar giriyor. | Open Subtitles | رقم واحد، عندما أفكر في الأمر أحس بألم في معدتي |
Hiçbir şeyini almadan onu bıraktığımızı düşünmek beni çıldırtıyor! | Open Subtitles | عندما أفكر أننا سمحنا لهذا المصاص ان يفلت سالما ، فان دمى يغلى |
Ve bir sürü değirmeni olan o zarif yaşlı beyefendi aklıma geldikçe. | Open Subtitles | و عندما أفكر بذلك الرجل المسن مع كل تلك المطاحن |
Amerika'da siyahi saçını düşününce polislik olmuş bir şey aklıma geliyor. | TED | عندما أفكر في شَعر السود في أمريكا، يتبادر لذهني شيء خضع للرقابة. |
düşününce, birlikte geçirdiğimiz son günler de deniz kıyısındaydı, değil mi? | Open Subtitles | عندما أفكر بذلك فأن الأيام الأخيرة التي قضيناها معاً كانت على الشاطئ, أليس كذلك؟ |
Ve bu konuda düşününce, evlat belki bizim de hatamız var bir anlamda. | Open Subtitles | عندما أفكر في الأمر يا بني أرى أنه ربما نحن أيضاً أخطئنا في حقك |
Ve bu konuda düşününce, evlat belki bizim de hatamız var bir anlamda. | Open Subtitles | عندما أفكر فى الأمر يا بنى أرى أنه ربما نحن أيضاً أخطئنا فى حقك |
Bolluk yaratmayı düşündüğüm zaman, konu gezegendeki herkes için lüks bir hayat yaratmak değil; imkan dolu bir hayat yaratmak. | TED | عندما أفكر في صنع الوفرة، فهو لا يعني صنع حياة رفاهية لجميع الناس على هذا الكوكب ولكن صنع حياة مليئة بالاحتمالات. |
Bu konuyu düşündüğüm zaman nasıl başarabileceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | عندما أفكر في ذلك، لا أستطيع رؤية كيف يمكنني أن أنفضه من رأسي |
Sanırım haklısın. Seni düşündüğüm zaman, her zaman bir odada geçiyor. | Open Subtitles | أعتقد أنك على حق.عندما أفكر بك دائماً تكون في حجرة |
Biliyor musun Lloyd, senin o kadar salak olamayacağını düşündüğüm zaman gidip böyle birşey yapıyorsun. | Open Subtitles | أتعلم يا لويد. عندما أفكر أنك يمكن أن تكون الأغبى وتستبدل الشاحنه بهذه |
düşündüğümde, ben bayağı para kazandım. | TED | لقد راكمت الكثير من المال عندما أفكر في ذلك |
ve bazen tabağımdaki tavuğa da üzüntü duyuyorum, beyin sisteminin ne kadar güçlü olduğunu düşündüğümde. | TED | واقع الأمر في بعض الأحيان أشعر بالأسف قليلا على الدجاجة في طبق عشائي، عندما أفكر كم هو معقد هذا النظام الدماغي. |
CAR T hücre tedavisine yol açmış olan tüm yol ayrımlarını düşündüğümde, çok önemli olduğunu düşündüğüm bir şey var. | TED | عندما أفكر في كل مفترقات الطرق هذه التي أرشدتنا إلى علاج خلايا الكار تي، هناك شيء واحد يجعلني أفكر بشدة لأهميته. |
O aptal çocuk için harcadığım onca zaman ve emeği düşündükçe! | Open Subtitles | عندما أفكر بالوقت و الجهود التي بذلتها من أجل تلك الفتاة الحمقاء |
Onun adama kocasının kıyafetlerini verdiğini düşündükçe deliriyorum. | Open Subtitles | ياإلهى، عندما أفكر انها أعطته ملابس زوجها |