"عندما رأيتك" - Traduction Arabe en Turc

• seni gördüğümde
• gördüğüm zaman
• Seni görünce
• gördüğüm an
• Seni gördüğüm
• sana rastlamak
• ilk gördüğümde
• görünce anladım
• gördüğümde bunun

Gerçekten düşündüm ki sizi, en çok da seni gördüğümde...
أنه عندما رأيتك اعتقدث أنك أكثر من أي شخص آخر

seni gördüğümde kalbim neredeyse yerinden fırlayacaktı.
عندما رأيتك كاد قلبى أن يقفز من مكانه ..

Fakat gece seni gördüğümde neye inandığımı tam olarak anladım.
ولكن عندما رأيتك الليلة، علمت ما أؤمن به تحديداً.

Seni kilisede ilk gördüğüm zaman tıpkı bir erkek gibiydin.
عندما رأيتك لأول مرة في الكنيسة لقد بدوت كرجلٍ حقاً

Bir yuva kurabileceğimi sanıyordum, ama o gece Seni görünce sensiz olamayacağını anladım.
ظننت أنني أريد الأستقرار لكن عندما رأيتك ليلة أمس لاحظت أنني لم أنساك

Sizi kapıda gördüğüm an dedim ki işte geldi ve bunu yapanı yakaladıklarını söyleyecek.
عندما رأيتك أمام البوابة توقعت .. توقعت أنك أتيت لتقول أنك أمسكت به

Garip, seni gördüğüm zaman, senle konuşmaya ihtiyacım var gibi hissettim.
..يبدو غريباً , لكن عندما رأيتك شعرت بالحاجة للحديث معك

Biliyor musun, Rhonda sana rastlamak bana eski günleri hatırlattı.
أتعلمين" روندا" عندما رأيتك جعلني أفكر بالأيام السابقة حقاً

seni gördüğümde oldukça özgür görünüyordun, bir an kendi genç kızlık anılarım canlandı.
بدوت متحررة عندما رأيتك وكأنني أرى ذكرياتي في الصبى

"Yapmak istedim ama seni gördüğümde söyleyecek kelime bulamadım."
أردت أن أقول لك.. لكننى عندما رأيتك لم أجد الكلمات

Gerçek seni gördüğümde hangisine inanacağımı bilemedim.
عندما رأيتك امامى حقيقه لم اعرف ما يجب على ان اصدقه؟

"Lucy, dün seni gördüğümde bana çok kırıcı bir şey söyledin.
لوسي عندما رأيتك بالأمس قلت شئ جرحني بشده

seni gördüğümde aklımın başımda olmasını ve ağzımın yerinde olmasını istedim.
أردت رأيي ان يكون واضح الفم ليس كان ملئ ب الكلام عندما رأيتك

Konferans salonunda seni gördüğümde çok şaşırdım.
كنتُ مندهشة جداً عندما رأيتك في غرفة المحاضرات الآن

O gün bahçede seni gördüğümde oğlumu düşündüm.
عندما رأيتك لأول مره ذاك اليوم بالفناء تذكرت إبني

Ama sizi gördüğüm zaman öte dünyadan bir çağrı gibiydi bu sanki.
أنا فقدت كل اهتمام في الدين لكن عندما رأيتك في تلك الليلة كان مثل الدعوة من الجانب الآخر

Seni istasyonda gördüğüm zaman, ben nereye gidiyordum?
ألى أين كنت ذاهبة عندما رأيتك في محطة القطار؟

Bir kız gelecek dediler sonra Seni görünce güzel bir gül gibi gördüm.
قالوا أن فتاةً ستأتي "... ثم عندما رأيتك شعرت" "كأني وردة متفتحة "...

Seni görünce kendimi çok daha iyi hissettim.
لكن يجب أن أخبرك، لقد تحسنت عندما رأيتك

Onu gördüğüm an..
نعم كانت مجرد قطعة جبن متبقية وبالنهاية قفز لها ولقى حتفه عندما رأيتك تفعل هذا

Bir ay sonra Seni gördüğüm zamanki hissim teninin kokusunu içime çektiğimde kalbimin sızısı.
الإحساس الذي شعرت بهِ عندما رأيتك بعد شهر. وطريقة خفقان قلبي عندما أشم رائحة بشرتك.

Seni ilk gördüğümde "Bu bir çocuk, savaşçı değil" dedim.
عندما رأيتك في المرة الأولى إعتقدت أنّك ولد ليس محارب

Seni o hırıltılı konuşan uyuz ordulu adamla görünce anladım ondan başkasını sevemzdin kimse onun yerini alamazdı
عندما رأيتك مع ذاك الجندي عرفت انك ابدا لن تحبي شخصا آخر غيره وانه لا أحد يستطيع ان يحتل مكان000

Gökyüzünde zıpladığını gördüğümde bunun bir işaret olduğuna inanmak istedim.
عندما رأيتك تقفز الى السماء تمنيت ان اصدق بأنها علامة