Onun içgüdüleri çağdaş kadının 20. yüzyıldaki ihtiyaçlarını karşılayacak ve dünyaya rahatlığın da göz alıcı olabileceğini gösterecek şekildeydi. | Open Subtitles | دفعته غريزته لتلبية حاجات.. المرأة المعاصرة إبتدع أزياء .. |
Öğlen sıcağında, içgüdüleri ona, denemeye devam etmesini söylüyor. | Open Subtitles | في حرارة منتصف اليوم الحارقة تجبره غريزته على الاستمرار في المحاولة |
Aptal olabilir ama içgüdüleri devreye giriyor. | Open Subtitles | نعم، ربما يكون غبياً لكن غريزته بدأت في العمل |
Bütün düşüncesi cinayetti! Bütün içgüdüsü cinayetti. | Open Subtitles | فكرته الوحيده كانت القتل غريزته الوحيده كانت القتل |
Kendine geldiği sırada hezeyan içindeydi ve ilk içgüdüsü de bir şeyleri bulmaktı sanırım. | Open Subtitles | استفاق و كان يهذي، و دفعتْه غريزته الأولى للذهاب و العثور على شيءٍ ما، كما أظنّ. |
Bir şeyleri önceden sezerse içgüdüsüne güvenir ve peşinden gider. | Open Subtitles | لو انتباه حدس بخصوص أمر ما فسوف يتبع غريزته |
Sanırım sadece Alexis'in onun katil içgüdüsünü aldığını biliyordu. | Open Subtitles | اعتقد بأنع عرف ان أليكسيس,الوحيده التي تملك غريزته للقتل |
Misha'nin oldugu yere gitmeliydim. Onun içgüdüleri dogru çikiyor. | Open Subtitles | كان عليّ الذهاب مع (ميشا) لقد كان يتبع غريزته |
İçgüdüleri yol gösterecektir. | Open Subtitles | غريزته سوف ترشده. |
İçgüdüleri ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | غريزته من أجل الخضوع قد ظهرت |
Habil'in içgüdüleri var. | Open Subtitles | "هابيل" لديه غريزته. |
Dünyaya yeni gelen yavrusu için avlanma içgüdüsü mü harekete geçti yoksa yeni doğum yapan annemin beslenebilmesi için yiyecek bulmak mı istedi bilmiyorum! | Open Subtitles | غريزته الطبيعية للبحث عن طعام لمولوده الجديد ربما قد لعبت دوراً أو ربما أراد تزويد أمي بالغداء التي ولدت الطفل حديثاً. |
Ama onun ilk içgüdüsü kendi kanından olanı korumak.. ..tıpkı sizin intikamını almayı istemeniz gibi. | Open Subtitles | لكن غريزته الأوليّة هي الدفاع عن أهله، كغريزتكم إذ تسعون للثأر لأهاليكم. |
Artık tek içgüdüsü öldürmek ve karanlık ruhlara kurban vermek olacaktır. | Open Subtitles | الآن ستصبح غريزته هى القتل "والأنتقام من "لوس |
Belki hayvani içgüdüsü öyle istemiştir. | Open Subtitles | ربما غريزته الأولية هي من دفعته |
Şöyle diyelim ki ilk içgüdüsü bu değil. | Open Subtitles | دعينا فقط نقول أن هذا ليس غريزته الأولى |
Cesedin bu kadar çabuk bulunmasına izin vermesi şu ana dek gösterdiği kendini koruma içgüdüsüne ters düşüyor. | Open Subtitles | السماح باكتشافها بهذه السرعة يبدو عكس غريزته بحماية نفسه التي اظهرها لحد الآن |
Bay Lowe'ın tüm niyetlerine güvenme ama kendini koruma içgüdüsüne güvensizlik etme ya da bu seferde onun önemini küçümseme. | Open Subtitles | لذا، عدم الثقة في نوايا السيد (لو)، من حريتك عدم الثقة في غريزته من أجل الحفاظ على الذات ولا يجب التقليل من أهميته لهذه البِعثة |
Üçüncü içgüdüsünü izliyor. | Open Subtitles | ان غريزته الثالثه بدات تظهر |