Görüşün için çok sağ ol, minyatür ben ama maçın ikinci yarısını kaçırdın. | Open Subtitles | لديكِ بصيرة نافذة أيتها النسخة الصغيرة منيّ لكن فاتك الكثير من هذه اللعبة |
Hey, Jesse, Kahvaltıyı kaçırdın. Neredeydin? | Open Subtitles | مرحباً ، جيسي ، لقد فاتك الإفطار ، أين كنت ؟ |
Belki kaçırdın ama bu iş benim için çok büyük. | Open Subtitles | ربما يكون قد فاتك الأمر لكنها صادفت أن كَانتْ قضية كبرى لي |
Merak etme. Tek kaçırdığın, bir kaç aylık düzenli çok iyi seksti. | Open Subtitles | لا تقلق, كل ما فاتك هو عدة شهور من الجنس العفوي الرائع |
Biraz önce çıktı, kıl payı kaçırdınız. Ama birazdan döner. | Open Subtitles | خرج للتو، لقد فاتك أن تلتقيه لكنه سيعود قريباً |
Sen, ... öğle yemeğini kaçırdın. Birşeyler getirdim. | Open Subtitles | لقد فاتك فطار الصباح , لذا احضرت لك شيئا ما |
Dinle, Saat 11:25 ve etüdü kaçırdın. | Open Subtitles | انها الحادية عشره وربع لقد فاتك ميعاد المحاضره |
Arkası açık geceliğimle hastanede dolaşıp, her yerde seni aramamı kaçırdın. | Open Subtitles | لقد فاتك هذا، لقد تجولت في كل المستشفى بحثاً عنك بعبائتي العارية من الخلف |
Garajdaki satışı kaçırdın. Fakat elimizde, tonlarca, örgülü bitki tutacağı var. | Open Subtitles | فاتك المزاد ولكن بقي لدينا الكثير من واقيات النباتات |
Az önce kasabanın yeni şerifine yemin ettirdim, kaçırdın. | Open Subtitles | فاتك تواً أدائي القسم بصفتي المأمور الجديد للمخيم |
Seni, gözaltında tutulabileceğin odalarından birine... götüren telgraf operatörünün... gelişini kaçırdın. | Open Subtitles | فاتك قدوم عامل التلغراف اللعين والذي لو أنزلته في إحدى غرفك لكان بإمكانك معرفة أخباره دوماً |
Bugün iki önemli telekonferansı kaçırdın, birisi üst yönetimleydi. | Open Subtitles | فاتك اجتماعان هاتفيان اليوم أحدهما مع الشركة |
- kaçırdın, dostum. Görmeliydin. | Open Subtitles | ـ حان وقت الذهاب يا روز ـ لقد فاتك هذا يا رجل |
- kaçırdın, dostum. | Open Subtitles | ـ حان وقت الذهاب يا روز ـ لقد فاتك هذا يا رجل |
- Öğle yemeğinde yediğimiz patates cipsi ve pudingi kaçırdın. | Open Subtitles | -لقد فاتك يا صديقي تناول الحلوى و رقائق البطاطس للغداء |
Hayatını değiştirecek olan Brad Honeycutt'la el sıkışma tecrübesini kaçırdığın için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسف لما فاتك في تجربة تغيير الحياه في مصافحة براد هونيكات |
Oh, kaçırdınız, Yüzbaşı Hastings. Bu kadar çok kayan yıldız hiç görmemiştim. | Open Subtitles | لقد فاتك يا كابتن هيستنجز انا لم ارى قط كل هذه النجوم بذيل |
Tamam, gerçekten ne kaçırdığını bilmek istiyor musun? | Open Subtitles | هل تريد فعلاً أن تعرف ما الذي فاتك البارحة ؟ |
Peki, ilk PSAT testini kaçırmışsın. | Open Subtitles | يبدوا أنه فاتك تاريخ أول حصة تطوير الذات |
75.'yi özledin mi? | Open Subtitles | هل فاتك عيدهم الخامس و السبعين ؟ |
Bunu nasıl atladın anlamıyorum. | Open Subtitles | أجهل كيف فاتك ذلك. |
Şimdi, bu önemli, çünkü birini dahi kaçırırsan kuralları ihlal etmiş olursun. | Open Subtitles | هذا مهم جدا , لو فاتك يوم تكزن انتهكت الافراج المشروط |
Arkadaşın evden gittikten sonra, eskilerden bir şeyler karıştırmaya başladım, ...ve gözden kaçırmış olabileceğin bir resim buldum. | Open Subtitles | أترى، بعد أن غادر صديقك، بدأتُ بالبحث عن بعض الأشياء القديمة، ولقد وجدتُ صورة قد فاتك |
Iskaladın. | Open Subtitles | فاتك. |
Birkaç günlüğüne gittiğini biliyorum ama kaçırdığına bak. | Open Subtitles | ،حسناً,اعلم انك غبت ليومان فقط لكن انظر ماذا فاتك |
Yılın olayını kaçırırsın. Bu sıradan bir parti değil. | Open Subtitles | لقد فاتك الحدث الاساسى ان هذه ليست فقط مجرد حفلة |
Esas olayları kaçırmışsınız, çünkü Boyd son birkaç saate 3 kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | " لقد فاتك كل أنوار الشرطة لأن " بويد ألقى 3 جثث في الساعات الماضية |
Bilemem. Ama size atladığınız bir şey söyleyeyim. | Open Subtitles | لا أعلم، لكني سأقول لك ما فاتك. |
Olsun belki bir şeyleri atlamışsındır. | Open Subtitles | ربما فاتك شيء |