Ben büyük bir hata yaptım zeki biri ile evlenme? | Open Subtitles | هل اقوم بخطأ فادح بزواجي بشخص أذكي واجمل مني ؟ |
Anlamıyorsun, değil mi? Görevin dışına çıktın. Bu yaptığın büyük bir hataydı. | Open Subtitles | كان ينبغى أن لاتفعل ذلك, أنت خرجت عن المهمة, هذا خطأ فادح. |
"... ve korkarım ki büyük bir haksızlığın acılarını çektiniz. | Open Subtitles | وأنا أخشى أنك قد تعرضت لظلم فادح موقفي خلال محاكمتك |
Eğer ilaç kullanmadan yaşamayı başarabilirsem bir şekilde aslında zihinsel bir hastalığa sahip olmadığımı, hepsinin bir hata olduğunu kanıtlayabilirmişim gibi hissediyordum. | TED | شعرت بأنني لو استطعت أن أعيش دون العقاقير سأثبت بعد ذلك كله بأنني لم أكن مريضة عقلياً و أنه كان خطأ فادح |
Korkunç bir hata yapmak üzeresin. Bir daha düşünmeni rica ediyorum. | Open Subtitles | أنت على وشك اقتراف خطأ فادح وأطلب منك أن تعيد التفكير |
John Roebling'in tasarımında bol miktarda arıza güvencesi olmasaydı bu Ölümcül bir hata olabilirdi. | TED | كان من الممكن أن يكون ذلك عيبًا قاتلًا إن لم يكن خطأ سلامةٍ فادح في تصميم جون روبيلينغ |
Batı dünyasında, büyük bir hata yapıyor ve demokrasiyi çantada keklik sanıyoruz. | TED | في الغرب، نحنُ نقوم بإرتكاب خطاً فادح كأنه أمرٌ مفروغٌ منه. |
Tekneyi kaybetmek büyük bir hata. Ayrıca Arikara'lar o kadar aptal değil. | Open Subtitles | ،أن ترك القارب يعتبر خطأ فادح بالإضافة هنود الحمر ليسوا أغبياء |
büyük bir hata yapıyorsunuz. Bu dava kapanmadı. | Open Subtitles | أنت تقومين مخطأ فادح هذه القضية لم تغلق بعد |
Çok büyük bir hata yapıyorsunuz; yanlış adamı yakaladınız. | Open Subtitles | أنت يا هذا, أنتم تقترفون خطأ فادح لقد أمسكت بالشخص الخطأ |
büyük bir hata yaptığını fark eder ilk kuğu ile birlikte bir göle atlayıp intihar ederler. | Open Subtitles | يكتشف بانه ارتكب خطأ فادح وهو و البجعة الاولى قفزا الى البحيرة و انتحرا |
Biliyor musunuz, büyük bir hata yapmaktan o kadar korkuyorsunuz ki ufak bir hata yapmaya razısınız. Ama, muhtemelen o da korkunç olacak. | Open Subtitles | أتعلم , أنتَ خائف جداً من أقتراف خطأ فادح أنتَ حضرت لتقومبخطأأصغرحتى الانلازلتبصددالمأساهالأولى. |
Bence bu kelimeyi kullanman büyük bir hata. | Open Subtitles | أعتقد أنه خطأ فادح أن تستخدم مثل هذه الكلمة |
Bana sorarsan ki kimse sormaz bana kız büyük bir hata yaptı. | Open Subtitles | لو سألتني.. بالطبع لا أحد يسألني لقد فعلت خطأ فادح |
Aksi takdirde, güvenlik elemanlarımı atlatarak büyük bir hata yapmış olurum. | Open Subtitles | بخلاف ذلك فسأكون قد قمت بخطأ فادح فى تضليل المراقبه الأمنيه خاصتى |
Bingo. Korkunç bir hata olarak işlem görmüş ama sonunda suçlama düşürülmüş. | Open Subtitles | تمّ التعامل معه كخطأ فادح آنذاك، وأسقطت التُهم في الأخير. |
Eşinizin ölümü yüzünden üzgün olduğunuzu anlıyorum ama bu, Ölümcül bir hata yapmanız için mazeret değil. | Open Subtitles | أنا أتفهم أنك مستاء من وفاة زوجتك لكن هذا ليس عذرا لارتكاب خطأ فادح آخر |
Bak... Seni çok kötü bir hata yapmaktan kurtarmaya çalışıyorum, Mike. | Open Subtitles | أسمع, أنا أحاول أن أوقفك (لكي لا ترتكب خطأ فادح (مايك |
Eğer bu yeri yere yıkmaya uzak olduğumu düşünüyorsan, ciddi bir şekilde yanılıyorsun. | Open Subtitles | إن ظننتني لن أحرق هذا المنزل عن بكرة أبيه فإنّك مخطئ بشكل فادح. |
Lütfen. O hayatının hatasını yapmak üzere, Mutant. | Open Subtitles | ارجوك , انها على وشك ارتكاب خطأ فادح يا ميوتن |