| Önce alttaki suya ulaşmak için buzda bir delik açmaları gerekiyor. | Open Subtitles | أولا هم يجب أن يحفروا فتحة في الثلج للوصول الى الماء. |
| Metcalf kıçıyla yerdeki bir delik arasındaki farkı bile ayırt edemez. | Open Subtitles | في رأيي، ان الدّكتور ميتكالف لا يَعْرفُ طيزة مِنْ فتحة في الأرضِ. |
| Kafamda bir delik açıp kanamayı durdurmak istiyorlar. | Open Subtitles | لذا, سيقومون بأجراء فتحة في رأسي من اجل سحب الدماء |
| Duvardaki bir deliğe konuşuyormuş gibi hissediyorsun değil mi? | Open Subtitles | تشعرين وكأنكِ تتحدثين إلى فتحة في جدار، أليس كذلك؟ |
| 'Dış duvardaki bir delikten, büyük makinaların gürültüsünü duyuyoruz. | Open Subtitles | استطعنا سماع هدير محركات ضخمة عبر فتحة في الجدار الخارجي |
| Burada bütün tepeyi gökyüzüne uçuracak kadar barut var. | Open Subtitles | هناك بارود يكفي لنسف فتحة في السماء |
| Bu duvardaki bir delik değil dostum, bu Kaykaykız. | Open Subtitles | هذه ليست فتحة في الجدار يا رجل. هذه رولر جيرل. |
| Küçük bir hava tabancasıyla omurgana bir delik açıyorlar. | Open Subtitles | .إنها مجرد فتحة في عمودك الفقري ببندقية مائية صغيرة |
| Alevler resmen damda bir delik açmış ama yayılmamış,.. | Open Subtitles | النار بشكل عملي احرقت فتحة في السقف لكنها معزولة في هذه البقعة |
| Tatlım, artık tavanda bir delik olduğuna göre... belki de burası yeni bir merdiven için kullanılabilir. | Open Subtitles | بما انه بات لدينا فتحة في السقف فكرت بأنه يمكن ان يصبح مكانا جديدا للسلم ان ينتهي |
| Buradaki çitte bir delik var. Ama kimse bilmiyor. | Open Subtitles | توجد فتحة في السياج هنا، لكن لا أحد يعرف مكانها |
| Eğer senin yaptığını öğrenirsem, kafanda koca bir delik açacağım, sonra kalbinde koca bir delik açacağım, sonra da gözlerinde birer delik açacağım. | Open Subtitles | وإذا أَكتشفتُ انك أنتَ سَأَحْفرُ فتحة في دماغِكِ ثمّ سَأَحْفرُ فتحة في قلبِكِ |
| Duvarda bir delik var. Ne olduğunu çözmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | هناك فتحة في الجدار،ونحن نحاول معرفة ماهيتها |
| Kafanıza bir delik açılmasını istemiyorsanız deli gibi dövüşün. | Open Subtitles | قاتل بكل قوتك إذا أنت لا تُريدُ فتحة في رأسكِ |
| Bununla buzda bir delik açmazsan, patlama bu bölümü olduğu gibi uçurur. | Open Subtitles | إذا كنت لن تَفْتحُ فتحة في الثلجِ بذلك، الإنفجارِ بأكمله سيذهب ليتطاير عائداً إلى هذه المقصورةِ |
| Buzdaki bir delik üzerinde sabırla beklemiş ve muradına ermiş. | Open Subtitles | انتظرها حتى تصعد للسطح عبر فتحة في الثلج ونال جزاء صبره |
| Birisi duvarda bir delik açmıştı ve binlerce insan oradan içeriye giriyordu. | Open Subtitles | شقَّ أحدهم فتحة في الجدار وتدفق الآلاف عبرها |
| Yolda bir delik var. Oradan gidemeyiz. | Open Subtitles | هناك فتحة في الطريق لايمكننا أن نسلك هذا الطريق |
| - Görmemiş ama yerdeki bir deliğe basmış ve o da ısırmış ki bu da neden o evde oynamaması gerektiğini gösteriyor. | Open Subtitles | لكنه تعثر في فتحة في الارضية وهناك لدغته الافعى ولهذا نحن لانلعب في ذلك المنزل لا ازرقاق |
| Siz bana bu bıçağın çocuğun cebindeki bir delikten düştüğünü birisinin bıçağı bulduğunu, çocuğun evine gittiğini ve sırf bıçağın keskinliğini denemek için adamı öldürdüğünü mü söylemek istiyorsunuz? | Open Subtitles | هل تحاول إخباري أن هذه السكين سقطت من فتحة في جيب الولد، ثم التقطها شخص ما وذهب إلى بيت الولد وطعن أباه بها فقط لاختبار حدتها؟ |
| Burada bütün tepeyi gökyüzüne uçuracak kadar barut var. | Open Subtitles | هناك بارود يكفي لنسف فتحة في السماء |