Ama beni zorlarsan bu kadarına bile gerek yok, yaparım! | Open Subtitles | و لكن لو اضررتني ، وذلك ليس مستبعداً ، فسأفعل |
İşler bu raddeye gelmişken, şimdilik ne derseniz yaparım. | Open Subtitles | بما أن الأمور قد وصلت إلى هذا الحد فسأفعل ما تمليه على من الآن فصاعداً |
Seni diriltmem gerekse ister sev, ister sevme onu da yaparım. Buna izin vermem. | Open Subtitles | و لو كان على أن أبعثك فسأفعل أيضآ سواء أردت أم لا |
Gerçekten bir servis elemanı olmam gerektiğini düşünüyorsan, bunu yapacağım. | Open Subtitles | لو تظنين بحق أن علي العمل كفتى توصيل، فسأفعل ذلك. |
Uzun zaman önce yapmam gereken şeyi yapacağım ki bu da senin üzgün kıçını tekmelemek. | Open Subtitles | فسأفعل ماكان عليَّ فعله منذ وقت طويل، وهو قهر مؤخرتك النادمة |
Beni rahatsız etseydi yapardım ama beni hiç rahatsız etmiyor. | Open Subtitles | اذا كان هذا يضايقنى فسأفعل لكنة لا يضايقنى على الاطلاق |
Ama eğer böyle yapmamı istersen, kesinlikle yaparım. | Open Subtitles | لكن لو أردتِ منّي أن أفعل ذلك، فسأفعل بالتأكيد |
Dean Mullen, bu senin kararın. Eğer benim bu konunun peşine düşmemi istersen, yaparım. | Open Subtitles | دين مولين , انه ندائك , اذا اردتني ان اتابع ذلك , فسأفعل |
Savaştaysam, kazanmak için ne gerekiyorsa yaparım. | Open Subtitles | عندما أكون بحرب فسأفعل ما أستطيع لكي أفوز |
Savaştaysam, kazanmak için ne gerekiyorsa yaparım. Ama masum insanları öldürmem. | Open Subtitles | حينما أكون بحرب، فسأفعل ما عليّ فعله لأربح ولكنّي لن أقتل الأبرياء |
Bunu bir daha tekrar edersen, sana öyle şeyler yaparım ki, seni öldürmem için bana yalvarırsın. | Open Subtitles | ،إن حاولتِ فعلها ثانيةً فسأفعل لكِ أموراً تجعلكِ تتوسلين لكي أقتلكِ |
Sen seç, sen karar ver. Aşağı inersem coçuğu kurtabileceğimi söylüyorsan, Bunu yaparım. | Open Subtitles | إن كنتَ تقول لي بأنّ بوسعي الذهاب إلى هناك وإنقاذ الطفلة، فسأفعل |
O benim oğlum. Ona uygun olmadığını düşünürsem yapmam gereken her şeyi yaparım. | Open Subtitles | إن اعتقدت أنها لا تناسبه فسأفعل ما يتوجب عليّ فعله |
Eğer bu bıçağı benden almazsan bununla sana korkunç şeyler yapacağım. | Open Subtitles | إذا لم تتناول هذه السكين مني فسأفعل شيئا شنيعا بها |
Bunun da ötesinde gerçekle yaşamak için gücüm dahilindeki her şeyi yapacağım. | Open Subtitles | ولكن عدا ذلك فسأفعل كل ما في وسعي لأعيش بالصدق |
Diyorum ki elime onu tutuklamak için fırsat geçerse, bunu yapacağım. | Open Subtitles | كل ما أقوله, هو لو واتتني الفرصة للقبض عليه, فسأفعل |
Bunu açığa kavuşturmak için ne gerekiyorsa yapacağım. | Open Subtitles | فسأفعل ما أراه ضرورياً لتفسّر هذه المشاكل إلى الأطراف المهمّة |
Eğer seni şehir dışına götürecek dahi olsam, bunu yapacağım. | Open Subtitles | إن اضطُررت لإخراجكِ من البلدة بنفسي ، فسأفعل |
Eğer şu anda seni yapmamın yardımcı olacağını bilsem... - ...yapardım. | Open Subtitles | لكن، إن كانت مضاجعتك ستساعدك الآن، فسأفعل ذلك |
Başka biri daha bunu bilmesin diye elimden geleni yapardım. | Open Subtitles | ولكن إن كان باستطاعتي أن أجنب شخصاً الإحساس بالمثل .. فسأفعل |
Biriyle düzüşmek istersem de düzüşürüm! | Open Subtitles | ، وإذا أردت أن أجامعهم فسأفعل ذلك آنذاك |
Ufacık da olsa Juliette'e yardım etme ihtimali varsa evet. | Open Subtitles | لو كان هناك حتّى أمل ضعيف من مساعدة جولييت فسأفعل |
Raporuma bağlı kalmamı istiyorsan kalacağım ama ölüm nedenini bulmanın kolay olmadığını söylemeliyim. | Open Subtitles | ليس لماذا. إذا كنت تريد مساندتي بتقريري, فسأفعل, لكن علي أن أقول بأنه ليس بالضبط أن سبب الموت واضح. |
Eğer bunun için hapse gitmem gerekiyorsa, o zaman giderim. | Open Subtitles | ان توجب علي دخول السجن, فسأفعل |