Ve South Bronx'daki çocuklarım ilk uluslararası yeşil çatı konferansında temsil edildi. | TED | وطلابي في جنوب برونكس كانوا المتحدثين في أول مؤتمر عالمي للأسقف الخضراء. |
Bu milenyumun ilk 10 yılında 4.000 adet rüşvet veren bir şirket vardı, her iş gününe milyon dolarlık rüşvetler. | TED | هناك شركة دفعت 4000 رشوى في أول عقد من هذه الألفية، مليون دولار في الرشاوى في كل عمل يوميا، صحيح؟ |
RW: Vay, ilk buluşma için kolları sıvadığımıza eminiz, değil mi? | TED | راين: رائع، بالتأكيد أن أصابعنا ستتسخ في أول موعد، أليس كذلك؟ |
Örneklerini ölçümlediğim ilk 2 ay boyunca bir sonuca ulaşamadım. | TED | في أول شهرين قمت بقياس عيناتها، ولم يكن هناك بكتريا. |
Gerçekten de okula gittiğim ilk gün, altı yaşındayken teknik olarak yetersiz beslendiğim için özel bir beslenme programına dahil edildim. | TED | بالفعل في أول يوم عند ذهابي للمدرسة في سن السادسة وضعت في برنامج مخصوص للتغذية لانني كنت مصاب بسوء التغذية فعلياً |
Görebildiğim kadarıyla çarpışmadan sonraki ilk 10 dakikada 5 metre su aldı. | Open Subtitles | لقد غمرتنا 14 قدم من الماء في أول عشر دقائق بعد الاصطدام |
Buraya ilk geldiğinde dünyadaki her şey senin için yeniydi. | Open Subtitles | في أول مرة كنت هنا كل شئ بالعالم كان جديد |
İçinizden sınıfın ilk gününde size söylediğim şeyi hatırlayan var mı? | Open Subtitles | هل يتذكر أحدكم ما قلته في أول يوم في هذا الصف؟ |
On yıl sonraki ilk tanışma randevunuza gitmeye cesaret edebiliyorsanız, | Open Subtitles | عندما تخرجين، في أول موعد مع غريب منذ 10 سنوات، |
Çoğu cinayet, kaçırılmayı takip eden ilk üç saat içinde işlenir. | Open Subtitles | إحصائياً , معظم القتل يحدث في أول ثلاث ساعات من الإختطاف |
İlk fırsatta da laf etmekten fazlası olur... çünkü buraya gelmek%90 onun fikriydi. | Open Subtitles | وأكثر من الكلام في أول فرصة فهو من اقترح فكرة المجيء إلى هنا |