"في الحياة" - Traduction Arabe en Turc

    • hayatta
        
    • hayattaki
        
    • Yaşama
        
    • yaşam
        
    • bir hayat
        
    • hayatın
        
    • yaşamda
        
    • hayatında bir
        
    • hayatı
        
    • dünyada
        
    • Yaşarken
        
    • hayata
        
    • yaşamdaki
        
    • yaşamın
        
    • hayatımın
        
    Babam her zaman "Tanrı tam zamanlı çalışma ekonomisi yürütür" derdi. Eğer ihtiyacı takip edersen hayatta hep bir amacın olur. TED أبي يقول دائمًا الإله يدير اقتصاد التوظيف الكامل، وأنه إذا فقط لبًّيت حاجة ما، لن تخفق في تحقيق هدف في الحياة.
    Çocuk: Irkçılık, depresyon, benim gibi insanların hayatta hiçbir yere gelememesi. TED العنصرية، الاكتئاب، الأشخاص المشابهين لي الذين لم ينالوا فرصتهم في الحياة.
    Gerçek hayatta, herkesin bireysel risk değerlendirmesi, kişisel durumlarına bağlı olarak değişkenlik gösterir. TED في الحياة الحقيقة، سيختلف تقييم المخاطر الفردي لكل شخص اعتماداً على ظروفهم الشخصية.
    Tıpkı gerçek hayattaki gibi Cervantes, romanının başarısını karakterlerinin dünyasına dâhil etti. TED وكما في الحياة الواقعية، ضم سيرفانتس نجاح روايته إلى عالم شخصياته الخيالية.
    Hayatımız damgalanmalarla ve onları körükleyen engellerle gölgelenirse Yaşama hakkının anlamı nedir? TED ما معنى الحق في الحياة عندما حياتنا مغيمة بالوصم وبالعوائق التي تؤجج هذا الوصم.
    Bu diğer yaşam olarak, onu ücretsizdir ve Sen mutluyuz. Open Subtitles في الحياة الأخرى ، كنت حرة منه و كنت سعيدة
    Her şeyimi kaybettim. Senin gerçek bir hayat için şansın var. Open Subtitles وقد فقدتُ كل شيء، أنتِ مازال لديكِ فرصة في الحياة الحقيقية
    hayatta en korkunç şey hayatın kendisi. Çocuklarım için çok endişeleniyorum. Open Subtitles ان أكثر الأشياء اثارة للخوف في الحياة , هي الحياة نفسها
    Böylece gerçek hayatta bi sürü sıfırsız toplam oyunları vardır. TED كما أنه هناك الكثير من الألعاب اللاصفرية في الحياة الحقيقية.
    Doğru bir teşhis olsa gerek, Bay Keating. hayatta her şeyin bedeli vardır. Open Subtitles يجوز ان تكون تلك هى العبارة الصحيحة كل شيء في الحياة له ثمنه
    Jonas, gerçek hayatta kibar ve kadınlara karşı utangaç bir adamdı. Open Subtitles جوناس, الذي كان شخصاً مُميّزاً وخجول مع النساء في الحياة الحقيقية
    hayatta önemli olan yalnızca, dört soru vardır Don Octavio. Open Subtitles يوجد في الحياة أربعة أسئلة .فقط ذات قيمة، دون أوكتافيو
    Bilirsin Jade, hayatta mutlu olma fırsatı elimize çok az geçiyor. Open Subtitles تعلمين يا جايد، لدينا فرص قليلة جدا لنكون سعداء في الحياة.
    Gerçi bu hayattaki hemen hemen her şey için geçerli. Open Subtitles لكن أظن أن ذلك ينطبق على أي شيء في الحياة.
    Anesteziden sonra, onlara orada olmak istediğini söyledi ve bana sadece yüzde iki Yaşama şansı verdi. TED صحوت من التخدير، وقال لهم الجراح أن يبلغوه أنه أراد أن يكون هناك، وأنه أعطى لي حوالي الاثنين بالمائة فرصة في الحياة.
    Evet, ama yaşam tecrübemin bunlar için bana yardımı olacağını sanmıyorum. Open Subtitles نعم، لكن لا أعتقد أنّ الخبرة في الحياة ستفيدني مع هذا.
    Gelip geçici o uygunsuz kadınlarla o kadar meşguldün ki bana hiç işe yarar bir hayat dersi vermedin. Open Subtitles لقد كنت مشغولا جدا مع كل تلك النساء غير مناسبين لك .. عن أن يعلمني أي دروس في الحياة
    İşler toparlandığındaki hayatın en iyi anları çok az ve kısacıktır. Open Subtitles وأفضل اللحظات في الحياة , عندما يترتب كل شيء قليلة وعابرة
    Ailemin ölümden sonraki yaşamda beraber olma durumunu riske atamam. Open Subtitles لن أخاطر بأن لا تكون عائلتي معاً في الحياة الآخرة
    Hey, belki de geçmiş hayatında bir fotoğrafçı olduğunu öğrenmen bir çeşit işarettir. Open Subtitles ربما معرفتكِ بأنكِ مصورة في الحياة السابقة هي نوع من العلامات
    Belki de sadece taşları değil hayatı da değiştiren bir süreç halen işliyordur. TED ربما هناك عملية لا تزال نشيطة إلى اليوم قد سببت تغيرات ليس فقط في الصخور بل في الحياة.
    Fakat dünyada bir şeyin en iyisi olma ihtimali... hayatta pek elinize geçmez. Open Subtitles ولكن الفرصة ليكون أفضل في العالم في شيء لم تحصل كثيرا في الحياة.
    Bizden önce eski zamanlardaki medeniyetlerde olduğu gibi... bu soylu adamı Yaşarken kazandığı servetiyle birlikte uğurluyoruz... böylece öbür dünyada onların tadını çıkarabilir. Open Subtitles هذا بالضبط ما يحدث كما الحظارات القديمة قبلا نرسل هذا الرجل النبيل مع ثرواته في الحياة
    Öylece hayata sıçramışsın, iş yok, plan yok, bir biradan diğerine, ve hala herkes sana tapıyor, değil mi? Open Subtitles انت فقط تسيرين في الحياة بلا عمل بلا خطة , من بيرة إلى أخرى ولا أحد يركز عليك ؟
    yaşamdaki amacım; verimli bir şekilde karşıt görüşte olmamıza yardımcı olmak. TED وظيفتي في الحياة هي المساعدة في أن نختلف على نحو مُثمِر.
    Bunlar sadece daha geniş bir kelime dağarcığı olan yaşamın anlatabileceği hikâyelerden birkaçı. TED هذه بعض أنواع القصص فحسب التي سنراها في الحياة التي تحوي مفردات أكثر.
    Çünkü hayatımın tek gayesi her zaman yanına geri dönebilmek. Open Subtitles لأنني جعلتها مُهمّتي في الحياة أن أجد طريقي إليكِ دائماً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus