"في الطابور" - Traduction Arabe en Turc

    • sırada
        
    • Sıraya
        
    • kuyrukta
        
    • sıramı
        
    • Sıradayım
        
    • sıra
        
    • ün sırasında
        
    Bu iki gün önce, şu dışarıdaki sırada... beklemeye başladığım zaman adresim idi. Open Subtitles هذا كان عنواني، حتى ما قبل يومين.. حين بدأت الوقوف في الطابور هناك..
    Evet. Onlar sadece "sırada bekleyin, şu kutucukları doldurun bunu çalmayın." diyen insanlar. Open Subtitles حسناً، إنهم مثل،،، انتظم في الطابور هنا، عبء الطلب في هذا الصندوق هنا،
    sırada yanımdaki kişi parmağıyla beni işaret ediyor ve herkes mahçup oluyor. TED الشخص التالي في الطابور يشير إلى وجودي والكل محرج.
    Haftaya, tıpkı diğerleri gibi, Sıraya girip bekleyeceksiniz. Open Subtitles الإسبوع القادم يجب أن تنتظر في الطابور مثل الآخرون
    Yeni ehliyet çıkartmak için de kuyrukta beklemekten nefret ederim. Open Subtitles وأكره الانتظار في الطابور في دائرة المركبات المتحرّكة
    Benim sıramı tutmanı istememin nedeni yeni paspasa ihtiyacım olmasıydı. Open Subtitles سبب أنني أردتك أن تقف في الطابور من أجلي، هو أنني أريد ممسحة جديدة
    Başardım. İkinci Sıradayım. Open Subtitles فعلتها ،الثاني في الطابور
    O zaman boş yere sırada aletleri kullanmak için beklemzdik ve güzel vücutlu kadınlar da bize gülemezdi. Open Subtitles عندها لن يتوجّب علينا الإنتظار في الطابور لإستخدام المعدات ويضحك علينا النساء ذوي الأجسام الجميلة
    sırada bekledim, reçeteye göre ilacı aldım, imzamı attım ve eve geldim. Open Subtitles ووقفت في الطابور أخذت الدواء .. وقعت على استلامه
    Sen ne anlarsın? Senin derdin kaç kızın jakuzi için sırada beklediği. Open Subtitles كم عدد البنات الذين يَنتظرنَ في الطابور لحمام حارّ؟
    Noel sonrası iade etmek için sırada beklemek zorunda olmadığın. Open Subtitles وليس عليها أن تقف في الطابور كي تعيدها في الصباح التالي لعيد الميلاد
    sırada sigara alıyorken kimi görüyor? Open Subtitles حينما كانت نتنظر في الطابور لتشتري السجائر من رأت؟
    İçeri girmezsem, kondomuyla sırada duran zampara olurum. Open Subtitles لأصل للتقييم الأفضل إن لم اذهب إلى هناك، سأكون شخص غريب في الطابور رباط مطاطي
    Genç centilmen sırada beklerken akşamın ilk kısmını aklından geçirmedne duramadı. Open Subtitles وبمجرد ان وقف الشاب في الطابور لم يستطيع ان يساعد ولكن قضي نصف المساء يفكر مرارا وتكرارا في عقله
    - Onu Varsity'de gördüm. Arabistanlı Lawrence için Sıraya girmişti. Open Subtitles أنارَأيتُنهايتهأمامالجامعةِ إنتِظار في الطابور للورانس مِنْ بلاد العرب.
    Mahkemeye gidip, sıradan insanlarla aynı Sıraya girip beklemek... Open Subtitles كانَ عليَّ الذهاب إلى المَحكمة و الوقوف في الطابور معَ الناس العاديين
    Madem bu kadar önemliydi, neden kalkıp Sıraya girmedin? . Open Subtitles طالما بهذه الأهمية، لماذا لم تستيقظ مبكراً وتقف في الطابور كبقية الناس؟
    Böylece, birimiz harcı öderken diğeri kuyrukta bekleyebilir. Open Subtitles واحد يقف في الطابور بينما الآخر يدفع الرسوم
    Babam o kara cuma günü iki saat kuyrukta beklemişti. Open Subtitles إنتظر والدي في الطابور لساعتين من أجل واحدة يوم الجمعة الموالي لعيد الشكر.
    Bende sıramı tutarsın ve bu sayede tuvalete gidebilirim diye düşünmüştüm. Open Subtitles أعتقد أنه ربما يمكنك فعلها أنتظري في الطابور لإجلي بينما أذهب إلى الحمام
    Alo, Sıradayım. Open Subtitles نعم، أنا في الطابور الآن
    Gitmek isteyenler tek sıra olsunlar ve ...kimlik'lerini hazırlasınlar ve kontrol noktalarına doğru hareket etsinler. Open Subtitles أولئك الذين يَتمنّونَ عُبُور، الخط في الطابور الوحيدِ قدم هويتك واذهب من خلال نقطة التفتيش
    Ben de Stüdyo 54'ün sırasında bekledim. Open Subtitles ... وقفت في الطابور في ستوديو 54، الفيلم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus