Ancak bu, örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1956'dan beri araştırılan insanların yaklaşık yüzde 30'unun hayatlarının çok mutlu olduklarını söylediklerini gösteriyor. | TED | ولكن هذا، مثلا، يبين أن نحو 30 في المئة من المستطلعين في الولايات المتحدة منذ 1956 يقولون إن حياتهم سعيدة جدًا |
Amerika Birleşik Devletlerinde 2.3 milyonun üzerinde hapsi boylayan kadın ve erkekler vardır. | TED | في الولايات المتحدة يقبع أكثر من 2.3 مليون امرأة و رجل في السجون. |
Burada, Birleşik Devletler'de, dünyanın bir çok ülkesindekinden daha iyi olmayan sonuçları almak için kişi başına daha çok para ödüyoruz. | TED | هنا في الولايات المتحدة الأمريكية نحن ننفق مالًا كثيرًا للشخص الواحد من أجل نتائج ليست أحسن من دول كثيرة في العالم. |
Bu noktaya nasıl geldiğimizin cevabı Birleşik Devletler gıda tarihi. | TED | كيف وصلنا لهذا الدرك هو تاريخ الغذاء في الولايات المتحدة. |
Sağlık sisteminin Amerika'da pahalı olması kısmen bu davalar ve sağlık sigortaları nedeniyledir. | TED | تكلفة الرعاية الصحية العالية في الولايات المتحدة يعود جزئيا إلى تكاليف التقاضي والتأمين |
Amerika'nın neresinde olursanız olun... 20 milden 30 mile kadar içerinde bulunmaktadır. | TED | في المتوسط، هناك واحد ضمن 20 إلى 30 ميلا في أي مكان تكون فيه في الولايات المتحدة. |
Amerika Birleşik Devletleri'nde on binlerce mil kurumuş dere var. | TED | هناك آلاف الاميال من الجداول التي جفت في الولايات المتحدة الامريكية |
Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Japonya. | TED | انما هي في الولايات المتحدة .. والاتحاد الاوروبي .. وفي اليابان |
Örneğin, yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde, | TED | على سبيل المثال ,في الولايات المتحدة وحدها |
Amerika Birleşik Devletleri'nde her hafta iddia ediliyor ki zaptedilen insanların üçte biri bağlandıkları şeritler içinde ölüyor. | TED | أسبوعياً في الولايات المتحدة أنه يقدر بوفاة شخص من ثلاثة أشخاص في هذه القيود |
16 yaşında, ben de görevimi yapıp Birleşik Devletler Orman Hizmetleri'nde çalışmaya başladım. | Open Subtitles | لذلك في سن ال 16، فعلت واجبي وبدأتالعمل لخدمة الغابات في الولايات المتحدة. |
Birleşik Devletler'de sadece bir yılda 7 bin kemik iliği nakli gerçekleştirilmektedir. | Open Subtitles | أن هناك فقط 7,000 حالة زرع نخاع في السنة في الولايات المتحدة؟ |
Seni Birleşik Devletler Savcısı'na teslim ettiğim zaman, ...bence başka bir telden çalacaksın. | Open Subtitles | عندما اربح سانتقل واصبح محامي في الولايات المتحده اعتقد انتي ستغني لحن مختلف |
Yedi milyon kişilik sınıfımın birincisi olup Amerika'da yüksek lisans yapmaya kabul edildim. | Open Subtitles | بصفتي من أفضل طلاب فصلي الذييضم7ملايين.. تم قبولي للدراسة بالخارج في الولايات المتحدة |
Amerika'da sabıka kaydı yok ama İnterpol kısmı farklı bir hikaye. | Open Subtitles | لا يوجد لديه أي سجلات في الولايات لكن لديه في الأنتربول. |
Eğer onları tutuklarsak Amerika'da o kızları toplayan kimse onu ortadan kaldırırlar. | Open Subtitles | لو أعتقلناهما , سوف يشيان بالذي يتاجر بتلك الفتيات في الولايات المتحده |
1970'lerde, yüzde birlik en zengin kesim Amerika'nın milli gelirinin yüzde onunu elinde bulunduruyordu. | TED | في السبعينات، واحد بالمائة يمتلكون نحو 10 في المائة من الدخل القومي في الولايات المتحدة. |
ABD'de bir ilk: araçların park etmelerine karşı korunmuş bir bisiklet şeridi. | TED | لقد قمنا بتصميم أول منطقة اصطفاف محمية للدراجات في الولايات المتحدة الامريكية |
Bir Amerikan senatörü olarak görevine devam mı edeceğini yoksa kariyerinin ortadan mı kalkacağını tayin edecek kadar büyük. | Open Subtitles | كبير بما يكفي لصنعِ الفارق بين إستمرارية مهامك كعضو مجلس شيوخ في الولايات المتحدة، أو تقليص مهنتك إلى العدم. |
- Onu nasıl bulacağız? eyalette binlerce beyaz minibüs olabilir. | Open Subtitles | كيف سنجدها هناك الملايين من الناس في الولايات |
Birleşik Devletlerde 20 yıl kaldıktan sonra Memleketime geri taşındım, 15 yıl önce. ve Afrika beni geri çağırdı. | TED | عدت إلى الوطن قبل 15 عاماً بعد إقامة دامت 20 عاماً في الولايات المتحدة أفريقيا دعتني إليها مرة أخرى. |
Geçen gün biri Amerika'daki ikinci en büyük doğal gaz üreticisi olduğumu söyledi. | TED | قال أحدهم قبل أيام أنني ثاني أكبر منتج للغاز الطبيعي في الولايات المتحدة. |
Ne yazık ki birçok ülkede insanların oy vermelerinin yasak olduğunu biliyoruz çünkü diğer ülkelerde seçmen baskısı var, tıpkı burada, Amerika Birleşik Devletleri'nde olduğu gibi. | TED | ولسوء الحظ، نعلم أن الناس تُمنع عن الانتخاب في كثيرٍ من الدول، إذ لدينا قمع الناخبين في دولٍ أخرى، كما نفعل هنا، في الولايات المتحدة الأمريكية. |
Üçüncüsü ise, hedef eyaletlerde kimlerin etkin olduğunu tespit etmek. | Open Subtitles | هدفنا الثالث هو لتحديد مَن الذي يتحكم في الولايات المستهدفة |
Çocuklarına, Amerika'ya giden akrabalarından ve başkalarından hakkında duydukları fırsatları sunmak istiyorlardı. | TED | أرادوا منح أولادهم الفرص التي كانوا يسمعون بها من الآخرين. من أقربائهم، مثلاً، الذين استقروا في الولايات المتحدة. |
USA'da her sene 36.000 kişi mevsimsel gripten dolayı hayatını kaybediyor. | TED | كل عام, يموت 36.000 شخص في الولايات المتحدة من الأنفلوانزا الموسمية. |
ve Birleşik Devletlerde petrol yayılması ile ilgili yazan tek ben vardım. | TED | وكنت الوحيد في الولايات المتحدة الذي يكتب عن تسرب النفط. |