"في جنوب" - Traduction Arabe en Turc

    • Güney
        
    • güneyinde
        
    • Güneydoğu
        
    • güneyindeki
        
    • 'daki
        
    • güneybatısında
        
    • doğu
        
    • güneydoğusundaki
        
    • güneyine
        
    Zulüm gören siyah Güney Afrikalılar için sahte evraklar yaptı. TED وقام بصنع أوراق رسمية مزورة للمضطهدين السود في جنوب افريقيا
    Güney Afrika'nın eğitim sistemi, ırk ayrımı döneminde beyaz azınlığa göre düzenlenmişti. TED في جنوب أفريقيا، تم تأسيس التعليم خلال عهد الفصل العنصري للأقلية البيضاء
    Savaşlar ile dolu bir ülke olan Güney Sudan'da doğmayı seçmedim. TED لم أختر أن أولَد في جنوب السودان، دولة تنتشر فيها الصراعات.
    Güney Afrika'da, kabloların süsleme amaçlı olarak kullanımı yüzyıllar öncesine dayanır. TED أستخدام الخيوط الزخرفية في جنوب أفريقيا يرجع تاريخه إلى مئات السنين.
    Güney ABD'deki ateş karıncalarını yok etmeye yönelik bir girişim, TED فإحدى محاولات القضاء على نمل النار في جنوب الولايات المتحدة،
    Bu balığı ilk kez Güney İspanya'da bir restoranda yedim. TED وقد تذوقتها أول مرة في مطعم ,, في جنوب إسبانيا
    Güney Sudan'ın Nil nehri kıyısında bu sığır kampında yaklaşık bir hafta geçirdim. TED قضيت حوالي أسبوع في مخيم دينكا للماشية. على ضفاف النيل في جنوب السودان.
    Biz, Güney Afrika'da siyahlara "Kaffir" deriz. Sizin "zenci" dediğiniz gibi. Open Subtitles في جنوب أفريقيا نسمَي الأفارقة بالسود كما تسمون أنتم السود بالزنوج
    Ama her uçağın geçerken bir defa Güney Afrika'ya inmesi beklenir. Open Subtitles أنهم يلزموا جميع الطائرات الهبوط في جنوب أفريقيا قبل المضي قدما
    Ve karımın Güney Carolina'da bir kalp cerrahıyla olan ilişkisi. Open Subtitles و ان زوجتي على علاقة بجراح قلب في جنوب كارولينا
    Benim en büyük vurgunum, Güney Çin Denizi'nden, adalara petrol taşıdığımız zaman gerçekleşti. Open Subtitles أكبر نجاحاتي كانت عندما كنا نحمل البترول إلى الجزر في جنوب بحر الصيني
    Juliet, Güney pasifikteki yıllık orgazmını kesip gelmeyecektir ve oğlanları da biliyorsun. Open Subtitles جولييت لن تستعمل سنواتها الطويله للنشوة الجنسيه في جنوب المحيط الهادي واخواني
    15 yaşında Güney Avustralya'da annesiyle yaşayan bir kız kardeşim var. Open Subtitles لدي إبنه عمرها 15 عاما تعيش معا والدتها في جنوب إستراليا
    Bir gün, Güney Afrika'da yeni bir yaşam kurmaya karar verdim. Open Subtitles وفي أحد الأيام قررت أن أبدأ حياة جديدة في جنوب أفريقيا
    Güney Fransa'da, bir böcek hayatının en önemli gününe başlıyor. Open Subtitles في جنوب فرنسا، تستهل إحدى الحشرات أهم يومٍ في حياتها.
    Eşyalarını toplar, uçağa atlar ve Güney California'daki tedavi merkezine gideriz. Open Subtitles وسنحزم اشياءك علي الطائرة للذهاب الي مركز العلاج في جنوب كاليفورنيا
    Kaktüs çiçekleri, Güney Amerika develeri olan guanakolar için besin kaynağı. Open Subtitles أزهار الصبَّار هي مصدر للغذاء بالنسبةللــكواناكوس، الجمال البرية في جنوب أفريقيا.
    Güney Dakota'da yaşamam konusunda hiç bir gerçeklik payı yok. Open Subtitles ليس هناك اي واقع الذي فيه سأعيش في جنوب داكوتا
    Chicago'nun güneyinde başlayan büyük bir silah anlaşması buraya geldi. Open Subtitles نشأت في جنوب شيكاغو صفقة أسلحة كبيرة أدت إلى هنا
    2015 yılında, Güneydoğu Brezilya'da bir demir cevheri madeninde iki baraj çökmüş, ülke tarihindeki en kötü çevre felaketlerinden birine neden olmuştu. TED في عام 2015، سقط سدّان في منجم للحديد الخام في جنوب البرازيل، مما تسبب في إحداث أسوء كارثة بيئية في تاريخ الدولة.
    kütüphaneciyken İskenderiye'nin güneyindeki Swenet kasabasında yaşayan bir arkadaşından aldığı mektübla başlar. TED قد بدأ بـرسالة تلقاها كأمين مكتبة، من مدينة أسوان، التي تقع في جنوب الإسكندرية.
    Ve South Bronx'daki çocuklarım ilk uluslararası yeşil çatı konferansında temsil edildi. TED وطلابي في جنوب برونكس كانوا المتحدثين في أول مؤتمر عالمي للأسقف الخضراء.
    Afrika'nın güneybatısında Namibya adlı bir ülke hakkında. TED إنها عن دولة في جنوب غرب أفريقيا تسمى ناميبيا.
    Bu derin bir fakirlik değil. Özel bir durum, büyük olasılıkla Güney ve doğu Afrika'daki bazı ülkelerdeki veya ülkelerin bazı kısımlarındaki heteroseksüel nüfusun bir bölümünün aynı andaki cinsel partnerliği. TED انها ليست بسبب الفقر المدقع. انها حالة خاصة على الأرجح تتعلق بعدد الشركاء الجنسيين في قسم من السكان في بعض الدول, أو في بعض المناطق في الدول في جنوب وشرق أفريقيا.
    Ailem, Nijerya’nın güneydoğusundaki Mbaise’deki fakir bir aileden geliyor. TED تنحدرُ خلفية والديّ من أسرة فقيرة في مبيس في جنوب شرق نيجيريا.
    Sonuçta Tel Aviv'in güneyine ulaşmış, talihi yaver gitmemiş, ve onu alacak olan kişiyle karşılaşamamıştır. Sokaklarda dolaşmış ve geleceğin çete üyesi olmuştur. TED وإنتهى به الامر في جنوب تل أبيب ولم يحالفه الحظ بأن يستقبله مستوطن فأخذ يجول الشوارع وأصبح عضواً في إحدى العصابات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus