Kızı evdeydi ancak kocası iş için Las Vegas'a gitmiş. | Open Subtitles | ابنتاه كانت هناك و لكن زوجها في فيغاس في عمل |
Yüzbaşı Holmes az önce kente gitti. İş için. | Open Subtitles | النقيب هولمز ذهب لتوِّه الى المدينة في عمل |
Hiçbir fikrim yok. Belki de iş için kente inmiştir. | Open Subtitles | ليس لدي ادني فكرة ربما هو بالمدينة في عمل |
Daha kalıcı bir iş bulmalıyım. - Zaten öyle değil miydi? | Open Subtitles | علي البدء بفعل أمور لدي حصة فيها الدخول في عمل جاري |
Senin yapacağın şey ise eve gidip polisin işine karışmayı kesmek olacak. | Open Subtitles | ما الذي ستفعله أنت، ستعود للمنزل وتتوقف عن التدخل في عمل الشرطة |
Kek işinde başarılı olacağınızı zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أظنّكن ستتوفّقن في عمل الكعك. |
Çok olmadι. Geçenlerde iş için gelmiştim, bana teklifte bulundu. | Open Subtitles | ليس طويلا ، كنت هنا في عمل خاص وعرض علي العمل |
Buraya iş için geldiler. Saçmalıklara ayıracak zamanları yok. Tamam mı? | Open Subtitles | إنـهم هنـا في عمل جـاد , وليس لديهم الوقت لتــفاهاتك , هل هذا مفهوم ؟ |
Her sabah altıda kalktığını biliyor musun hiç sevmediği bir iş için canını dişine takıyor. | Open Subtitles | أتعرفين، إنه يستيقظ كل يوم في السادسة صباحا ويظل يكدح في عمل يكرهه، وهذا أكثر مما تفعلينه أنت |
- Dinle Urkel, resmi bir iş için geldik. | Open Subtitles | نحن هنا في عمل رسمي لذا لمَ لا تعود لغرفتك السكنيه |
Bilirsin, hayatın sunduğu en büyük nimet, yapmaya değecek bir iş için canla başla çalışabilme fırsatıdır. | Open Subtitles | هل تعلمون أن افضل هدية تمنحها الحياة هي فرصة العمل بجد في عمل يستحق ذلك |
Bilirsiniz, hayatın sunduğu en büyük nimet, yapmaya değecek bir iş için canla başla çalışabilme fırsatıdır. | Open Subtitles | هل تعلمون أن افضل هدية تمنحها الحياة هي فرصة العمل بجد في عمل يستحق ذلك |
Güzel görünüyorsun, Fi. Ayrıca iş için buradayız. | Open Subtitles | ,لا بأس بمظهرك يا فيي, علاوة على ذلك نحن هنا في عمل |
Bir arkadaşım var... sana bir iş verebilir. Lobi işinde. | Open Subtitles | لدي صديق، قد يكون لديه عمل لك في عمل اللوبيات |
- Neden? Japonlarla bir iş üstündeyim. Nefesim kokuyor mu? | Open Subtitles | إني في عمل مع أشخاص يابانيين هل أنا أبخر ؟ |
Babasının halı işine girip, onu kovmuş. - Judy... | Open Subtitles | لقد تدخل في عمل أبيه الخاص ثم قام بطرده من العمل |
Kek işinde başarılı olacağınızı zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أظنّكن ستتوفّقن في عمل الكعك. |
Belki kanundışı bir işte ortaklardı. Kampüste uyuşturucu satmak gibi belki? | Open Subtitles | ربما كانوا شركاءً في عمل غير قانوني مثل تجارة المخدرات بالحرم |
Benimle hiçbir işin olmasını istemeyeceğini de biliyorum! | Open Subtitles | أعرف أنك لا تريد أن تكون معي في عمل من أي نوع |
Dedektiflik işinin izleri takip etme yöntemi kadar önemli ve ihmal edilmiş hiçbir kısmı yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد فرع أهم في عمل المحققين و الذي لا يقل أهمية و لا يُمكن إهماله هو فن البحث عن المفقودين. |
Evet, Uyuşturucu işi için. Annen bir uyuşturucu satıcısı. | Open Subtitles | نعم ، إنها في عمل خاص بالمخدرات أمك تاجرة مخدرات |
Üç yıldır özel güvenlik işindeyim. | Open Subtitles | لقد كنت في عمل أمني خاص لمدة ثلاث سنوات. |
Bu konuyla alakalı bir problemi yoktu ama benden New York'ta yaşamamı ve aile şirketinde çalışmamı istedi. | Open Subtitles | لم تكن لديه اي مشكلة بشأن هذا ولكنه ارادني ان اعيش في نيويورك واعمل في عمل العائلة |
Seni gördüğüme şaşırdım. İş için mi? | Open Subtitles | انا مندهش للرؤيتك هنا انت هنا في عمل ؟ |
Ondan sonra bebeğin, minik minik pizzalar yapmak için çok çalışacak. | Open Subtitles | طفلك عندئذ سوف يعمل بجد في عمل الكثير من انواع البيزا |