"في غرفة المعيشة" - Traduction Arabe en Turc

    • oturma odasında
        
    • salonda
        
    • oturma odasına
        
    • oturma odasındaki
        
    • Salona
        
    • Salondaki
        
    • oturma odası
        
    • Oturma odanda
        
    • oturma odamda
        
    • odasında olmak
        
    Bunun nedeni değişmeleridir ve değişimin, düzene karşı bir eğilimi vardır aynı bir oturma odasında ya da kitaplıkta olduğu gibi. TED وهذا لأنها تتغير . وللتغير طريقته في كسر القاعدة . تماماً كما هو الأمر في غرفة المعيشة أو على رف الكتب.
    Bak, oturma odasında kal, dinlen ve eğer semptomlarım ilerlerse bana haber ver. Open Subtitles انظري, ابقي في غرفة المعيشة و ارتاحي, ان استمرت أعراضكِ اعلميني, حسنا ؟
    O nedenle dövüş derslerimi oturma odasında yapacağım. 15 dakika içinde başlıyor. Open Subtitles لذا فإنّي أستضيف صفي للقتال المسرحي في غرفة المعيشة بعد 15 دقيقة،
    Bir tane salonda, bir tane mutfakta hepsi bu kadar. Open Subtitles واحد في غرفة المعيشة, واحد في المطبخ هذا كل شيء.
    Anlaşılan oğlu onu lime lime edip salonda kanlar içinde ölüme terk etmiş. Open Subtitles على ما يبدو أن إبنها قام بتمزيقها و تركها تنزف في غرفة المعيشة
    Saat 22.00'da grubumuzdaki sanatçı Maksim, oturma odasına yerleştirdiğimiz davul setinin başına oturdu ve çalmaya başladı. TED وفي الساعة العاشرة مساءً، مكسيم، الفنان في مجموعتنا، جلس على مجموعة الطبول والتي ركبناها في غرفة المعيشة وشرع بقرعها.
    oturma odasındaki kanepenin kollarının ne kadar büyük olduğunu biliyorsun. Open Subtitles هل تعرفين الأريكة التي في غرفة المعيشة لديها أذرع مرتفعة؟
    oturma odasında bulduğum asıl delilden bahsederken sen de şunun içine bak. Open Subtitles تفحصيه بينما أخبركِ بما وجدتُهُ في غرفة المعيشة.
    Sen yatak odasında uyudun. Ben oturma odasında. Open Subtitles لقد نمت في غرفة النوم ونمت أنا في غرفة المعيشة
    Bornoz al ve oturma odasında konuğumuzla tanışmaya gel. Open Subtitles اختاري روب ليس البيجان وتعالي قابليني أنا و ضيفتي في غرفة المعيشة من أجل تناول المشروبات
    oturma odasında, Çin Kavanozunun altında sarı, geniş bir zarf olmalı. Open Subtitles إنه أصفر، الظرف الكبير الذي على الرف في غرفة المعيشة تحت الجرة الصينية
    Çocukların hep oturma odasında öldüğünü düşlemiştim. Open Subtitles لطالما تصورت الأولاد يموتون في غرفة المعيشة
    oturma odasında git de ailene günlerini göster. Open Subtitles انهِ حياتك في غرفة المعيشة حتى يراك والديك
    oturma odasında çıplak olup niye bana su fışkırtmıyorsun ki? Open Subtitles لم لا أتعرى في غرفة المعيشة وترشني بالماء
    Biz yatak odasında yatıyoruz, Pablo'nun kuzeni de oturma odasında. Open Subtitles نحن ننام في غرفة النوم وقريب بابلو ينام هنا في غرفة المعيشة
    10 yaşındayken, babam salonda depresyonlarından birinin pençesinde, yerde uzanıyordu. TED عندما كنت في العاشرة، كان والدي مستلقٍ في غرفة المعيشة يعاني من الإحباط،
    Ve salonda yatmak zorunda olan bir oğlum var, çünkü hiçbir şeyim yok. Open Subtitles وعندي صبي ينام في غرفة المعيشة لأنني لا أملك شيئًا
    Eğer içki eklemek istersen bar salonda. Open Subtitles إذا أردت مشروب لينعشك هناك بار هنا في غرفة المعيشة
    Burada seni görmek isteyen birisi var. Onu oturma odasına aldım. Open Subtitles هناك شخص ما هنا لرؤيتك وضعتها في غرفة المعيشة
    Şimdi size, sadece oturma odasındaki yaşantımızdan hızlandırılmış bir 30 dk'lık kesit göstereceğim. TED ما سأقوم بفعله أن أعطيكم منظور مسرع في 30 دقيقة، مجددا، من الحياة في غرفة المعيشة.
    Bunu...yanına al bugün onların evinde kalacaksın... bir tanesini Salona diğerini de çantana koyacaksın... Open Subtitles هنا .. خذ هذا معك عندما تنتقل اليوم الي بيتهم ضع احدهما في غرفة المعيشة والاخر في جيبك
    Afedersin. Salondaki eşyaları işaret ettim sadece. Open Subtitles اسفه، لقد كنت اتدبر الامور في غرفة المعيشة.
    İyi , çünkü bu bir oturma odası gösterisi kimsenin görmesine gerek yok . Open Subtitles جيد، لأن هذا عرض في غرفة المعيشة لا يريد أحد رؤيته
    Oturma odanda sinema varmış gibi. Open Subtitles هو مثل للسينما في غرفة المعيشة الخاصة بك.
    CO: Arabam oturma odamda. MO: İzci birliğim 12 adet posta kutusu yapmak istiyor. TED كايتريا أونيل: سيارتي في غرفة المعيشة. مورغان أونيل: فرقة الكشافة خاصتي ترغب في اعادة بناء 12 صندوق بريد.
    Sanırım oturma odasında olmak ve kardeşimle beraber olmak, beraber oynamamız... Open Subtitles أعتقد أننا كنّا نجلس في غرفة المعيشة أنا وأخي...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus