"في مطعم" - Traduction Arabe en Turc

    • 'da
        
    • lokantasında
        
    • 'de
        
    • 'daki
        
    • bir lokantada
        
    • bir restorana
        
    • ta
        
    • te
        
    • yerinde
        
    • s'
        
    • bir yerde
        
    • restoranı
        
    • restorandayız
        
    • restoranda
        
    • restoranında
        
    Bu balığı ilk kez güney İspanya'da bir restoranda yedim. TED وقد تذوقتها أول مرة في مطعم ,, في جنوب إسبانيا
    Gazetelerden biri bizim mahalledeki bir Çin lokantasında çalıştığını yazmıştı. Open Subtitles أحد الجرائد قالت أنها كانت تعمل في مطعم صيني بالبلدة
    Hayatım, cumartesi gecesi sekizde... ..Jimmy's La Grange'de güzelle çirkine yer ayırt. Open Subtitles عزيزتي, ليلة السبت في الساعة الثامنة في مطعم جيمي لاجرانج للجميلة والوحش
    Boston'daki ateşli hastalıkların nedeni bilinmiyor. Open Subtitles ظهر فيروس إي كولي في ميشيغان في مطعم لحوم
    Birisi bir lokantada yığılır, biz onları tereyağ bıçağıyla dilim halinde açarız, Open Subtitles , أن احدهم انهار في مطعم , نقوم بشقه باستخدام سكينة زبدة
    Lauren Hodge: Eğer bir restorana gitseydiniz ve daha sağlıklı bir şeyler yemek isteseydiniz, tavuğunuzu ızgarada mı yoksa yağda kızartılmış olarak mı tercih ederdiniz? TED إن كنت في مطعم و أردت أن تختار طعام صحي أكثر فماذا ستختار, الدجاج المقلي او المشوي ؟
    İçlerinden bir tanesi foursquare üzerinden New York'ta bir şarküteride check-in yaptığım sırada beni buldu. TED أحدها في الواقع، ملائمة تماما، وجدتني حين دخلت إلى دلي في مطعم في نيويورك في فورسكوير.
    Bizimle bir buçuk saate 17. Yol'un dışındaki Sony's'te buluş. Open Subtitles قابلنا في مطعم سوني قبالة الطريق 17 بعد 90 دقيقة
    Eğer eşlik edecek birini istersen Wong Foo'nun yerinde olacağım. Open Subtitles سأكون في مطعم وونغ فو إن قررت بانك بحاجة لرفقة
    Tabii. Fraziers Bottom Diner'da yemek için ülkenin diğer ucundan geldin. Open Subtitles اكيد الطيران عبر أنحاء البلاد كي تتغدّى في مطعم عائلة فرايزر
    O akşam Verona'da Michelin yıldızlı bir restoranda yemek yedik ve sonra Carmen diye bir şeyi izlemeye gittik. Open Subtitles في ذلك المساء في فيرونا، علينا تناول الغداء جيدا في مطعم نجمة ميشلان، ثم ذهبنا لرؤية ما يسمى كارمن،
    Ya da, yemek yemek için bir restorana oturduğunuzda hangi eşyaları kullanacağınızı düşündünüz mü? TED أو جلست لتتناول الطعام في مطعم و تسائلت، أي أدوات تستعمل؟
    Geçen akşam bir Hint lokantasında yemek yedim, anlatmış mıydım? Open Subtitles هل أخبرتك أنني أكلت في مطعم هندي قبل بضع ليال؟
    Tres Palini lokantasında bir hareket farkediyor, öğle vakti olduğunu ve aç olduğunu hatırlıyor. TED لاحظت الكثير من الحركة في مطعم تراس باليني مذكرا اياها انه وقت الغداء وانها جائعة
    Tüm yaz Spudsy'de çalışacağım ve sen de babanla membran çatı kaplama yapacaksın. Open Subtitles سأعمل في مطعم البطاطس طوال الصيف وأنت ستعمل في تسطيح الأسفلت مع والدك
    Kendisiyle Oakland'de bir suşi restoranında görüşme yaptım. TED لذا أجريت معها مقابلة في أوكلاند في مطعم سوشي
    Onun hakkında ilk duyulan şeyler Chicago'daki küçük kulüpte başlıyor. Open Subtitles ويبدو أن أول مرة سمع فيها الناس عنه كانت في شيكاغو كانت في مطعم على قارعة الطريق
    Bir hayale tutunmak, ömrüm boyunca bir lokantada çalışmaktan daha iyi sanırım. Open Subtitles استغراقي في الأحلام قد يكون خيراً من العمل في مطعم لبقية حياتي
    New York'ta evlenip yaşamaya başladıktan sonra Babam Patricia Murphy'nin restoranında garsonluk yaptı. TED حسناً، بعد أن تزوج والديّ وعاشا في نيويورك حيث عمل والدي كنادل في مطعم باتريشيا ميرفي.
    Caprise'te, sen oraya gelir gelmez görüşürüz. Open Subtitles سأقابلكِ في مطعم كابريس في أقرب وقت يمكنك الوصول إلى هناك.
    Oh. Unutma yarın Donald Kimball ile Smith and Wolenski'nin yerinde öğle yemeğin var. Open Subtitles و لاتنسى ميعاد الغداء غدا مع دونالد كيمبال في مطعم سميث و فولينسكي
    Hayır harika görünüyorsun. Özellikle Lion's Head'deki akşam yemeği için. Open Subtitles لا انتي تبدين رائعه خاصه للعشاء في مطعم رأس الاسد
    Onunla lüks bir lokantada, herkesin benden imza istediği bir yerde karşılaşmak isterim. Open Subtitles لكن عندما أقابله أريد أن يكون ذلك في مطعم فخم حيث يريد الجميع صورتي ويطلبون توقيعي
    Belgrad'ın en iyi restoranı "Lipov Lad" a şarkıcı bulmak için yapılacak seçmeleri kaçıracağım. Open Subtitles ستفوتني مقابلة الغناء في مطعم ليبوف لاد أحسن مطعم في بلغراد
    Anladım, restorandayız. Open Subtitles -حسناً ، نحن في مطعم
    İğrenç kokan restoranda yemek kalitesini artırmaya çalışmakla aynı şey. TED هذا يشبه محاولة تحسين الطعام في مطعم له رائحة كريهة
    Güzel, zevkli bir prova yemeğimiz olacak. Fransız restoranında olabilir. Open Subtitles حسناً اذا سنحظى بعشاء تجريبي لذيذ ربما في مطعم فرنسي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus