"في معظم" - Traduction Arabe en Turc

    • çoğu
        
    • çoğunlukla
        
    • çoğunda
        
    • genelde
        
    • yerinde
        
    • bir çok
        
    • çoğunu
        
    • pek
        
    • birçok
        
    Kenya'daki çiftliklerin çoğunda mısır ve sebze birlikte yetişir, bu da çoğu ailenin kendi çiftliklerinden beslenmesi anlamına gelir. TED تزرع الذرة والخضروات في معظم حقول كينيا ما يعني أن معظم العائلات يمكنها إطعام انفسها من حقولهم التي يمتلكونها
    Yüz sene önce Avrupa'daki çoğu ülkenin sorunu seçme ve seçilme hakkıydı. TED قبل 100 سنة مضت في معظم الدول الأوروبية، كان الضغط لحقوق التصويت.
    Ama çoğu durumda gerçeğinden daha güzel oldukları için kimse umursamıyordu. Open Subtitles لكن في معظم الحالات كانت افضل من الأصل لم يمانع احد
    Alzheimer çoğunlukla genetik bir hastalık değil. TED إن الزهايمرز مرض لا ينتقل بالوارثة في معظم الحالات،
    Donny çoğu akşam dışarıda ya da başka birinde yerdi. Open Subtitles في معظم الليالي، يأكل في الخارج أو بمنزل شخص آخر.
    çoğu zaman onların yeterli suyu yok... ...ve... TED لديهم مياه غير كافية في معظم الأيام والكثير الزائد عن المقدرة عندما تهطل الأمطار.
    çoğu durumda, tercihlerini açıklayanlar ateistlerin sorunlu olduğu inancını ortadan kaldıracaklardır. TED في معظم الاحوال، الافصاح بحقيقة الحادهم.. ..سيساعد على تصحيح الصورة السلبية التي في أذهان الناس عن الالحاد.
    çoğu zaman, hissedilen ve gerçek olan aynıdır. TED في معظم الوقت، الاحساس بالأمن و حقيقة الأمن هما الشىء نفسه.
    çoğu zaman susturulmuş olanların hikâyelerini yükseltmeye çalışacak şekilde mesleğimi icra etme çalıştım. TED لقد حاولت إنشاء ممارسة تعمل على رفع قصص من تم إسكاتهم في معظم الأوقات.
    çoğu zaman ağrıyı bir hastalığın belirtisi olarak düşünürsünüz. Ve bu genelde doğrudur da. TED الان في اغلب الاوقات تظنون ان الالم عرض لمرض ما وهذا صحيح في معظم الاوقات
    çoğu zaman bu kadar ileri gitmez. TED حسنا في معظم الحالات لا تصل الى هذا البعد
    çoğu zaman bunun farkında bile olmayız. Dikkatimizi vermek istediğimizde farkında olmadan yöneliyoruz. TED وذلك يحدث دون وعي منا في معظم الأوقات دون وعي منا. حتى لو أردنا أن ننتبه.
    Doğrusu, çoğu zaman görmüyorum. TED في الواقع، أنا لا أرى السبب في معظم الأحيان
    Fakat tahtadan yapılan binaları düşündüğümüzde dünyanın çoğu yerinde sadece 4 kat yükseklikte oluyorlar. TED ولكن المباني الخشبية التي نفكر بها هي فقط بارتفاع أربعة طوابق في معظم الأماكن على الأرض.
    Ve uyuşturucu satışında zıtlık çıkınca, çoğunlukla silah sesleriyle uyurduk. TED وتوغل الصراع مع تجارة المخدرات، كنا في معظم الأحيان نذهب للنوم على صوت إطلاق الرصاص.
    Bildiğiniz gibi gelişmekte olan ülkelerin çoğunda bir şirketin ortalama ömrü iki yıldır. TED كما تعلمون, في معظم الدول النامية متوسط ​​العمر المتوقع لعمل ما هو عامين.
    genelde hesaplamak kısıtlayıcı adımdı, ve böyle olmadığı zamanlar çok azdı. TED لان الحسابات الطويلة تحد من العمليات الرياضية وهي كذلك في معظم العمليات الرياضية
    bir çok memelide plasenta anneye ait hücrelerin arkasında hapsolmuş haldedir. TED في معظم الثدييات، تكون المشيمة محصورة خلف حاجز من خلايا الأم.
    Bu taktik yarı yarıya işe yarar– ve drongoların yiyeceklerinin çoğunu sağlar. TED ينجح هذا التكتيك في معظم الوقت ويوفّر للدرونغو الكثير من طعامهم.
    pek az sayıda top geçebiliyor. Ama ayda bir, A Düzenlemesi'ni kullanırlar. Open Subtitles .إنه يُستخدم في معظم الأيام .عدد قليل جداً من الكرات يعبر منه
    Ve Amerika'daki birçok şehirde şiddetin haritası bu şekilde görünüyordu. TED وخرائط العنف في معظم المدن الأميركية تبدو هكذا.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus