"في موعد" - Traduction Arabe en Turc

    • bir randevuya
        
    • biriyle
        
    • dışarı
        
    • randevu
        
    • çıkma
        
    • Randevuda
        
    • kez
        
    • buluşmaya
        
    • bir buluşma
        
    • teklif
        
    • çıkmak
        
    • çıktın
        
    • çıkmıştım
        
    • ediyorsun
        
    • bir yerlere
        
    Son zamanlarda düşünüyordum ve artık seni gerçek bir randevuya çıkarmamın vakti geldi. Open Subtitles لقد كنتُ أفكر ملياً ، وأعتقد أنه حان الوقت لأخذك في موعد حقيقي
    bir randevuya falan gittiğimde sana ne yapman gerektiğini söylerim. Open Subtitles سأخبرك بالطريقة لتتمكني من إعدادها لنفسك في حال إذا ما كنتُ بالخارج في موعد أو ما شابه
    En son ne zaman sinemaya ya da biriyle buluşmaya gitti, ha? Open Subtitles متى ذهبة لمشاهدة فيلم آخر مرة أو خرجت في موعد , إيه؟
    Sizinle hiçbir zaman iki çift olarak dışarı çıkamayacağız ama. Open Subtitles هذا لايعني أنه لانستطيع أن نخرج في موعد مزدوج معكما
    Tanrı aşkına, adam senden randevu istiyor. Open Subtitles بحق الله، إنه يحاول سؤالكِ للخروج في موعد
    Belki biraz ama benim önümde ona çıkma teklif etti. Open Subtitles ربما قليلاً ولكن هو طلب منها الخروج في موعد أمامي
    O da Randevuda. Gelirken onu da getirecek bence. - Bert! Open Subtitles لدينا احتفال هنا وهي في موعد غرامي أظن أنها ستقوم بجلبه
    Ve bir şeyler inşa eden kişi olmayacağımı düşününce belki de biz... gerçek bir randevuya çıkabiliriz. Open Subtitles , حتى لا تكون صفتي هي مجرد المتعهد . . ربما يمكننا أن نخرج معاً في موعد غرامي
    Ciddi bir ilişki şöyle dursun, bir randevuya çıkmayı bile hayal edemez oldum. Open Subtitles انني لا استطيع حتى تخيل نفسي في موعد ناهيك عن علاقه حقيقيه
    Şu esrarın etkisi geçince gerçek seni arayıp, doğru düzgün bir randevuya çıkarmama ve benim için her daim ne kadar önemli olduğunu söylememe ne dersin? Open Subtitles بعد أن أنتهي من حالة التحشيش الغبية هذه ما رأيك بأن أتصل بشخصيتكِ الحقيقية وأخرج معكِ في موعد مناسب
    Özellikle son zamanlarda biriyle çıkıyorum, ve sonra kendimi onu düşünürken buluyorum. Open Subtitles خاصة لأنني مؤخراً سأخرج في موعد ، و بعدها سأكون أفكر فيه
    50 yaşında ve biriyle çıkacağı zaman altına bez bağlamak zorunda. Open Subtitles في ال50 من العمر، وعليها إرتداء حفّاظات بالغين لتخرج في موعد.
    Bu arada geçen hafta... ona çok benzeyen biriyle dışarı çıktım. Open Subtitles بالرغم من أنني الأسبوع الماضي خرجت في موعد مع أحد يشبهه
    İki ay önce dışarı çıktığınız ve sana hiç mesaj atmadığı için mi? Open Subtitles لإنك ذهبت في موعد غرامي منذ شهرين وهي لم تراسلك ابدا ؟ نعم
    Yarın akşam nasıl? Normal bir randevu olsun? Open Subtitles ماذا عن ليلة باكر، سأصطحبكِ في موعد غرامي حقيقي؟
    Eğer senin yerinde olsaydım ona çıkma teklif ederdim. Ne? Open Subtitles حسناً ، إن كنت مكاناً كنت لسألتها للخروج في موعد
    Bob ve Trudy, Trudy lisede okurken bir kör Randevuda tanıştılar. TED التقى بوب بتيدي في موعد غرامي حينما كانت لا تزال في الثانوية.
    Neden kararı ona bırakmıyoruz ki? İkimiz de onunla birer kez daha çıkacağız. Open Subtitles لمَ لا نتركها هي تقرر، سيخرج كل واحد منا معها في موعد واحد بعد
    Bu gece normal bir bir adamla normal bir buluşma yaşamalısın. Open Subtitles أتعلم , يجب أن تخرك الليلة في موعد طبيعي , مع شاب طبيعي
    Dinle, eğer onula çıkmak isteseydim, gider kendim teklif ederdim. Open Subtitles لو أردت أن أخرج في موعد معه لكنت سألته بنفسي
    Bu kızla bir kez çıktın ve şimdiden odana gizlice giriyor dolabına seksi fotoğraflarını koyuyor pratikte ailesine düğün kilisesinde yer ayırtmasını söylemiş gibi. Open Subtitles خرجت في موعد واحد مع هذه الفتاة و تسللت إلى داخل غرفتك ووضعت صورها المثيرة في خزانتك
    Bir seferinde herifin biriyle çıkmıştım daha aperatifleri söylemeden konuşacak hiçbir şeyimiz kalmamıştı. Open Subtitles هناك مرة خرجت في موعد مع شاب وإنتهينا من المواضيع للناقشها قبل وصول المقبلات،
    Bana çıkma teklifi mi ediyorsun tatlı, küçük, işçi Bob? Open Subtitles هل تطلب مني الخروج في موعد ياعامل البناء الوسيم ؟
    - Bence beraber bir yerlere gitmeliyiz. - Ne, biz mi? Open Subtitles ـ اعتقد انه يجب ان نخرج في موعد ـ ماذا، نحن؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus