| Bizim için ne gibi ilginç sorular olabilir ki yabancıların olmadığı bu dünyada? | TED | ما الأسئلة المشوقة التي تنتظرنا في المستقبل في هذا العالم الذي بلا غرباء؟ |
| bu dünyada olabilir, ama benim dünyamda kitaplar baştan sona resimlerle doludur. | Open Subtitles | في هذا العالم ربما، لكن في عالمي لا قيمة للكتب بلا صور |
| Sadece almak var bu dünyada. En çok alan, en akıllı oluyor. | Open Subtitles | لايوجد إلا الاستحواذ في هذا العالم ومن يستخوذ على الأكثر هو الأذكى |
| Ve bir şeyin bu dünyanın dışından geldiğini söylemek için önce Bu dünyadan olmadığına emin olmalıyız. | TED | وقبل ان نقول ان شيئاً ما هو من خارج هذا العالم، لابد من التأكد من انه ليس في هذا العالم. |
| bu dünyaya geldiğimizde yanımızda onlar var; bu dünyadaki benliğimizi onlar şekillendiriyor; ve Bu dünyadan ayrılırken de bizi yalnız bırakmıyorlar. | TED | نجدهم هناك؛ عندما نولد في هذا العالم يشكلون شخصياتنا لنصبح ما نحن عليه في هذا العالم؛ ويكونون معنا عند الاحتضار. |
| Zannediyorum ki bu dünyadaki yaşantılarımız henüz olmasını istediğimiz gibi değil. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء في هذا العالم لا تمشي بسهولة كنحن مثلا. |
| "Dünya üzerinde hafızadan ve vicdan azabından kaçacak yer yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد ملجئ من الذكريات و الندم في هذا العالم |
| 25.000 Bir gün bu dünyada çok fazla kötülük var dedi. | Open Subtitles | يوم ما قال ، هناك الكثير من الشر في هذا العالم |
| bu dünyada yaşadıkça, ne kadar bir parçası olmadığını anlayacaksın. | Open Subtitles | كلما ستعيش في هذا العالم سترى كم أنت بعيد عنه |
| bu dünyada böyle nasıI yaşıyorlar? İçlerinden geçen bunca safraya rağmen? | Open Subtitles | كيف يعملوا في هذا العالم مع كل ذلك النكد الذي بداخلهم |
| bu dünyada herkesin yerine getirmesi gereken bir görev vardır. | Open Subtitles | الجميع في هذا العالم الكبير له مهمه عليه الوفاء بها |
| Ve bu dünyada çocuğu annesinden uzak tutabilecek bir yasa yok. | Open Subtitles | و لا يوجد قاضي في هذا العالم يمنع أم من إبنها |
| bu dünyada birden çok sevgilimiz olmaması için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | ليس هناك ما يمنع أن نحظى بعدة أحباء في هذا العالم |
| O nazikti... ve tatlı... ve... bu dünyada tek bir düşmanı bile yoktu. | Open Subtitles | لقد كان طيباً وعطوفاً و لم يكن له أيه أعداء في هذا العالم |
| Yani Bu dünyadan sonsuza dek çıkamayacağımızı mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تعني بأننا عالقين في هذا العالم للأبد؟ |
| Anlaşılan o ki insanlar Bu dünyadan ortada bir sebep olmadan da göçebiliyor. | Open Subtitles | يفقد الناس حيواتهم في هذا العالم بلا سبب |
| Milyarlarca yıl önce yıldızlar patladığında... bu dünyadaki her şeye şekil verdiler. | Open Subtitles | والكواكب قد انفجرت منذ زمن بعيد لتصنع كل شيء في هذا العالم |
| bu dünyadaki en önemli şey para, para ve paradır! | Open Subtitles | اهم شيء في هذا العالم هو المال المال, المال, المال |
| Onlardan biri olmadığını fark ederlerse bu dünyadaki fiziksel bedenin için geleceklerdir. | Open Subtitles | اذا أدركوا أنك لست واحد منهم، فسيأتوا لجسدك الطبيعي في هذا العالم. |
| İddia ediyorum ki, Dünya üzerinde hakikaten çok iyi akustiğe sahip olan çok az salon var. | TED | هناك فتحات قليلة للغاية في هذا العالم التي حقاً لديها مهندسي صوت جيدين للغاية، |
| Beni bu dünyaya getirdiğin için, sana teşekkür etmek istiyorum. | TED | فقط أريد أن أقول لك شكراً لجعلي في هذا العالم |