Ona her güç çiçek veriyor olmanın çok tatlı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنه فعلاً من اللطيف أنك .تجلب لها زهوراً كل يوم |
ve kendisine göre, bu hikâyelerin tamamen aynı olduğunu söyledi. | TED | قالت أنه بل نسبة لها، القصتان مماثلتان. |
Baroness öyle dedi. Onun da bana aşık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت البارونة أنني احبه و قالت أنه كان واقعا في حبي. |
dedi ki, yarın, kasaba ayıldığında, herkes benim istifamı isteyecekmiş. | Open Subtitles | قالت أنه في الغد، عندما يفيق الناسمنسكرهم.. سيطلبون مني الإستقالة |
Onun kafasını karıştıran ilacın bu olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | هذا هو الدواء الذي قالت أنه جعله مضطرباً |
dediğine göre eğer sen daha sık geziye çıkarsan, bu aile hayatına zarar verirmiş. | Open Subtitles | قالت أنه إن ازداد سفرك فسيؤذي هذا عائلتك |
Rahibe Catherine bunun günah olduğunu söylüyor, inancım yeterince güçlü olsa, aklıma böyle şeyler gelmezmiş. | Open Subtitles | ألآخت كاثرين قالت أنه سيىء , و وأذا كان أيمانى قوى بما فيه الكفاية فلن تراودنى مثل هذه ألآفكار الشريرة |
AIDS olmam durumunda ilaçlara başlamamın iyi olacağını söyledi | Open Subtitles | قالت أنه في حال كان لدي الإيدز، فلن تكون فكرة سيئة أن أبدأ بأخذهم الآن. |
Size danışmak istediği çok önemli bir mevzu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنه لديها أمر شديد الأهمية لتستشيرك به |
Bazen kitapların onarıldıktan sonra öyle olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنه أحياناً ملمس الكتب يصبح هكذا لأنه تم ترميمها |
Oradaki kaçık rahibe kaltak, kendini ispatlamak zorunda olduğunu söyledi. | Open Subtitles | تلك الكاهنة العاهرة السيئة قالت أنه وحده سيثبت قدرته |
Kütüphanedeki adam senin evinde hemşire büyük bir felçten dolayı komada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | -هذا الرجل بالمكتبه فى البيت -الممرضه قالت أنه فى غيبوبه من صدمه هائله |
Laura Seeger kocasının arkada ahşap atölyesi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لورا سيجير قالت أنه كان يملك مسـتودعا للخشـب في خلف البيت |
Teröristlere sinir gazı sağlanmasından başlamak üzere... bugün olan her şeyden onun sorumlu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت أنه هو المسئول عما حدث اليوم بدءاً من تزويد الارهابيين بغاز الأعصاب |
dedi ki bazen geç dönem fetüs kürtajdan kurtulurmuş ve bebeği doğduktan sonra öldürürmüş. | TED | قالت أنه في بعض الأحيان ان الجنين المتأخر سينجو من الإجهاض وأنها تقتله بعد ولادته |
dedi ki, ben geri gelip... oraya gitmenizi söylemeliymişim. | Open Subtitles | لقد قالت أنه يجب أن أعود لأخبرك أن تذهب إلى هتاك. |
Aa, Nina dedi ki Delia'nın, Elliot'ı dondurma yemeye götürmesinde sakınca yokmuş. Tamam. | Open Subtitles | نينا قالت أنه لا بأس لداليا بأن تأخذ إليوت لشراء المثلجات |
Mağazadaki düzenbaz onun tek olduğunu söylemişti. Koca yalancı! | Open Subtitles | الفتاة في المخزن قالت أنه واحد من الأنواع فيبر سميك |
Çatal bıçak seslerini duymanın onun için felaket olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قالت أنه لشيء مرعب سماع صوت الملاعق والشوكات |
- Ve sosyal hizmetler görevlisinin dediğine göre, tüm hayatı boyunca, kendisine bir zaman kaybı olduğu söylenmiş. | Open Subtitles | أجل والتى كانت تعمل على القضيه قالت أنه تم أخباره طوال حياته أنه مجرد مضيعه للمساحه |
Polis, bunun rastgele bir şiddet davranışı olduğunu söylüyor ama kim bilir, öyle değil mi? | Open Subtitles | الشرطة قالت أنه بفعل عنف عشوائى لكن من يعلم , صح |
Hemşire yakında uyanacağını ve çok iyi olacağını söyledi. | Open Subtitles | الممرضة قالت أنه سيفيق قريباً جداً وسيصبح في أحسن حال |
Annem adına sünnet demişti ama burada sakatlık diyorlardı. | TED | أمي قالت أنه يسمى بالختان، و لكن هنا يسمى بالبتر. |
Kocasının, atları kadınları ayartmak için kullandığını söylerdi. | Open Subtitles | أجل ، كانت تسخر من ذلك ، قالت أنه يستخدم الخيول للمداعبة |
Burada neredeyse hiç trafik olmadığını söylüyor. Çünkü bugünlerde ordu kıyı şeridini kapatıyormuş. | Open Subtitles | قالت أنه لا توجد أى حركه هنا لان الجيش قام بإغلاق المكان مُنذ يومين. |