"قضيت الكثير" - Traduction Arabe en Turc

• geçirdim
• çok uğraştım
• yıllarımı verdim
• çok vakit harcadım

Ama hayattalar iken ikisini de mutlu etmeye çalisarak çok zaman geçirdim.
لكني، قضيت الكثير من الوقت أحاول جعل كلاهما سعداء حينما كانوا أحياء

Boncuk sayarak veya bu tip işlerde çok zaman geçirdim.
قضيت الكثير من الوقت في عد الخرز واشياء من هذا القبيل.

Her birimizde var olan eşsiz algısal gerçeklikleri yaratan beyin devrelerini araştırarak oldukça çok zaman geçirdim.
فقد قضيت الكثير من الوقت في دراسه دوائر المخ وهي التي تشكل الحقائق الإدراكية التي يملكها كل منا.

Bunu bulmak için çok uğraştım. Seni ne kadar sevdiğimi anlaman için.
لقد قضيت الكثير من الوقت في اختيارها لذا أنتي تعرفين كم أنا أحبكي

Onları yapmak için çok uğraştım. Çok da güzeller.
ولقد قضيت الكثير من الوقت لصنعهم وهم جميلون

Ben gelmiyorum. Yapamam. Bu kütüphaneyi bulmak için yıllarımı verdim.
لن أرحل ، لا أستطيع لقد قضيت الكثير من الوقت باحثاً عن هذا المكان

Bu kod isimlerini bulana kadar çok vakit harcadım.
قضيت الكثير من الوقت على تلك الأسماء الرمزية

Bunu yapmak için son birkaç ay boyunca tarayıcıda çok zaman geçirdim. Artık size beynimdeki şu şeyleri gösterebilirim.
للقيام بذلك، قضيت الكثير من الوقت في الماسح أثناء الشهر المنصرم حتّى أريكم هذه الأشياء بدماغي.

Ben sayısız ıslah memuruyla sayısız zamanlar geçirdim, özellikle ismi Monroe olan memurdan bahsetmeme müsaade edin.
قضيت الكثير من الوقت مع العديد من ضباط السجون، وأسمحوا لي أن أحدثكم عن شخص معين يدعى مونرو.

Ben kariyerimin büyük bölümünü, bize daha net görüntü sağlayacak atmosferik düzeltme yolları aramakla geçirdim.
لذا، قضيت الكثير في مهنتي في العمل على طرق لتصحيح الجو، ليعطينا منظراً أوضح

Fakat son zamanlarda onunla çok vakit geçirdim.
ولكن قضيت الكثير من الوقت معها في الآونة الأخيرة

Gençlik yıllarımda bu restoranda saatlerce zaman geçirdim.
لقد قضيت الكثير من الساعات في هذا المطعم عندما كنتُ شاباً

Ama bugün senle birlikte çok iyi vakit geçirdim.
لكنني قضيت الكثير من الوقت الممتع معك اليوم اكثر من ماقضيته في سنة

İlk zamanlarda zamanımın çoğunu bunların hiç olmamasını, ve bu sirkin hiçbir zaman parçası olmamayı dileyerek geçirdim.
الغريب أنني قضيت الكثير من الوقت لتجنب حدوث ذلك وأن نكون في السيرك في المقام الأول

Galiba rüküş anne giysileri içinde, üstüm başım un ve fıstık ezmesi lekeleriyle çok fazla zaman geçirdim.
أظنّ أني قضيت الكثير من الوقت بملابس أمي القديمة، و أنا مغطّاة بالعجينة و الزبدة

Burada, Orson İlkokulu'nun dolaplarında kilitli epeyce vakit geçirdim.
قضيت الكثير من الوقت محبوس في الخزائن هنا في الابتدائية ..

Profesyonel bir tesisatçı olmayabilirim fakat o küvette çok uzun bir zaman geçirdim.
حسنًا ، أعتقد أنني لستُ سباك محترف ولكنني قضيت الكثير من وقتي في هذا الحوض

- Bu arada... - Bu iş için çok uğraştım.
بالمناسبة ، قضيت الكثير من الوقت فيها

İlgi odağı olmamak için o kadar çok uğraştım ki, Lana'nın Lex'in hayatına girmesi, beni, odak noktası haline getirdi.
لقد قضيت الكثير من الوقت للابتعاد عن دائرة الضوء... وأن دفع (لانا) إلى حياة (ليكس... ) وضعني في منتصفها تماماً

Zach'i bulmak için çok uğraştım...
(قضيت الكثير من الوقت في البحث عن (زاك

Kitapçının New Age(ruhsal bir dinî akım) bölümünde çok vakit harcadım.
قضيت الكثير من الوقت في قسم "جديد العمر" لبيع الكتب.