- Atlara güvenmediğini söylemiştin. - Güvenmem ama onlar bana güvenir. | Open Subtitles | ـ قلت بأنك لا تأتمن الخيول ـ أنا لا، لكنهم يأتمنونني |
Boş ver hayatım. Nasıl olsa bir gün yanacağını söylemiştin. | Open Subtitles | لا عليك يا عزيزي لقد قلت بأنك ستحرقه يوما ما |
Ben filodan ayrılmak üzereyken bana bir şey diyeceğini söylemiştin. | Open Subtitles | عندما كنت سأترك التشكيل قلت بأنك تريد إخباري شيئاً, أتذكر؟ |
-Dostum, üzgün olduğumu söyledim, sen de bunu yapmayacağını söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت أنني آسف وأنت قلت بأنك لن تقوم بذلك |
Jason hakkında öyle demiştin, değil mi, onu öldüreceğini yani? | Open Subtitles | اهذا ما وعدتني بخصوص جيسون اليس كذلك ؟ لقد قلت بأنك ستقتله |
Sandala ilk bindiğimizde bana Chicago'da bir mezbahada çalıştığını söylemiştin hatırlıyor musun? | Open Subtitles | تذكر عندما أصبحت أولا على المركب، قلت بأنك كنت تعمل في بيت الربط قسم في شيكاغو؟ |
Bir daha benimle görüşmek ya da konuşmak istemediğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بأنك لا تريدين رؤيتي او الكلام معي. |
Bu yüzden yardımını istiyorum. İyi olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لهذا أحتاج إلى مساعدتك قلت بأنك كنت جيده |
Ama geri geldiğinde onu... kendi öz oğlun gibi seveceğini söylemiştin. | Open Subtitles | لكنك قلت بأنك تحبه كمثل ابنك . . عندما عاد |
Onu iki günde güzel yapamayacağını söylemiştin ama harika görünüyor. | Open Subtitles | قلت بأنك لاتستطيع ان تجعلها جميله في يومين , وهاهي رائعه |
Artık güçlerini kullanmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلت بأنك لم تَعُد تستخدم قواك بعد الآن |
Gelince arayacağını söylemiştin! | Open Subtitles | أنظر إلى أخي ألصغير أنت قلت بأنك ستتصل عندما تصل هنا |
Pearson Hardman'da çalışmak için Harvard'a gitmek istediğini söyledin, değil mi? | Open Subtitles | أنتي قلت بأنك ِ ترغبين بالذهاب إلى هارفرد أليس كذلك ؟ |
Okuldayken atışta gümüş madalya kazandığını söyledin. | Open Subtitles | قلت بأنك قد ربحت الميدالية الفضية في مسابقة لاطلاق النار |
Festivallere davet edilmek için bir aktris olmak istediğini söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت بأنك تريدين أن تصبحي ممثلة لكي يتسنى لك الذهاب إلى المهرجان |
İkna edilebilir demiştin ama edilemiyor. | Open Subtitles | قلت بأنك ستكوني منطقيةَ معه لكنه لا يمكن |
Kasaları değiştirmelerine sevindim. Zaten bu iş bitti demiştin. | Open Subtitles | أنا سعيدة لأنهم لم يغيروا الخزائن، لقد قلت بأنك ستنجز كل هذا على أي حال |
Özür dilerim, uzaktaydım. Duyamadım. Hızlı aşçı olduğunuzu söylediniz, değil mi? | Open Subtitles | آسف، كنت هناك ولم أستطع سماعك هل قلت بأنك سريع بالطبخ؟ |
Yardıma ihtiyacım var dedin, önce senin bana yardım etmene bakar. | Open Subtitles | قلت بأنك إحتجت مساعدتي، ذلك يعتمد على ساعدتك لي أولا. |
Rahatsız edilmeden okursunuz dedim. | Open Subtitles | قلت بأنك يمكِن أَن تجلس وتقرا لساعاتِ ولا أحد سيضايقك |
Arabayla şehir dışına gitmediğini söylediğinde, yalan söyledin. | Open Subtitles | و كذبت حين قلت بأنك لا تأخذالسيارةالىخارجالمدينة. |
Sanıyordum ki, Siz dediniz, ben o ibneye müdahale edeyim. | Open Subtitles | أعتقدت أنك قلت بأنك تريد أن تتخلص من هذا الرجل |
Telefonda konuşulacak bir şey değil demiştiniz.. | Open Subtitles | حسنا، قلت بأنك تفضل أن لا تتناقش بالامر على الهاتف |
Raj, tatlim kadinlarla konusamadigini söylüyorsun ama benimle konusuyorsun. | Open Subtitles | راج، عزيزي قلت بأنك لا تستطيع الكلام مع النساء لَكنك تتكلم معي |
Arabandan aldığımız örnek, bardan ayrıldığını söylediğin saatten 45 dakika sonra barda olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | إضافةً إلى أن العينة التي أخذناها من سيارتك تضعك في الحانة 45 دقيقة بعدما قلت بأنك تركت الحانة |
Bıraktığın mesajda babamla ilgili bir hikaye yazdığını söylemişsin. David McNeil. | Open Subtitles | فى بريدى الصوتى قلت بأنك كنت تكتب قصة حول والدى,ديفيد مكنيل؟ |