Her sabah uyanarak ve yaptığın şeyler için Tanrı'ya şükrederek. | Open Subtitles | بأن تستيقظي كل صباح وتشكرين الرّب على ما قمت به |
Ama bütün bir süre içinde tek yaptığın kalplerimizi kırmak. | Open Subtitles | ولكن ما قمت به كل هذا الوقت؟ فقط كسر قلوبنا |
Bu yaptığını düzeltmenin yolunu bulman gerekiyor. Vücudumu geri vererek beni mutlu et. | Open Subtitles | يجب أن تعلم كيف تمسح ما قمت به أعد لي قدراتي وسأكون سعيداً |
En baştan beri yaptığın her şeyi ailen içim yaptın. | Open Subtitles | أولاً، كل شيءٍ قمت به، قمت به من أجل عائلتك |
Teşkilatın itibarına ne yaptığının farkında mısın? | Open Subtitles | لا أظنك تدرك ما قمت به لأجل القسم,كالاهان |
Araba dükkânında yaptığın şeyi bir daha tekrarlamayacağına dair söz ver. | Open Subtitles | عدني ألا تقوم بما قمت به في متجر السيارات مرة أخرى |
İki yıl içinde yaptığın tüm iş anlaşmalarını elektron mikroskobuyla incelemem gerek. | Open Subtitles | سأذهب لفحص كل قطعة عمل قمت به في السنتين الماضيتين بميكروسكوب الكتروني |
Ama bu mektupların bir amacı var yıl boyunca özel hayatında yaptığın önemli şeyleri arkadaşlarına ve ailene anlatmanın bir yolu. | TED | ولكن تخدمُ هذه الرسالة هدفًا وهو أنها تخبرُ أسرتك وأصدقاءك عما قمت به من أعمال تهمك في حياتك الشخصية على مدى العام. |
Fidanzatomun yokluğunda benim için yaptığın her şeyden dolayı sana minnetimi ifade etmek istedim. | Open Subtitles | أود أن أعرب عن امتناني على كل ما قمت به من أجلى أثناء فترة غياب خطيبى. |
yaptığın her şeyi itiraf edeceksin ve sonra da onlara oğluma ne yaptığını söyleyeceksin. | Open Subtitles | وستعترف بكل شيء قمت به وبعدها ستخبرهم بما فعلته بإبني |
O sana görev veriyor, sen yapmıyorsun bir şekilde halloluyor ve o da sana ne kadar iyi bir iş yaptığını söylüyor. | Open Subtitles | . لقد كلفك به . أنت لم تفعله ولكن بطريقة ما تتم المهمة والآن يهنئك على العمل الممتاز الذي قمت به |
Bu yaptığını bir Hoollywood filminde gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيت هذا الهراء الصغير الذي قمت به في فيلم هوليودي |
- Tek yaptığım sana söylemekti... - Sen, sen, ne yaptın? | Open Subtitles | ..ـ أتعلم، كل ما قمت به أنني أخبرتك ـ أنت .. |
Senin için yapmak istediğim ilk şey... yaptın bile. | Open Subtitles | أول شيء أعتزمت القيام به لأجلك أنت قد قمت به |
yaptığının bedelini ödemelisin. Yarattığın bütün acıların. | Open Subtitles | عليك أن تدفع لما قمت به كل الألم الذي تسببت به |
Onu çıkarmak zorunda olduğumu biliyordum ve bende hayatımın en aptal işini yaptım. | Open Subtitles | فأدركت بأنني يجب أن أخرجه لذا اقدمت على أغبى عمل قمت به ابداً |
Hiçbir söz, hiçbir ceza, hiçbir intikam bana yaptıklarını telafi edemez. | Open Subtitles | لا عقوبة، لا عقاب، لا انتقام أن يكون أقرب إلى التعويض عما قمت به |
Onunla örnek olarak yaptığım, sayı sıralaması yapmak istiyorum diyelim. | TED | ولنقل أنني أريد ترتيب الأرقام، كمثالٍ بسيط قمت به معه. |
Pek çoğunuz beni radyodan, ve bu yüce cemaat adına yaptıklarımdan tanıyorsunuz. | Open Subtitles | العديد منكم يعرفونني من الإذاعة والعمل الذي قمت به لمصلحة هذه الكنيسة العظيمة. |
Kim olduğuma ve ne yapmış olduğuma dair geçmişteki bazı tanımlara dayanarak, neye ihtiyacım olduğunu tahmin etmeye devam ediyor. | TED | يستمر في محاولته لتوقع ما أحتاجه إعتمادا على خصائص من الماضي حول الشخص الذي كنته, لما قمت به بالفعل. |
Neler yaptığınızı hatırlayabilmelisiniz. | TED | عليك أن تكون قادراً على تذكر ما قمت به. |
Toptoriks, oğluma yaptıkların için sana teşekkür etmek istiyorum. | Open Subtitles | فيتالستاتيكس .. أريد أن أشكرك على ما قمت به من أجل ابني |
Bu ne değişti, ne de yaptıklarımı değiştirdi. | Open Subtitles | التي لم تتغير، كما أنه لا يغير ما قمت به. |
Bunun olabileceğini bile bile yine de yaptınız. | Open Subtitles | أنت كنت تعلمين أن هذا قد يحدث، لكنك قمت به على أي حال. |
Her neyse, yaptıklarınız için çok minnettarım. | Open Subtitles | على أيّ حال، انا في غاية الإمتنان على ما قمت به |
Size verebileceğim tek tavsiye benim yaptığımı yapmanız: gerçeklikle arkadaş olun. | TED | أستطيع أن أسدي لكم نصيحة واحدة وهي القيام بما قمت به: كونوا أصدقاء مع الواقع. |