Daha iyi bir ilaç taşınım sistemine ihtiyacımız olduğunu, Söylemeye çalışıyorum. | TED | لذلك ما أحاول قوله هو أننا بحاجة لنظامٍ أفضل لإيصال الدواء. |
- Sağ ol. - Demek istediğim yani Söylemeye çalıştığım bundan vazgeçeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | ما قصدت قوله هو أنّني لا أستطيع أن أراك تبتعد عن هذا، حسنا؟ |
Sanırım şunu Söylemeye çalışıyor bir bebek evlat ediniyoruz ve büyük çocuklarımız çıldırdı. | Open Subtitles | حسناً, أعتقد أن ما يحاول قوله هو أننا سنتبنى طفلاً وأطفالنا الكبار فزعون |
-sunu söylemek istedim. Lutfen, ne zaman istersen at bin. | Open Subtitles | كل ما أردتُ قوله هو اركبي في أي وقت تريدين |
Biliyorsun, demeye çalıştığım sadece, kaç tane profesyonel kadın fotoğrafçı tanıyorsun? | Open Subtitles | ما أقصد قوله هو كم مُصوِّرة احترافية تعرفينها؟ |
Yani diyorum ki Vivian Scully zorla işi yatağa götürdü. | Open Subtitles | ما اود قوله هو ان فيفيان سكالي اجبرت نفسها علي |
Madem onu gerçekten görmek istiyordun, tek Söylemen gereken... | Open Subtitles | لو كنت حقا تريدى رؤيتها, كل ما عليك قوله هو: |
Ve şunu söyleyebilirim ki, 2016'ya geldiğimizde artık doktorlar ortalıktala stetoskopları ile dolanmıyor olacaklar. | TED | وما يمكنني قوله هو أنه في عام 2016، لن يتجول الأطباء مع السماعات. |
Sanırım Vali Reston'un Söylemeye çalıştığı şey benim bir bebeğim olduğudur. | Open Subtitles | أعتقد أن ما يحاول الحاكم روستون قوله هو أنني أنجبتُ طفلةً |
Sanırım hepimizin Söylemeye çalıştığı şey aile kararlarımızı farklı şekilde almaya başlamak istediğimiz. | Open Subtitles | اعتقد ان ما نحاول قوله هو نريد ان نتخذ قرارات العائلة بطريقة مختلفة |
Söylemeye çalıştığım şey, anlamak zorunda olduğumuz şey, neden bazı gençlerimize bunların cazip geldiği. | TED | ما أحاول قوله هو أن علينا فهم السبب من وراء انجذاب شبابنا لهذا الأمر. |
Söylemeye çalıştığım kurt adam senin bir parçan, ama iç güzelliğini değiştirmez. | Open Subtitles | ما احاول قوله هو ان الذئب جزء منك .. وهذالا يغيرماتحملهبداخلك. |
Söylemeye çalıştığım şey kutsal evliliğin onların yetkilerinin üstünde olduğu. | Open Subtitles | ما أحاول قوله هو أنَّ الرباط المُقدَّس أقوى من أن يقوموا بتفريقه |
Robert, bence babanın Söylemeye çalıştığı şey Joanne'in bazen... | Open Subtitles | أعتقد ان ما يحاول والدك قوله هو أن جوان أحياناً |
Hepiniz bu yolculukta yanımda olduğunuz için, ne kadar minnettar olduğumu söylemek istedim. | Open Subtitles | كلّ ما أريد قوله هو أنني ممتن للغاية أنّكم ستخوضون معي هذا الدّرب |
Kusura bakmayın, söylemek istediğim 7 yıldır yapmakta olduğunuz görevde... | Open Subtitles | أنا آسف، ما قصدتُ قوله هو هل أجريتَ أيّ جراحة |
Ama söylemek istediğim şey; bir şeyleri değiştirebileceğimiz ve bunları yatırımlarla yapabileceğimiz. | TED | ولكن ما أريد قوله هو أننا نستطيع أن نحدث تغييراً ونستطيع ذلك بالإستثمار |
Aslında evini açtığın için teşekkür ederiz demeye çalışıyor. | Open Subtitles | ما تحاول قوله هو شكركِ على فتح منزلكِ لنا على الرحب و السعة |
Sanirim nasil bir sey oldugunu biliyorum demeye çalisiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن ما أحاول قوله هو بأنني أعلم الوضع |
Şunu diyorum kim eski bir otobüs için para öder ki? | Open Subtitles | ما أود قوله هو من العاقل الذي سيدفع مالا لدخول حافلة قديمة؟ |
Söylemen gereken şuydu: "Ben senin vücudunu doğal hâliyle seviyorum ve onu asla değiştirmeni istemem." | Open Subtitles | ما كان عليك قوله هو انا أحب جسدك كما هو وليس عليك تغييره للأبد |
Geleceğimize bir göz attım ve şunu söyleyebilirim: | Open Subtitles | لقد لمحت مستقبلنا و كل ما استطيع قوله هو: |
Bak, Demem o ki. Beş bin dolardan fazla istiyorsam? | Open Subtitles | كل ما أريد قوله هو ماذا لو أردت أكثر من 5 آلاف دولار؟ |
Varmaya çalıştığım nokta asla sizin gibi biriyle tanışmamıştım. | Open Subtitles | انظري، كل ما أريد قوله هو.. أنني لم أقابل احداً مثلك |
- Bakın, tek söylediğim bu yılları hayatımın en iyi dönemi gibi görmeye başlarsam... | Open Subtitles | .. ـ كل ما أريد قوله هو إذا بدأت الإِشارة إلى أن هذه الأيام هي أفضل سنين حياتي |