- Evet, çok güçlüdür fakat daha öğrenmesi gereken çok şey var. | Open Subtitles | -نعم، هو قوي جدا لكن لا يزال أمامه الكثير ليتعلمه |
Krema ve soğanlının çok kuvvetli bir tadı var. | Open Subtitles | حسنا، الكريمة الحامضة و البصل لها طعم قوي جدا |
Dışarıda çok güçlü bir arkadaşın var hazırlanmak yerine bunu salmanı istiyor. | Open Subtitles | لديك صديق قوي جدا في الخارج إذا إخترت القتال بدلا من التحضر |
Uluslararası uçuşlarla ilgili tasarıya karşı Çok sert bir tavır sergiliyorsun. | Open Subtitles | انك تقاوم بشكل قوي جدا ضدّ قانون سى. ايه. بى |
O gerçekten güçlü bir iblis, onlar gibi muhtemelen sadece kadar güçlü oldu. | Open Subtitles | لقد كان شيطان قوي جدا ربما مجرد قوته كانت كافية للقيام بهزيمتهم. |
Lütfen, ben çok zayıfım sense çok güçlüsün. | Open Subtitles | من فضلك أنا ضعيف جدا و أنت قوي جدا قوي جدا |
Ama bir sorun var. İşleri bitince, hayvanı öldürmek zorunda kalırlar çünkü acının verdiği kasılma o kadar güçlüdür ki, onları dışarı bırakmaz. | Open Subtitles | لكن هناك مشكلة صغيرة ، عندما يفعلونها يجب أن يقتلوا الحيوان ، لأنه يعاني من إنكماش قوي جدا بحيث لا يتركهم يخرجون |
Çok güçlüymüş cidden. | Open Subtitles | هذا حقا قوي جدا |
Gerçekten zorlu olduğunu sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت بأنك قوي جدا |
Onları evde bırakmak için oldukça güçlü bir teşvik, değil mi? | TED | إنه حافز قوي جدا أن تتركه في المنزل، اليس كذلك؟ |
O şeyi dikkatli kullan, çok güçlüdür. | Open Subtitles | انه قوي جدا جميل |
Pek zeki değildir ama çok güçlüdür. | Open Subtitles | انه ليس ذكي لكن قوي جدا |
Dükkanımıza ait bir torba.çok güçlüdür. | Open Subtitles | ألف كيس من متجرنا. قوي جدا. |
Ona otoparkta rastladım ve sizin lab'ınızı görmek istedi ve çok kuvvetli birisi. | Open Subtitles | التقيته في موقف للسيارات أراد رؤية المختبر وكذلك ، وانه... انه قوي جدا |
En fazla 50 adım gidersin. Zehri çok kuvvetli. | Open Subtitles | المسافة أقرب إلى ٥٠ خطوة بصراحة، سمها قوي جدا |
Ama akıl çok güçlü bir şey, ve belki bunu başarabiliriz. | Open Subtitles | ولكن العقل شيء قوي جدا ومن الممكن ان نحاول للحصول عليها |
'Sağlık hizmetimiz bizi sağlıklı kılar' isteği çok güçlü bir istek. | TED | هذا الطموح أن الرعاية الصحية لدينا يجب ان تبقينا اصحاء هو طموح قوي جدا. |
Çok sert bir adammış. Satıcıları haraca bağladığı söyleniyor. | Open Subtitles | وهو أيضا رجل قوي جدا الذي يهز أسفل الباعة لخفض الانتاج. |
Çok sert. Amsterdam'dan getirdim. | Open Subtitles | انه قوي جدا أتيت به من امستردام |
İnsanlar bu korkunç çöle girmekten çekinmemişlerdi çünkü Çin'in tarihin akışını değiştirecek kadar güçlü bir sırrı vardı. | Open Subtitles | ناس اجبروا على اهوال الصحارى لأن الصينيين كان عندهم سرّ قوي جدا انها غيرت مجرى التاريخ |
Bu yüzden biliyorum ki Norbit, sen içten içten çok ama çok güçlüsün. | Open Subtitles | هذا ما اعلمه , نوربت انت من الداخل , قوي جدا |
Mızrak etkisini koruyabilecek kadar güçlüdür. | Open Subtitles | كان الرمح قوي جدا ليبقى سليما |
Joss Beaumont döndü! Bravo, Çok güçlüymüş! | Open Subtitles | جوس بومون عاد برافو، انه قوي جدا ! |
Gerçekten zorlu. | Open Subtitles | قوي جدا |
oldukça güçlü. Onların bizi böyle zayıf görmelerine dayanamıyorum. | Open Subtitles | قوي جدا أنا لا أستطيع أن أتحملهم وهم يظنونا ضعفاء |