"كابوس" - Traduction Arabe en Turc

• kabus
• kâbus
• kabusu
• kabustu
• kâbusu
• kabusun
• rüya
• kâbusa
• kabustan
• kabusum
• rüyaydı
• kâbusun
• kâbustu
• kâbusum

Muhtemelen. Ama madde savaşını kabus olarak düşünerek sonuç alabiliriz.
ولكن تخيل فقط كابوس الحرب المخدرات الذي سينتج عن ذلك.

Başka bir kabus olduğunu düşünmüştüm... bir gece önceki gibi.
و لكني اعتقدت أنه كابوس أخر كاللذي مررت به البارحه

Dava falan yok. Gerçekte kimseyi öldürmedim. Bu bir kabus.
ليس هنالك قضيّة, أنا لم أقتل أحدا كل هذا كابوس

Galaksinin hiçbir yerindeki normal yapıya uymuyor. Bu bir kâbus.
هذا لا يتفق مع قوانين الطبيعة في أي مكان في المجرة هذا كابوس

Bu kabus gibi yaşamdan daha da kötüsü başarısız bir intihar girişimi kabusu.
تعلمون ، فإن أسوأ كابوس في هذه الحياة هو كابوس الاقدام على الانتحار

Kız kardeşimin düğünü yaklaşıyor zaten, zaten bu...bambaşka bir kabus.
لديّ زواج أختي سيكون قريبا وهذا .. كلّه كابوس اخر

Kendime bu şeytan değil sadece bir kabus deyip durdum.
لقد كنت اقنع نفسي بأنه ليس الشيطان ولكن مجرد كابوس

Diğer yanda, tam bir kabus oluveriyor; lanet ofisinizde daha fazla çalışacağınız anlamına geliyor.
من ناحية أخرى , انه كابوس يعني فقط أن تقضي المزيد من الوقت في المكتب الدموي.

Benim psikozum, öte yandan, şeytanlarımın o kadar korkunç olduğu bir kabus ki bütün meleklerim çoktan gitti.
ان فصامي من جهة أخرى هو كابوس يقظ فيه شياطيني مخيفة جداً بحيث هربت منه جميع ملائكتي

Bu bir masal mı yoksa canlı bir kabus mu?
حسناً، هل هى قصة خيالية أم كابوس حقيقي؟

Ve sonuç, sadece benim ailem gibi aileler için değil ayrıca, gerçekten, günün sonunda, hepimiz için bir kabus.
والنتيجة هي كابوس ليس فقط لعائلات مثل عائلتي، ولكن الحقيقة هو كابوس لنا جميعاً.

Mazeretlerim kalmadı. Beni de döverdi. Ama bu ortadaki doğruyu değiştirmedi bu ailem için bir kabustu, bir kabus.
و أوسعني ضربًا أيضًا, لكن ذلك لم يغير حقيقة أنه كان كابوسًا لعائلتي, كان كابوس.

kâbus gören ve sinir bozukluğu yaşayan benim.
لا انا من في كابوس واعاني من انهيار عصبي

Bir kâbus gördüm. Bay Rooney'nin eviyle ilgiliydi.
لقد راودنى كابوس لقد كان متعلقا بمنزل السيد رونى

Unutmayın, yarın gece çocuklar, başka bir masal daha olacak adı Elm Sokağında kâbus.
و تذكروا ، مساء الغد قصة أخرى تسمى كابوس شارع إلم

Bütün bildiğim hastaneler hasta insanlar dolu ve potansiyel halkla ilişkiler kabusu var.
كل ما أعلمه هو وجود أشخاص مرضى بالمستشفيات واحتمال حدوث كابوس علاقات عامة

Sessiz Tepe'de herkesin kâbusu farklıdır. - Ben onlara aitim.
لكل امرئ كابوس مختلف في التل الصامت، وأنا منبع كوابيسهم.

Karanlığın, alevlerin korkunç kabusun içinden çıkagelen, melek.
خارجاً من الظلام و الدخان و من كابوس النيران أتى ملاك الرحلة 104

Birkaç yıl sonra... bütün bunlar sadece kötü bir rüya gibi gelir.
بعد بضعة سنوات، كل هذا قد يبدو لا شيء سوى مجرد كابوس

Bir düğün töreni kâbusa dönüştü.
من ناحية أخرى, حفلة زفاف تحولت إلى كابوس

Bir kabustan uyanıyorsun ve hayatının kabustan daha kötü olduğunu görüyorsun.
استيقظت من كابوس و وجدت بأن الحياة الحقيقة أسوء من الحلم

Bir gün tüm geçmişin unutulacağı ve geçmiş hataların kanının aktığı yeni kıyafetlerin olacağı bir kabusum var.
لدي كابوس بأن الماضي يوما ما سينسى وأن الثياب الجديدة ستقطر دم أخطاء الماضي

Sadece kötü bir rüyaydı ya da birden fazla margarita.
لقد كان مجرد حلم سيء أو كابوس من الكوابيس الكثيرة

En kötü kâbusun olacağım.
و دقوا بالارض و عيشك كابوس بحياتك ما شفتوا

Belki bir kâbustu ve ben aslında battaniyemin altında güvenli bir şekilde uyuyordum.
من المحتمل أن يكون كابوس وأنا بالطبع نائمة في سريري دافئة تحت فراشي

Teğmen, en kötü kâbusum olabilecek şeyden kurtulduğunuz için aferin.
أيها الملازم لقد تحملت أسوأ كابوس على الإطلاق.