| Bütün zamanlardan ve kültürlerden gelen bu hazine avcıları... bu kılıcı arıyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاء المستكشفون من الكل العصور و الثقافات كانوا يبحثون عن هذا السلاح |
| Bir şeyler arıyorlardı, ama ben sadece yaşlı bir adamdım ve onlar da beni çöp poşetiymişim gibi fırlattılar. | Open Subtitles | لقد كانوا يبحثون عن شئ ما, لكن لقد كنت مجرد رجل عجوز, لذلك هم تخلصوا منى ككيس من القمامة |
| onlar bir sonraki Karmapa'yı arıyorlardı ve onların anne ve babam ile konuştuğunu farkettim, sonra haberler geldi ve bana Karmapa olduğumu söylediler. | TED | كانوا يبحثون عن الكارمابا القادم، لاحظت انهم يتحدثون مع امي وأبي. وأتتني الاخبار بأن اخبروني أنني الكارمابا. |
| Parası olan ve güvenilir bir alıcı arıyorlarmış. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن مشترى معه المال والمصداقية |
| Dün sana saldıran haydutları arıyorlarmış. | Open Subtitles | لقد كانوا يبحثون عن العصابة التي هاجمتك بالأمس. |
| Biri içeri girip ortalığı dağıtmıştı, sanki bir şey arıyorlar gibiydi. | Open Subtitles | اشخاص اتوا وعبثوا بالمكان كما لو كانوا يبحثون عن شيئاً |
| Belli ki ceset parçaları bulmaya çalışıyorlardı. | Open Subtitles | بكل وضوح ، كانوا يبحثون عن اجزاء من الجسم |
| Gönüllü yerleşimciler arıyorlardı, ...ben de adımı yazdırdım. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن متطوعين والتحقت بهم هكذا انتهى بي المطاف هنا |
| Var olmayan Zinj adlı bir şehir arıyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن مدينة تسمى زنج ولكنها ليست موجودة |
| İki kişilerdi. Bu adamları arıyorlardı. | Open Subtitles | كان هناك إثنان , كانوا يبحثون عن هؤلاء الرجال |
| Kızkardeşimi arıyorlardı ama beni aldılar. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن أختى وأخذونى أنا بدلاً منها |
| Kızkardeşimi arıyorlardı ama beni aldılar. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن أختى وأخذونى أنا بدلاً منها |
| Daha fazla çalışamayacak durumda olan mahkûmları arıyorlardı. | Open Subtitles | هم كانوا يبحثون عن أولئك السجناء الذين لم يعودوا يستطيعون العمل |
| Banka hesap numarası arıyorlardı yani bunun ne anlama geldiğini bildiklerini zannetmiyorum. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن أرقام حسابات ولم أعتقد أنهم يفهمون ما لديهم |
| Yaşanabilir gezegenler arıyorlarmış, ...zira kendi gezegenleri bir tür doğal felaketle.... ...karşı karşıya kalmış. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن كواكب قابلة للعيش عليها لأن وطنهم الأم كان يعاني نوعاً ما من كارثة طبيعية |
| Benimle tanışmadan önce olmuş. Malzeme arıyorlarmış ve iyi sonuçlanmamış. | Open Subtitles | في الحقيقة حدث هذا قبل أن أقابلهم كانوا يبحثون عن مؤنة و هربوا إلى قطيع |
| Psişik yetenekleri olan kişiler arıyorlarmış. | Open Subtitles | كانوا يبحثون عن أشخاص لديهم قدرات روحية. |
| Gemi enkazı dalgıçları, bu enkaz alanlarını yıllardır arıyorlar. | Open Subtitles | غوّاصوا إنقاذ كانوا يبحثون عن الحطام لسنوات |
| Onun gibi insanları arıyorlar. | TED | لقد كانوا يبحثون عن أشخاص مثله. |
| Çinli kimyagerler yaşamın iksirini bulmaya çalışıyorlardı, ama yanlışlıkla barutu icat ettiler. | Open Subtitles | الكيميائيين الصينين كانوا يبحثون عن إكسير الحياة بدلاً من ذلك بدون قصد قاموا بعمل البارود |
| Ordusu Chulak'a sanki bir şey arıyormuş gibi saldırdı. | Open Subtitles | لقد إجتاح جيشه شولاك كما لو كانوا يبحثون عن شئ ما |
| Eğer bir günah keçisi arıyorlarsa, o fazla boynuzlar pekala biz olabiliriz. | Open Subtitles | إذغ كانوا يبحثون عن كبش فداء فنحن مناسبين لذلك |