Ve doğru hatırladıysam, o civarda eski bir bakım yeri vardı. | Open Subtitles | و إن لم تخني ذاكرتي، كان ثمة منطقة مهجورة قديمة بالقرب |
bir kadın vardı, Darfur'da çalışan, hiç bir insanın görmemesi gereken şeyleri görüyordu. | TED | كان ثمة هذه المرأة التي عملت في دارفور، ورأت أشياء لا يجب لأي إنسان أن يراها. |
Şey, turda 16 tane liseli kız vardı ve o üzerinde pardesüyle merdivenlerin tepesine çıkmıştı ama yağmur falan yağmıyordu. | Open Subtitles | حسناً، كان ثمة 16 تلميذة في جولة دراسية وكان هو على قمة السلم يرتدي معطفاً واقياً من المطر ولم تكن تمطر |
Ve bitmeden, eğer tüm insan oğlunun bir konu üzerinde aynı fikirde olduğu bir konu var ise Bence oda köleliğin bitmesidir. | TED | مع هذا، إن كان ثمة أمر واحد كل الكائنات البشرية تتفق عليه، فهو في رأيي إتفاقنا على أن العبودية لابد وأن تنتهي. |
Sadece sizin için yapabileceğimiz bir şey olup olmadığını öğrenmek için uğradık. | Open Subtitles | كنا في الجوار. تساءلنا إن كان ثمة ما بوسعنا فعله من أجلكِ. |
Daha sonra Lodz'da bir tane vardı. Adı Tarassini'ydi. | Open Subtitles | لاحقًا في ووتش كان ثمة شاب يدعى تاراسيني |
Backstage West'te ilan vardı. | Open Subtitles | كان ثمة إعلان في وراء كواليس المسرح الغربي. |
Arka yüzgeçlerinin birinde alışılmadık bir şey vardı. | Open Subtitles | كان ثمة شيء غير عادي يتعلق بأحد الزعانف الخلفية |
Beyler, beyler! Orada, Hepatit C'li bir orospu vardı. | Open Subtitles | أيها الشابان، كان ثمة مشتبه بالنساء مصاباً بالتهاب الكبد في الخلف |
Biraz önce bana bakıp duran biri vardı. Ama bir süredir görmüyorum onu. | Open Subtitles | لقد كان ثمة رجلاً يحدق بي سابقاً لكني لم أره منذ مدة |
Teslim olduğumda cebimde bir anahtar vardı, eminim biliyorsunuzdur. | Open Subtitles | حين سلمت نفسي، كان ثمة مفتاح بجيبي، وأنت تعلمين ذلك بالتأكيد. |
Onun beynine yerleştirilmiş bir mikroçip vardı. | Open Subtitles | كان ثمة رقاقة متفجرة في دماغها أدّت إلى وضعها في كيس جثت. |
Sokakta daha iyi bir çocuğun doğum günü partisi vardı! | Open Subtitles | كان ثمة حفلة عيد ميلاد لطفل آخر أفضل بنهاية الشارع! |
Hem genç hem de yaşlı bir şüpheli vardı. Ama ikisi de aynı kişiydi. | Open Subtitles | كان ثمة بالفعل ظنين شاب وآخر عجوز، كلما في الأمر أنّهما كانا نفس الشخص |
Bizim sokakta yaşayan çok yaşlı bir adam vardı ve hepimiz onun trole benzediğini düşünürdük. | Open Subtitles | كان ثمة رجل طاعن في السن يعيش في حينا وكنا نظن بأنه يشبه الأقزام |
Eğer bir şeyler seni rahatsız ediyorsa bana söylemekten çekinme. | Open Subtitles | إنْ كان ثمة شىء يزعجكِ، لا تتردى فى البوح بذلك. |
Orada yüzlerce insan olmalı. Kimse bir şey görmemiş mi? | Open Subtitles | كان ثمة مئات الأشخاص هناك حتماً ألم يرى أحدهم شيئاً؟ |
Oğlunuz kaçırılmadan önce göze çarpan bir şey var mıydı? | Open Subtitles | هل كان ثمة أمر بارز في اللحظات السابقة لخطف ابنك؟ |
Benden önce beyaz ve iri bir adam varmış. Güya manyağın tekiymiş. | Open Subtitles | كان ثمة رجل أبيض ضخم هنا قبل عودتي يفترض أنه مجنون كلياً |
Doğru olan tek şey varsa o da seni sevdiğim ve sana asla zarar verecek bir şey yapmayacağımdır. | Open Subtitles | لو كان ثمة أمر واحد أكيد فهو أنني أحبك , و لن أفعل أبدا أي شئ يتسبب في إيذائك |