"كان مجرد" - Traduction Arabe en Turc

    • sadece bir
        
    • O sadece
        
    • Bu bir
        
    • ibaretti
        
    • - Sadece
        
    • Bu sadece
        
    • olduğuna
        
    Onun sadece bir sıçan olduğunu düşünüyordum ama başından beri süper sıçanmış. Open Subtitles أعتقدت أنه كان مجرد جرذ ، لكنه كان أعظم جرذ طوال الوقت.
    sadece bir duyguydu, aslında. Ancak, geminin adını araştırırken ilginç birşeye rastladım. Open Subtitles لقد كان مجرد إحساس , حقاً , تخمين لقد علمت شئ مثير
    Bu, olaya nasıl baktığına bağlı. Onun için bu sadece bir iş. Open Subtitles يعتمد على كيف تنظرين إلى الأمر بالنسبةُ إليه الأمر كان مجرد عمل
    O sadece, bir düğünde birlikte fotoğraf çektirdiğim birisiydi. Open Subtitles كان مجرد هذا الرجل الذي كان لي معه صورة فوتوغرافية التقطت بحفل الزفاف
    Bütün gece onu tuttun mu, yoksa Bu bir rüya mıydı? Open Subtitles هل بقيت يقظة طوال الليل أم أنه كان مجرد حلم؟
    Ve eğer sadece bir buluşma yeriyse Sykes'ın neden umurunda olsun? Open Subtitles كان مجرد مكان للإجتماع لماذا يهتم به إلى هذه الدرجة ؟
    Aşk gerçektir diye düşünürdüm ama sadece bir hayal, bir hileymiş. Open Subtitles حسبت أن الحب كان حقيقي لكنه كان مجرد خيال و خديعة
    Bu kez adı görünmedi, sadece bir numara çıktı. - Ne dedi? Open Subtitles هذه المرة لم يحدث ذلك ؛ كان مجرد رقم ماذا قالت ؟
    Kendini Peter'la yatmaktan alıkoydun çünkü onun sadece bir ara durak olduğunu biliyordun. Open Subtitles لذلك أوقفتي نفسك من معاشرة بيتر لأنه كان مجرد مار اخر مار اخر؟
    Koruyucu büyünün yan etkisini kırmak için sadece bir eğlenceydi. Open Subtitles لكنه كان مجرد أثر سلبي مسلي لكسر تلك التعويذة الحامية
    Berlin' i ele geçirin! Yumruk işareti. Kesinti sadece bir başlangıç! Open Subtitles أنقطاع التيار الكهربائي كان مجرد البداية صحيفة نيويورك تايمز ذكرت ذلك
    Mazlum dememizin başka bir sebebi de Goliath deneyimli bir savaşçı ve David sadece bir çoban. TED والذي نعتبره مظلوما أيضا لأنه كان محاربا متمرسا، وداوود كان مجرد راعِ.
    RW: Bir keresinde Koca Ayak gördüğümü sandım, ama sadece bir Alman kurduymuş. TED راين: مرة اعتقدت أني رأيت ذو القدم الكبيرة لكنه كان مجرد كلب.
    Ya da belki de sadece, bir kaya üstünde oturan, gökyüzüne, güneşe ve aya bakan bir yogacıydı. TED أو ربما كان مجرد يوغاني كان يجلس على صخرة، يحدق في النجوم والشمس، والقمر
    Onun sadece bir sıçan olduğunu düşünüyordum ama başından beri süper sıçanmış. Open Subtitles أعتقدت أنه كان مجرد جرذ لكنه كان أعظم جرذ طوال الوقت
    sadece bir denemeydi. Kimi öldürdüğümün önemi yoktu. Open Subtitles كان مجرد اختبار لم يكن مهماً من الذى سأقتله..
    Zavallı çocuk, sadece bir piyonmuş. Niye yaptığını bile bilmiyormuş Open Subtitles الفتى المسكين كان مجرد بيدق وليس لديه فكرة عمّا تورّط به
    - sadece bir domuzmuş, efendim. Open Subtitles لم يكن شيئاً يا سيدي، القد كان مجرد خنزير
    Walter'ı suçlamıyorum. O sadece annemi korumaya çalışıyordu. Open Subtitles أنا لا ألوم والتر كان مجرد يحاول حماية أمى
    Bunu hepiniz gördünüz, Bu bir kazaydı. Open Subtitles جميعكم قد رأى ذلك اعني انه كان مجرد حادث
    Yemeğin banyo yaptığını sanan canlı bir tavşandan ibaretti. Open Subtitles طبقك كان مجرد أرنب حي والذي أعتقد أنه كان يأخذ حماما
    Bu aşamada, bir şirket kurmaya ve bunu daha ileri götürmeye karar verdik çünkü belli ki Bu sadece basit bir tıknaz iki ayaklı. TED الآن ، في هذه المرحلة ، فقد قررنا إنشاء شركة وتطوير هذا أكثر لأنه من الواضح أن هذا كان مجرد جسم قصير ذو قدمين.
    Şu Manticore denen yerin yakıldığını ve süper canavarların çıkmasına yardım edildiğine inanmıyorlar. Oranın sadece bir askeri hastane olduğuna inanıyorlar. Gel de kahramanın şerefini koru. Open Subtitles كان مجرد مستشفى للمجانين تعالي وقومي بالدفاع عن شرف الرجل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus