Yankees'de çalışan bir adam vardı, iki kolu da yok. | Open Subtitles | كان هناك رجل يعمل في نادي الـ يانكي بدون ذراعين. |
Dışarıda bir yerdeyse, herşeyi yıkmak isteyen bir adam vardı. | Open Subtitles | مكان ما كان هناك رجل الذين يريدون ان تسحبه بعيدا. |
İşemeye çalıştım ama yanımda bir adam vardı ve çişim gelmedi. | Open Subtitles | حاولت الذهاب ولكن كان هناك رجل يقف بجانبي لهذا هربت مبتعداً |
Ev arayan biri vardı. Tanrı'nın varlığını sorgulayan birine rastladı. | Open Subtitles | كان هناك رجل يبحث عن شقة التقى برجل يتناقش في مسألة وجود الله |
Bu akşam yemekli vagonda masanızda bir adam varmış. | Open Subtitles | كان هناك رجل على منضدتك الليلة في عربة الطعام |
Yaşlı bir adam vardı. Gri saçı ve papyonu vardı. | Open Subtitles | كان هناك رجل كبير شائب الرأس و يرتدي ربطة عنق |
Bir keresinde, evine giren biri tarafından vurulan bir adam vardı. | Open Subtitles | ذات مرّة كان هناك رجل أرديَ من قبل شخص إقتحم منزله، |
Arkasındaki adam "Bir zamanlar Kremenchuk'lı bir adam vardı" mı? | Open Subtitles | هل هو الرجل الذي قال كان هناك رجل من كريمنشوك؟ |
Olaydan aylar sonra hala olayın olduğu kaldırımı adımlayan bir adam vardı. | Open Subtitles | ولمدة أشهر بعد هذا، كان هناك رجل يجوب الرصيف حيث حدث هذا |
Olay şu ki son gittiğim de yanımda oturan bir adam vardı. | Open Subtitles | واليك هذا شيء , آخر مرة ذهبت كان هناك رجل يجلس بجواري |
Altı ay sonra sette bir adam vardı, vücudu canlandıran bir pandomimci, kafa için bir araç. | TED | وبعد ستة أشهر كان هناك رجل في موقع التصوير، قلد شكل الجسم، التركيبة للرأس |
Bayan Johnson, sorun ne? Burada az önce bir adam vardı. Durup benimle konuşmak istedi. | Open Subtitles | كان هناك رجل منذ دقائق ولقد توقف وتحدث معى |
Doktorumuz tek kollu bir adam vardı diyor. | Open Subtitles | الطبيب الطيب إدعى أنه كان هناك رجل بذراع واحدة وأنا أثبت انه لم يكن هناك شيء. |
Bir keresinde hiç unutmam onun hizmetinde çalışan bir adam vardı ve sabahın 7'sinde dükkânıma geldi ve "Vance, Dr. Reich bir komünist." dedi. | Open Subtitles | ومرة ما ,لن انسى ذلك كان هناك رجل يعمل معه وفي الساعة 7: 00 في الصباح كان يسير بجانب مخزني. |
Hiç. Köpeği ile top oynayan bir adam vardı. Ben de onları izliyordum. | Open Subtitles | لاشيء, كان هناك رجل يلعب بالكورة مع كلبه, كنت أشاهد ذلك. |
bir adam vardı Yolu bilen ve yazı, taşa yazılmıştı ve sonra ufak bir sis, bacak aramdan çıkıyor. | Open Subtitles | كان هناك رجل يعرف الطريق والكتابة كتبت على الحجارة وبعد ذلك تخفّف طبقة الضباب تأتي فيها حول كواحلي |
Fırınların yakınında, üst katta, altın dişlerle takma dişleri söken biri vardı. | Open Subtitles | بجوار الأفران كان هناك رجل يقوم بنزع الأسنان الذهبية من الجثث |
Yaşlı bir adam varmış, bankta oturup hüngür hüngür ağlıyormuş. | Open Subtitles | كان هناك رجل عجوز يجلس على مقعد في المتنزه ويبكي لوحده حسناً؟ |
Adamın biri, Latince profesörü gerçekten de bir öğlen yemeğinde kafeteryada kuyrukta düşmüştü. | Open Subtitles | كان هناك رجل ، أستاذ فى اللاتينية و الخطابة قد سقط فى الكافيتريا وقت الغداء |
-Bir keresinde 1000 dolar verdin. -Yanında bir adam var mıydı? | Open Subtitles | ـ لقد أعطيتها ألف دولار , مرة من المرات ـ هل كان هناك رجل معها ؟ |
Çöp kutularımızın üzerine işeyen evsiz birisi vardı. | Open Subtitles | أجل، كان هناك رجل مشرد كان يتبوّل على حاويات القمامة خاصتنا. |
Seni ayak sandalyesi niyetine kullanacak kadar aptal bir erkek | Open Subtitles | إذا كان هناك رجل غبى بما فيه الكفايه يستخدمك كمسند لقدميه |
Bu devasa mekanizmanın en tepesinde bir kişi vardı, Erich Mielke. | TED | على رأس هذا الجهاز الضخم، كان هناك رجل واحد، إريخ ميلك. |
Bizi otobüsten attıran bir çocuk vardı. | Open Subtitles | اذا, هناك كان هناك رجل والذى طردت معه من الاتوبيس |