| kes şunu! Ben ciddiyim! kes şunu! | Open Subtitles | كفى توقف يا إلهي , رائحتك زكيه جدا باربي |
| Bu yüzden sakin ol, ve aşkı yüzünden deliye dönmüş çocuk gibi davranmayı kes. | Open Subtitles | لذا ، إهدئى و كفى عن التصرف مثل عاشقة مجنونة فى سن المراهقة. |
| Ne kadar bu işin içine girmek istemeni ve nerede Dur diyeceğini bilmekle alakalı. | Open Subtitles | هو حول معرفة إلى أي مدى تريدين التورط ومعرفة متى تقولين كفى |
| Ve pazarlık Yapma. Ne teklif ederse kabul et. | Open Subtitles | و إياك و المساومة, اقبلي بما يعرضه و كفى |
| Yeter artık, cadı. Tabii kız kardeşini dul bırakmak istemiyorsan... | Open Subtitles | كفى أيّتها الساحرة إلّا إنْ أردتِ أنْ تصبح شقيقتكِ أرملة |
| Seni pörsümüş ihti-- Bu kadar yeter, bayım. Ne yapayım ben? | Open Subtitles | أنت رجل عجوز وتافه كفى سيدي، ماذا علي أن أفعل؟ |
| Oyalanmayı bırak. - 9:00'da teslim zamanım var. | Open Subtitles | كفى مراوغة لدي لساعة التاسعة كموعد نهائي |
| Tamam. Bu kadar yeter. İkiniz de Durun. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، حسناً، كفى، كفى أنتما الاثنان، هيّا |
| Soru sormayi birakta geri gel Hadi! | Open Subtitles | اجل لقد فعلت كفى ان القاء الاسئلة وعودى بسرعة |
| Saçmalamayı kes Bugün ölüm hücrelerine nakledileceksin. | Open Subtitles | كفى هراءً ، كنت في طريقك إلى صف المحكوم عليهم بالإعدام اليوم |
| Kuzu gibi melemeyi kes, senden adam olmaz. | Open Subtitles | كفى تشكياً مثل الحملان لن تغدو رجلاً أبداً |
| -Çek arabanı. -Dom, kes şunu! Her şey bitti. | Open Subtitles | حرك سيارتك كفى يا دوم، أرجوك، انتهى كل شيء |
| Eski yöntemleri kullanarak. Pekâlâ, Dur! Yeter! | Open Subtitles | باستخدام الطرق القديمة حسنا ، توقف ، كفى |
| Neden, çünkü bazen biri Dur demeli. | Open Subtitles | ."لأنه في بعض الأحيان، يتوجّب على أحدٍ ما أن يقول: "كفى |
| Dur bir saniye. Yeter. Sorununuz ne? | Open Subtitles | إنتظروا لحظة، كفى ما هي المشكلة؟ |
| Djura, Yapma. İtiraf etmemek için bizi tahrik edip onu öldürmemizi istiyor. | Open Subtitles | كفى با جورا إنه يتلاعب بنا كي نقتله لكي لا يعترف |
| Bundan daha rahatsız edici bir şey olamaz! Yapma! | Open Subtitles | هذا لن يكون مدعاة للقلق بعد الآن كفى هذا |
| Yeter artık, cadı. Tabii kız kardeşini dul bırakmak istemiyorsan... | Open Subtitles | كفى أيّتها الساحرة إلّا إنْ أردتِ أنْ تصبح شقيقتكِ أرملة |
| Belki siz doğru zamanda doğru yerde "Yeter artık" diyecek insanlarsınızdır. | Open Subtitles | ربما أنتم الأشخاص المناسبين بالوقت المناسب وحان الوقت تقولون كفى عبثاً. |
| - Bu kadar yeter. Siz burada sevgi gösterisinde bulunurken, birileri benim yumurtalarımı çalıyor. | Open Subtitles | كفى هذا ، بينما تتعانقان ايها الأحمقان هناك من يسرق مجموعتي |
| - Şimdi bu kayanın üzerinde öleceğim. - bırak şimdi. | Open Subtitles | والآن سأموت على هذة الصخرة ليس عدلآ هودسن" كفى تذمرأ |
| Durun bakalım, beyler. Ajanları ben seçerim. | Open Subtitles | كفى أيها السادة ، أنا من أختار العملاء |
| Hadi ama. Hala gençsin. Çocuk sahibi olman için çok zaman var. | Open Subtitles | كفى,أنتِ مازلت صغيرة, ولديكِ الوقت الكافي لإنجاب الاطفال |
| - O sana Rio'da lazımdı, burada değil. - Yeter! | Open Subtitles | كنت تحتاجها فى ريو وليس هنا كفى , لا تذكريها بعد الان |
| Lee Soon Shin'in tek bir hayatına karşılık sence de Yeterli değil mi? | Open Subtitles | الا يعد هذا كفى برأيك لمقايضة حياة لى سون شين الواحدة ؟ |
| Tamam, yeter bu kadar bilmece! Ağzınızdaki baklayı çıkarabilir misiniz? | Open Subtitles | حسناً، كفى من هذه السخافات هل تحدثتم يا رفاق بما هو مطلوب ؟ |