"كل شيء بالنسبة" - Traduction Arabe en Turc

• için her şey
• için her şeyi
• her şeyim
• her şeyimsin
• her şeyimdi
• her şeyiydi
• için her şeydi
• için her şeyden
• için çok önemli

Bu hayattan daha büyük bir adamın vedasıdır, öyle bir adam ki, onun için her şey, yani, neredeyse her şey, imkan dahilindedir, ümidi canlı tutan bir adamın vedasıdır.
هذا وداع رجل كان اكبر من الحياة وداع رجل كان كل شيء تقريبا كل شيء بالنسبة له جائز وداع رجل ابقى الأمل حيا

Bir kaç dakika içinde benim için her şey yoluna girecek.
كل شيء بالنسبة لي سيكون بخير في بضع دقائق

Belki senin için öyle ama benim için her şey demek.
ربما ليس بالنسبة لك لكنها كل شيء بالنسبة إليّ

Neyse, bilmelisin ki, sen benim için her şey demeksin ve ne pahasına olursa olsun bunun gerçekleşmesi için her şeyi yapacağım.
على أية حال, أريدك أن تعلمي, أنك تعنين كل شيء بالنسبة لي,

Hayatım benim her şeyim. Özgürlük her şeyim.
حياتي تعني كل شيء بالنسبة لي الحرية تعني كل شيء

"Sevdiğim kadına. Sen benim her şeyimsin."
الى المرأة التي احب، فأنت كل شيء بالنسبة لي

Isabella benim her şeyimdi, ve sen onu benden aldın.
كانت إيزابيلا كل شيء بالنسبة لي وأنت أخذتها مني

Bu benim için her şey demek. Ordu benim ailem.
هذا هو كل شيء بالنسبة لي الجيش هو عائلتي

Bizim için önemsiz, ama onun için her şey demek olabilir.
ربما يكون شيئاً صغيراً في نظرنا ولكنه يعني كل شيء بالنسبة له

Tamamen inanıyorum. Bu benim için her şey demek.
أصدقه تماماً ، فهو يعني كل شيء بالنسبة لي

Soyumuzla gurur duyuyoruz, ve gurur... bizim için her şey demektir.
كبرياؤنا عظيم في عشيرتنا ، وهو كل شيء بالنسبة لنا

Azim ve yürek benim için her şey demektir.
الأصرار والعمل الجاد يعني كل شيء بالنسبة لي

Ve onu korumak için her şeyi yapar.
أنها تعني كل شيء بالنسبة له ولن يفعل أي شيء قد يؤذيها

Ama sonra benim için her şeyi değiştirecek çok önemli bir olay oldu.
لكن عندما حدثت واقعة مهمة غيرت كل شيء بالنسبة لي

Ona bencil olduğunu ve benim için her şeyi mahvettiğini söyledim.
أخبرتها بأنها أنانية و أنها أفسدت كل شيء بالنسبة لي

Sana inanmak istiyorum ama arkadaşlarım her şeyim.
أردت أن أصدقك لكن أصدقائي كل شيء بالنسبة لي

Ama asla senin büyüğüm olduğunu unutmadım. her şeyimsin.
لكنني لم أنسى أنك زعيمي أنت كل شيء بالنسبة لي

Bu iş benim her şeyimdi, Norah.
- لم أطلب منك ذلك نوره، ذلك العمل كان كل شيء بالنسبة لي

Tommy onun her şeyiydi.
تومي كان بمثابة كل شيء بالنسبة له

Üç yıl boyunca, benim için her şeydi o.
لمدة ثلاث سنوات ، لقد كانت كل شيء بالنسبة لي.

Benim için her şeyden daha önemlisin.
أنتِ تعنين ما هو أكثر من كل شيء بالنسبة لي.

İstediğiniz kadar benimle alay edin ama okul resimleri benim için çok önemli.
اسخروا مني كما تريدون لكن الصورة المدرسية هي كل شيء بالنسبة لي