Bir erkek ne zaman seni reddetse, nedense hep sana iyilik yapmış olur. | Open Subtitles | في كل مرة يراوغك فيها أحد و يدير وجهه عنك، فإنه يسديك صنيعاً |
Biliyor musun ne zaman birşeye bağlandıysam hep kötü sonuçlandı. | Open Subtitles | فى كل مرة أتعلق بشىءٍ ما يضيع منى فى النهاية |
Bu odadayken hep bunu söylemek istemiştim, ki bu odada hiç bulunmadım. | Open Subtitles | اردت قوله كل مرة اكون في هذه الغرفة ، ولم اكن فيها |
her seferinde yeni görüntüler ekliyorum çünkü her gösterimde yeni bilgiler ediniyorum. | TED | أضفت لها صورا جديدة لأني أتعلم عنها المزيد في كل مرة أقدم. |
Ben bir robot değilim; her zaman her şeyi aynı yoldan yapmam. | TED | انا لست إنسان آلي, لا أفعل الأشياء بنفس الطريقة في كل مرة. |
Ve hastalarım da araba değildir; belirtilerini her zaman aynı yoldan aktarmazlar. | TED | مرضاي ليسو سيارات; لا يقولون نفس الاعراض بنفس الطريقة في كل مرة. |
Ülkenin diğer bölümlerinde, Bu deneyi bir sürü kez sürekli birebir aynı sonucu alarak tekrarladım. | TED | و من ثم الى أجزاء اخرى من البلاد، لقد كررت التجربة مراراً و تكراراً حاصلاً على نفس النتائج في كل مرة |
O koltuk her boş kalışında, işleri yapan hep benim. | Open Subtitles | كل مرة يكون فيها المدير بعيدا عن عمله أكون أنا |
her defasında güzel güzel konuşmaya başlıyoruz ama sonu hep kavgayla bitiyor. | Open Subtitles | في كل مرة نبدأ بداية جيدة وهادئة ولكن دوما ما تنتهي بشجار |
Bunu hep aşmaya çalıştım ama her seferinde yalnız başıma bir eve giriyorum, etrafımda hiçbir işe yaramayan sürüyle taziye mesajı var. | Open Subtitles | أريد أن اتخطى ذلك, لكن في كل مرة أريد وضعه خلفي لكن كل مرة أدخل الغرفة وحدة أعج بالتعازي وهذا لا يخدم |
Ne zaman arkadaşlarımla dışarı çıksam, garson hesabı hep bana getiriyor. | Open Subtitles | كل مرة اخرج فيهـا مع أصدقـائي، دائـمـا يحضر النادل الحســاب لي. |
düşündüğümde en heyecan verici şey hep daha fazla soru olması. | TED | و الأمر الأكثر إثارة أنني في كل مرة سأفكر فيها بعمل بحث فإنه ستثار المزيد من الأسئلة |
Ne zaman işler kötü olsa bana hep aynı mantrayı hatırlatırdı: Hiçbir durum kalıcı değildir. | TED | وفي كل مرة يسوء حال المشروع، كان يذكرني بالتعويذة: لا شيء يدوم. |
Maaşlarının her artışında onları yüzde üç daha fazla tasarruf yapmaya davet ettik. | TED | دعوناهم لادخار ثلاث نقطة مئوية أكثر كل مرة يحصلون على زيادة في المرتب. |
Buna ilişki kurma deniyor, her defasında bir blok olacak şekilde | TED | تسمى بناء العلاقات، وتعني حرفيًا مربع سكني واحد في كل مرة. |
Şu andan itibaren her gördüğünüz gebe kadını, görüp görebileceğiniz en büyük veriyi bir araya getiren kişiler olarak düşünebilirsiniz. | TED | من الآن فصاعداً في كل مرة تشاهد سيدة حامل، فهي تجمع الكميات الأكبر من المعلومات التي من الممكن أن تشاهدها. |
Bu, testin birçok farklı yerde yapılmasına olanak sağlar hatta evde bile, böylece her test yapılması gerektiğinde doktora gitmeye gerek kalmaz. | TED | فهذا يجعل الجهاز قابلا للاستخدام في أماكن عدة حتى بالمنزل لذا، لا داعي لزيارة الطبيب، في كل مرة يتم بها إعداد الفحص. |
Bu deneyi her tekrarlayışımda şunu merak ediyorum: Bu nasıl mümkün oluyor? | TED | في كل مرة أكرر هذه التجربة، أتساءل: كيف لهذا أن يكون ممكنًا؟ |
Bu yüzden her bitkisel gıda seçimimizde hayvanların çektiği acıları azaltmada katkımız olur. | TED | لذلك في كل مرة نختار وجبة نباتية، فإننا نشارك في تقليل معاناة الحيوانات. |
Joo Woong'un Cha Hee Joo'nun laneti altında olduğu dedikodusu evleneceği zamanlar sürekli ortada dolaşır. | Open Subtitles | جو وونغ يقولون انه تحت لعنة شا هيي جو تظهر هذه الاشاعة في كل مرة يستعد فيها للزواج |
Sokakta sahipsiz, yardıma muhtaç ama hoş bir yavru kedi bulursan, ama seni sürekli tırmalıyorsa, uzak dururdun, değil mi? | Open Subtitles | دعنى اسألك سؤالا لو رأيت قطة صغيرة ضالة ضعيفة ولكن فاتنة جدا وفى كل مرة تحاول ملاطفتها تحصل على خدش ، هل ستتجنبها؟ |
Artık... Ne zaman bir şeye yapmaya çabalasam, bana saldırıyor, ve artık uğraşmayacağım. | Open Subtitles | كل مرة أقوم ببذل جهد يغضب مني و لن أقوم بهذا بعد الآن |