| Ayrıca boş bir yatak odam var yani benimle istediğin kadar kalabilirsin. | Open Subtitles | و لدي غرفة نوم إضافية و لهذا يمكنك أن تبقى كما تريد |
| Beni hazırlanırken izle. Tartışmanın ardından saçımı istediğin kadar bozabilirsin. | Open Subtitles | شاهدني وأنا أستعد, يمكنك العبث بشعري كما تريد بعد المناظرة |
| Nasıl isterseniz öyle göreceksiniz ama esas soru şu: | Open Subtitles | سترى الأمر كما تريد أن تراه :ولكن السؤال الحقيقي |
| Ve sen ona anahtar deliğinden bakıyorsun veya bir "Partikül Hızlandırıcı'dan" Nasıl istersen. | Open Subtitles | و تنظر إليها عبر ثقب الباب أو من خلال مسرع الجزيئات كما تريد |
| Düşündüm de belki işler istediğin gibi gitmezse, kızgın ve mutsuz olurdun. | Open Subtitles | اعتقدت ربما إذا لم تقم بالأمر كما تريد ستكون حزين و تعيس |
| Sen olmak istediğiniz kadar bu kadar söyleyebilirim, ama lazım olduğu. | Open Subtitles | . يمكنك أن تقول هذا كما تريد ، لكن هذا هو |
| Tamam, başka bir zaman istediğin kadar ağız dalaşı yapabiliriz. Pozisyonunu satacak mısın? | Open Subtitles | يمكننا أن نتجادل كما تريد في وقت لاحق لكن هل ستخرج من المسألة؟ |
| İstediğin kadar sakin ol. | Open Subtitles | كن باردا كما تريد ولكنك خذلت رجلا جيدا الآن |
| Sesini istediğin kadar açabilirsin ama sakın equalizer'la oynama. | Open Subtitles | شغله عالياً كما تريد لكن لا تلمس باقي المؤشرات |
| Donuk gözlerinle istediğin kadar bak. | Open Subtitles | يمكنك أن تحدق بي بهذه العيون الميتة كما تريد. |
| Ve benden istediğin kadar güçlü olmaya çalışacağım. | Open Subtitles | وسأحاول أن يكون قويا كما تريد لي أن أكون. |
| André, şimdi istediğin kadar doughnut alabilirsin. Evet. | Open Subtitles | أندريه، يمكنك أَن تأخذ العديد من الكعك كما تريد الآن |
| Nasıl isterseniz efendim, ama boğazınız kesilirse beni suçlamayın. | Open Subtitles | كما تريد و لكن لا تلمنى إذا قطعت رقبتك |
| - Nasıl isterseniz. - Bir randevum için. | Open Subtitles | كما تريد - إنها لأجل موعدي في وقت لاحق - |
| Nasıl isterseniz efendim. | Open Subtitles | كما تريد يا برفسور أشينباخ .. |
| - Ev ödevlerimi oradaki kutuya koyabilirsin. - Nasıl istersen. | Open Subtitles | فقط ضع تكليفاتي المنزلي وصندوقي هناك - كما تريد - |
| Pekala, madem sen buradasın,Nasıl istersen öyle söylerim. | Open Subtitles | حسنا، إذا أنت كنت موجودا، أنا أدعوك كما تريد |
| Nasıl istersen. | Open Subtitles | ثم كل شيء على مايرام، كما تريد أحاول مساعدتك |
| Boş ver ve kabul et, bazen işler istediğin gibi gitmiyor. | Open Subtitles | استسلم فقط و اعترف أنّ الأمورَ أحياناً لا تسيرُ كما تريد. |
| Artık patron sensin. Artık işleri kendi istediğin gibi yapabilirsin. | Open Subtitles | أنت الرئيس الآن، يمكنك أن تفعل الأمور تماماً كما تريد |
| İstediğiniz kadar önemsiz göstermeye çalışın bu hikâyenin nereye çıktığını biliyorsunuz. | Open Subtitles | سَفِه من هذا كما تريد لكنك تدرك إلام تقودنا هذه القصة |
| Keyfin bilir. Doktorunu arayıp geleceğimizi söylemeliyim. | Open Subtitles | كما تريد ،، يجب أن أتصل على طبيبك وأخبره أننا سنأتي. |
| Sen bilirsin ama sonra pişman olma; | Open Subtitles | كما تريد. سوف تندم على ذلك يوما ما انا لا اغفر بسهولة. |
| Siz bilirsiniz. O halde elmasları kendim bulacağım. | Open Subtitles | كما تريد سأجد الماس بنفسي |
| İstediği kadar arasın dursun senden daha iyisini bulabileceğini sanmadığımı söylerdim. | Open Subtitles | سأقول أنها يمكنها أن تبحث كما تريد لكنني أشك أنها ستجد من هي أفضل منكِ |
| Her şey sizin istediğiniz gibi yapılmak zorunda ve gene de hoşunuza gitmiyor. | Open Subtitles | كل شئ يتم فعله كما تريد بالضبط ثم ، لا يعجبك |
| Sen öyle diyorsan, Kojak. | Open Subtitles | كما تريد يا كوجاك |