Bir doktormuş ve lüzumsuz yere Bir çok ameliyat yapmış. | Open Subtitles | هو كَانَ أيضاً طبيب. أدّتْ الكثير مِنْ الجراحةِ الغير ضروريةِ. |
Belki de aldattığını biliyordum Belki de vefasız olduğunu biliyordum | Open Subtitles | لَرُبَّمَا أَعْرفُ بأنّه يَغْشُّ لَرُبَّمَا أَعْرفُ بأنّه كَانَ غير صحيحَ |
Ona yaklaşmaktan korkuyordum fakat o gece kader benden yanaydı. | Open Subtitles | خُشيت الإقتِراب مِنْها، لكن في تلك الليلِه، القدر كَانَ بجانبِي. |
Ve o gece, ondan aldığım tek evet bu değildi. | Open Subtitles | وذلك ما كَانَ الوحيدينَ نعم أصبحتُ مِنْ ذلك ليلِها أمّا. |
Onu sevmediğimi keşfetmesi, kendisi için harikulade Bir başarı oldu. | Open Subtitles | هو كَانَ جُهد رائع من طرفها لإكتِشاف بأنّني لَمْ أحبها |
Cebinde Bir not vardı, ve o kampüsün diğer tarafındaydı. | Open Subtitles | أي مُلاحظة كَانتْ في جيبِها، وهو كَانَ عبر الحرم الجامعي. |
Böyle korkunç Bir şey konusunda mutlu olmak çok tuhaftı. | Open Subtitles | هو كَانَ غريبَ لِكي يَكُونَ سعيد بشأن شيء متجهم جداً. |
Onu sevmemin nedeni çok genç ruhlu ve dinç olmasıydı. | Open Subtitles | السبب الكامل حَببتُه كَانَ هو كَانَ شابَ وقويّ البنيةَ جداً. |
Patronum Keith Conway'a SAS bağlantı erişim numaralarını bulacağıma söz verdim, ama toplantılara takılıp kaldım, nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | لقد وعدت أمس كيث كونواي، أعداد إس أي إس، بيرو كَانَ عِنْدَهُ جدّيةُ فيْ إعادة لمّ الشملِ. أنت تَعْرفُه |
benim de zor günlerim oldu ama hiç onun mükemmel olduğunu söylemedim. | Open Subtitles | نعم، حَسناً، كَانَ عِنْدي أيامُ قاسيةُ وأنا مَا قُلتُ بأنّها كَانتْ مثاليةَ. |
Derry'de Bir şeylerin son derece ters gittiğini o zaman anladım. | Open Subtitles | ذلك كَانَ عندما ضَربَني. كان هناك شيءُ خاطئ جداً في ديري. |
Onu koca adayı olarak düşünmedim çünkü inan bana, öyle değildi. | Open Subtitles | وأنا لَمْ أُفكّرْ به كمادّة زوجِ لأن، يَعتقدُني، هو ما كَانَ. |
Antremanıma saçma demeniz hiç de hoş değildi. | Open Subtitles | ذلك ما كَانَ لطيفَ جداً يَدْعو ممارستَي غبيةَ. |
Dün aramızda Bir yanlış anlama oldu da... belki hala öfkesi sürüyordur. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا سوء فهم صَغير أمس. وهناك قَدْ يَكُونُ له مشاعر قاسية |
Dışarıda çok sayıda bağlantısı vardı. Müzikçi adam, değil mi? | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَهُ الكثير مِنْ الإتصالاتِ في الخارج رجل الموسيقى، صحيح؟ |
1099 A.D. Mücadelelerin ve kutsal savaşların olduğu Bir dönem. | Open Subtitles | 1099 بعد الميلاد. كَانَ عُمر الحملات الصليبيةِ الدينيةِ والجهاد المقدّسِ. |
bu yüzden Bir başkasının benim yerime geldiğini duyunca kendimi kötü hissettim. | Open Subtitles | لذا عندما اسمع ان شخص آخر ..كَانَ يَرْقصُفيمكانِي. ابدوا في حالة سيئة. |
-Burdan çıkmalıyız. -Baba, biliyorum kızdın gemiye girmemeliydim, Bir dakika verirsen | Open Subtitles | أبّي، أَعْرفُ بأنّني ما كَانَ يجبُ أَنْ أكُونَ في السفينةِ، لكن |
Aynı konuşmayı altı ay önce de yapmıştık ama değişen hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا هذه المحادثةِ قبل ستّة شهور وأنا لا أَرى أيّ شئَ تَغيّرَ. |
Oh be bomba gibiymiş. Harbi şarap. Sandığımdan da ileri Bir sihirbazmışsın sen. | Open Subtitles | آه، تلك كَانتْ مادةَ حقيقيةَ ذلك كَانَ نبيذاً أنت ساحر أكثر مِما إعتقدتُ |
Diğer Quinn, beni bu konuda uyarmaya çalıştı ama sesi giderek azalıyordu. | Open Subtitles | كويِن الآخر، كَانَ يُحاولُ تَحذيري من ذلك، ولكن صوتة لم يكن واضحا. |
Olaydan önce kızınızın davranışlarında size tuhaf görünen herhangi Bir durum var mıydı? | Open Subtitles | كَانَ هناك أيّ شئَ في سلوكِها قبل الحادثةِ الذي بَدا غير عادي إليك؟ |
Eğer 100.000 $'ın olsaydı, hakkında soruşturma açılırdı. | Open Subtitles | لو كَانَ عِنْدَكَ واحد سَيَكُونُ هناك تحقيقاً |