Dinlenmediğine emin olmak için önce güvenli hat açmam gerek. | Open Subtitles | أحتاج لإعداد خطٌ اَمن لأتأكد من أنه لا أحد يسمعنا |
İç kanama olmadığından emin olmak için birkaç test yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ أن أقوم ببعض الفحوصات لأتأكد من عدم وجود نزيف داخلي |
Hayır, tamamen güvenli olduğundan emin olmak için her gece çiftlikte yürümeyi severim. | Open Subtitles | لا ، أحب المشي حول المزرعة كل ليلة لأتأكد من سلامة كل شيء |
İzin vermesini sağlamak için elimden gelen tüm gücü kullanacağım. | Open Subtitles | سوف افعل كل مابوسعي لأتأكد من فعلها لذلك |
Ne olduğu umurumda değil, Kyle ı bulacağım iyi olduğundan emin olmalıyım. | Open Subtitles | فلتفعلن ما تُردن,كل ما سأفعله هو أننى سأعثر على "كايل" لأتأكد من |
Arayıp işi kontrol edeceğim, her şey yolunda mı diye. | Open Subtitles | لذيذ. تعلم، سأذهب وأتصل بالعمل وأتفقده لأتأكد من كل شيء. |
Sadece beni bir üstünüz gibi düşünün, burada işleri kontrol altına alacağız, büyük olaya yaklaşırken. | Open Subtitles | اعتبراني مشرفاً لأتأكد من أن الأمور تحت السيطرة هنا ...مع اقترابنا من الحدث الكبير |
Ekipmanın düzgün olduğundan emin olmak için salin damlası ile başlayacağım. | Open Subtitles | سأبدأ بالتنقيط المالح لأتأكد من أن نظامك الوريدي يعمل بشكل مٌلائم |
Herkesi gördüğümden emin olmak için gruba dikkatlice bakıyordum. | Open Subtitles | كنت أنظر إلى المجموعة لأتأكد من ظهور الجميع فى الصورة |
Ama amniyotik sıvıyı çekmek istiyorum, herşeyin muntazam olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | كمية صغيرة من السائل الأمينى لأتأكد من أن كل شيء مرتب |
İyi bakıldığına emin olmak için sana cömert bir teklifte bulunacağım. | Open Subtitles | سأقوم بتكريمك بشكل جي لأتأكد من أنه سيتم الاعتناء بك. |
Bundan emin olmak için biri bu can sıkıcı kitabın bir kopyasını aradığında, her zaman yaptığım şeyi yapacağım. | Open Subtitles | لأتأكد من ذلك , فانني سأفعل ما أفعله دائماً ـ ـ ـ عندما يجد شخص ما نسخة من هذا الكتاب الممل |
Bana ihtiyacı vardı ve ben orada değildim. Korkmadığından emin olmak için yanında olmalı ona, onu ne kadar sevdiğimi söyleyip sarılmalıydım ve... | Open Subtitles | كان يجب ان أكون هناك لأتأكد من أنه لم يكن خائفا وأخبره اني احببته |
Bu yüzden buradayım: iyi not aldığından emin olmak için. | Open Subtitles | لهذا السبب أنا هنا لأتأكد من أنه يحصل على أعلى العلامات |
Bu gece burada kalacağım. İyi olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | ،سوف أبقى هنا الليلة لأتأكد من أنّكَ بخير |
Yeni bankanızda her şeyin iyi olduğundan emin olmak için geldim. | Open Subtitles | مررت فحسب لأتأكد من أن كل شئ بخير تعلم، بموقفك المالي الجديد |
Senin başarılı olmanı sağlamak için büyük bir fedakârlık yaptım, Hiro. | Open Subtitles | أنا أقوم بتضحية كبيرة لأتأكد من أن تنجح يا هيرو |
Ben de ihtiyatlı olunmasını sağlamak için nüfuzumu kullandım. | Open Subtitles | استخدمت مصاردي لأتأكد من السرية |
Malzemelerin eşit dağıtıldığından emin olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لأري المؤن ، لأتأكد . من إنها ستكفي |
Herşeyin mükemmel olduğundan emin olmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أبقى هنا لأتأكد من أن كل شيء مثالي. |
Peki. Müsait zamanımız var mı diye kontrol ederim tamam mı? | Open Subtitles | سأتحقق من مواعدينا لأتأكد من وجود وقت فراغ كافي، حسنًا؟ |
Sadece beni bir üstünüz gibi düşünün, burada işleri kontrol altına alacağız, büyük olaya yaklaşırken. | Open Subtitles | اعتبراني مشرفاً لأتأكد من أن الأمور تحت السيطرة هنا ...مع اقترابنا من الحدث الكبير |