Zaman zaman okul aniden bir haftalığına iptal edilirdi çünkü Taliban şühpelenirdi. | TED | من وقت لآخر كانت تلغى المدرسة فجأة لأسبوع لأن طالبان بدأت تشك |
Tamam.Bak ne diyorum, bir haftalığına iş görüşmesi içn Çin'e gidiyorum. | Open Subtitles | حسنا. أنا سأخبرك بشيء, أنا سأذهب إلى الصين لأسبوع بخصوص العمل |
Bu arada, senin yerine bir hafta boyunca Claire bakacak. | Open Subtitles | كما أن كلير ستتحمل مهمات الألباكات الخاصة بك لأسبوع كامل |
Evinde iki gün geçirdim ve bir hafta boyunca öksürdüm. | TED | قضيت يومين فقط بمسكنه، وظللت أسعل لأسبوع. |
O tepeden bir haftadır namlularını boğazımıza kadar sokuyorlar. | Open Subtitles | كانت تصب قذائفها ناحية حناجرنا من تلك المرتفعات لأسبوع كامل |
Uyumana yardım edecek bir şeyler vereceğim ama sadece bir haftalık. | Open Subtitles | الآن، سوف أصف لكي شيئاً ليساعدك على النوم، لكن لأسبوع فقط. |
Beni bir haftalığına kovdursan da hala sahip olduğum en iyi ortaksın. | Open Subtitles | كنتِ سوف تتخلصين منى لأسبوع وسوف تظلين أفضل شريكة حصلتُ عليها يوماً |
Eşimle havuzda margarita içerken, üstelik annemgil çocukları bir haftalığına almışken. | Open Subtitles | أتناول المارغريتا مع زوجتي عند المسبح وأجعل والدايّ يرافقان أبنائي لأسبوع |
Bir haftalığına mükemmel bir Facebook profil fotoğrafım oldu. | TED | لقد صنعت صورة رائعة لحسابي على الفيسبوك لأسبوع. |
- Biliyor musun, bir hafta boyunca ışıklarım yatmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | ــ أتعرف، لم أنم في الظلام بعد ذلك لأسبوع ــ لم أنم في الظلام بعد ذلك لشهر |
Bu arada bir hafta boyunca spor salonu yasak. | Open Subtitles | في هذا الوَقت، ستُحرَم مِن الذَهاب إلى الصالَة الرياضية لأسبوع. |
Garip bir davranışta bulunursan bir hafta boyunca yemek yok, anlaşıldı mı? | Open Subtitles | أي تصرفات عجيبة أي تصرفات على الإطلاق وسأحرمك من الغذاء لأسبوع |
- Eee, ne kadar kalacaksın? - Bir haftadır buradayız. Fukawaka'da çekimim var. | Open Subtitles | حسناً، نحن هنا لأسبوع واحد سأصور في فوكاواكا |
Jem Hearne bir haftadır reçel ve yumurtalı şaraptan başka bir şey yemedi. | Open Subtitles | جيم هيرن لم يتناول سوى الهلام ومشروب البيض لأسبوع |
Bir haftadır buraya geliyorum ve hâlâ bu çocuk şeylerini yapıyorum. | Open Subtitles | ظللت آتي هنا لأسبوع وما زلت أفعل حركات الأطفال؟ |
Bir haftalık süre zarfında, sekiz kilometreden uzun mesafeleri koşması yasaklanmıştır. | Open Subtitles | ممنوع من الجري لمسافات أكثر من خمسة أميال لأسبوع |
Bu iğne iyi gelecektir ama her ihtimale karşı sana bir haftalık reçete yazıyorum. | Open Subtitles | هذا العلاج سيتكفل بالأمر.. ولكن سأعطيك وصفة دواء لأسبوع .فقط للحيطة |
Hazırlanmak için en az bir haftaya ihtiyacın var. | Open Subtitles | تحتاجين لأسبوع حتى تستعدي لعطلة خارج المنزل |
Büyükannenin Köpekbalığı Haftası gözetiminde ona bir şeycikler olmaz. | Open Subtitles | ستكون بخير هنا تحت العين الساهرة لأسبوع أفلام أسماك القرش الكبيرة |
Bu lafları o koca ağzına sokardım ama burada bir haftayı sağ olarak atlattığına göre konuşmayı hakettin demektir. | Open Subtitles | سأتحمل ما تقوله لأني أعتقد، بعد صمودك لأسبوع قد حصلت على ذلك الحق |
Bunu değirmenin oralardan tuttum. Kadının cesedi haftalarca suda kalmış. | Open Subtitles | لقد أوقفت هذه منذ فترة , بقيت الجثة معلقة لأسبوع |
Haftalardır kapım ne zaman çalsa, sen olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | لأسبوع كنتُ أظنّ أنّ كُل طرقة على الباب ورائها أنتِ. |
Hayatta gerçekten neyin önemli olduğu sorusu CEO (genel müdür) şapkamı bir hafta için çıkarıp Himalayaların tepelerine uçmama sebeb oldu | TED | انه ذلك السؤال المؤرق نوعا ما حول مايهم؟ الذي جعلني انزع عني قبعة الرئيس التنفيذي لأسبوع و اسافر الى قمة الهيمالايا |
Bir heyelan Montfort tünelini kapatmış bir haftadan önce geçiş yok. | Open Subtitles | إنهيار جليدى سد نفق مونتفورت و لا يمكن أن يخترقه شىء لأسبوع |
haftanın her günü için sandviçleri hazır olur. | Open Subtitles | لأنها سيكون لديها الشطائر التي تكفي لأسبوع |
Gideli bir hafta oldu, oradayken de hiç konuşmadık. | Open Subtitles | كنتُ مسافراً لأسبوع ، ولم نتحدث ولو لـمرة واحدة |
Kimse beni arabasına almadı, paramda bitince 1 hafta kadar çalışmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | رفض أحد أن يقلني ونفذت مني النقود فكان علي أن أعمل لأسبوع |