"لأعطيك" - Traduction Arabe en Turc

    • vermeye
        
    • vermek için
        
    • verecek
        
    • vereyim
        
    • vermezdim
        
    • Give
        
    • vermem
        
    • verirdim
        
    • Something
        
    • almasıdır
        
    Size anahtarı vermeye ve çocuğa zarar gelmeyeceğine dair sözünüze güvenmeye hazırım. Open Subtitles أنا مُستعد لأعطيك المفتاح، وأضمن كلمتك بأن الفتى لن يصيبه أي مكروه.
    Size anahtarı vermeye ve çocuğa zarar gelmeyeceğine dair sözünüze güvenmeye hazırım. Open Subtitles أنا مُستعد لأعطيك المفتاح، وأضمن كلمتك بأن الفتى لن يصيبه أي مكروه.
    Haber vermeden müzik vermek için evine geldiğimde bu seni telaşlandırıyor öyle mi? Open Subtitles إذًا, لو أنني أتيت لمنزلك دون إذن مسبق لأعطيك بعض الموسيقى أمرُ يزعجك؟
    Size ortalığa bakınma ve adamı tanıma fırsatı vermek için. Open Subtitles لأعطيك فرصة لتفتش المكان و لتكوَن فكرة عن الرجل
    "benden bu kadar ve verecek hiçbir şeyim kalmadı" Open Subtitles لم يتبق لدي شيء و ليس لدي شيء لأعطيك إياه
    Bunu bir tişörte basıp sana vereyim mi? Open Subtitles أتريديني أن أضع ذلك على قميص لأعطيك إياه ؟
    Harap edeceğini bilseydim, sana lanet şeyi vermezdim. Open Subtitles لم أكن لأعطيك الشئ اللعين إذا كنت اعتقد أنك سوف تفسده
    Something's Got to Give'in üstünde sanki kara bulutlar dolaşıyordu. Open Subtitles غمامة قاتمة قد خيمت على فيلم ـ لدي شيء لأعطيك
    Sana müjde vermeye geldim. Open Subtitles فقط جئت لأعطيك أخبار جيدة زوجة المزارع أصبحت بخير
    Yola çıkmadan önce bana bir soru sormuştun. Onun cevabını vermeye geldim. Open Subtitles سألتني سؤال قبل أن أغادر لقد أتيت لأعطيك الإجابة
    Bahçe işleriyle ilgili sorduğun sorulara cevap vermeye geldim. Open Subtitles لقد جئت لأعطيك الإجابة عن سؤالك .من اجل زراعة الحديقة التي لديك
    Aslında sana tapuyu vermeye gelmiştim ama geldiğim gün evde yoktun. Open Subtitles في الواقع أتيت إلى هنا لأعطيك صك الملكية و لكن في يوم حضوري كنت خارج المنزل
    Sana bazı rehineler hakkında bilgi vermek için geldim. Umalım ki verdiğim bilgilerin bir faydası olsun. Open Subtitles أتيتُ لأعطيك بعض المعلومات عن بعض الرهائن، فقد تراها نافعة
    Ben sana biraz yalnızlık vermek için, evimde kalacağım. Open Subtitles سأذهب وأقضي بعض الوقت في شقتي لأعطيك بعض الفراغ، همم؟
    Ama bu orkideyi vermek için geldim, görünüşe göre yeni bir evde iyi şans demekmiş. Open Subtitles لكني قدمت إلى هنا لأعطيك هذه الزهور. على ما يبدو أنه يجلب حظ جيد للمنزل الجديد.
    Sana görevini vermek için geldim. 10 ya da 100 hindiyi kurtarmak için değil! Hepsini kurtarmak için! Open Subtitles و أنا هنا لأعطيك مهمة , لن تنقذ 10 ولا حتى 100 بل جميع الروميات
    Sana verecek bir şeyim yok, ...fakat ışığı açmaya gittiğinde o düşecek ve işte o zaman beni hatırlayacaksın, çünkü ben kırdım onu ve sana söylemek istemedim. Open Subtitles لا يوجد لدي شيء لأعطيك اياه .. لكن ستتذكريني عندما تذهبين لإشعال النور و تتناثر لأني كسرته ولم أود اخبارك
    Ama yine de seni götüremem çünkü sana verecek bir silahım yok. Open Subtitles مع ذلك لا يمكنني أن آخذك لأنه ليس لدي سلاح لأعطيك
    Oxy'lerini satıp, parayı sana mı vereyim? Open Subtitles أبيع حبوبهم لأعطيك المال ؟ سيقتلوني
    Sağlam bir ip ucun olduğunu düşünmesem apaçık bir yozlaşma davası olmasaydı bu operasyona izin vermezdim. Open Subtitles إذا لم أعتقد أنه لديك أثر قوي فيما يمكن أن تكون هناك قضية فساد كبيرة لم أكن لأعطيك إذن المتابعه
    Üç hafta önce, bir şans daha vermem için yalvarıyordun. Open Subtitles قبل ثلاثة أسابيع ، كنت تتوسل إليّ لأعطيك فرصة أخرى
    "Ve yapabilseydim, parmaklarımı göğsüme... "daldırıp kalbimi koparır ve sana verirdim. Open Subtitles ولو كنت أستطيع لأدخلت أصابعي في صدري منتزعة قلبي لأعطيك إياه
    İstediğim en önemli şey Reuben'in oteldeki hissesini geri almasıdır. Open Subtitles ما أريده هو .. أهم شيئ أريده أن يستعيد روبن نصيبه في الفندق أنا هنا لأعطيك فرصة لتفعل ذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus