- Çünkü gerçekten delinin biri değilsen seninle ben çıkmak isterim. | Open Subtitles | لأنه لم إذا بجنون تتصرف الخُروج أُريد أنا إذاً بنفسي معك |
Bir malzeme çok nadir birden çok şey içerirdi, Çünkü o bir malzemeydi. | TED | لا يكاد يحوي أي شئ أكثر من مكوّن واحد، لأنه لم يكن مكوّن. |
Kan konusunda bir şey söylemem gerekmiyor çünkü hiç kan bulunamadı. | Open Subtitles | لا أحتاج لقول شيء يتعلق بالدم لأنه لم يوجد أي دم |
çünkü hiçbir zaman gerçek olmadı. | Open Subtitles | لأنه لم يكن حقيقياً كان دوماً مغرماً بها |
Bir baban olmadığı için burada olduğunu düşünüyorsun değil mi? | Open Subtitles | أتعتقد ربما أنك هنا لأنه لم يكن لديك أب, صحيح؟ |
Telefon edememesinin nedeni, nefes alamamasının nedeni ciğerlerinin serratia ile doluyor olmasının nedeni. | Open Subtitles | لأنه لم يمكنه إجراء مكالمات لأنه لم يمكنه التنفس لأن رئتاه ممتلئتان بالسيراشيا |
Pencereden onu gördüm ve hareket etmediği için kapının camını kırdım. | Open Subtitles | شاهدته عبر النافذة فقمت بتحطيم الأبواب الزجاجية لأنه لم يكن يتحرك |
- Çünkü bilme vaktin gelmemişti. | Open Subtitles | لأنه لم يكن الوقت المناسب لك كىَ تعلم |
- Çünkü kimse bize benzediklerini bilmiyordu. | Open Subtitles | لأنه لم يكن أحد يعلم أنهم يبدون مثلنا |
Neden? - Çünkü bu bizim için yüz metre koşusu değil, maraton koşusuydu. | Open Subtitles | لأنه لم يكن أبداً حول إنهاء السباق |
Gelecek konusunda da endişelenmeyin Çünkü o daha ortalarda yok. | Open Subtitles | و لا تقلق بشأن المستقبل ، لأنه لم يأتِ بعد |
Onu eleştirmiyorum, Çünkü o yalnızca sizin yapmak istemediğiniz kirli işleri yapıyordu. | Open Subtitles | وأنا لا أنتقده، لأنه لم يفعل سوى الأفعال القذرة التي ترغبي بفعلها |
Ama o reddetti Çünkü o yasa yürürlükten kaldırılana ve. | Open Subtitles | لكنه رفض، لأنه لم يشأ أن يغادر قبل إلغاء القانون |
Dünya karanlıktı, çünkü hiç ardıçkuşu kalmamıştı. | Open Subtitles | والعالم كان مظلماً لأنه لم يكن به أي طيور |
fark etmez, çünkü hiç bir şey olmadı, değil mi, Phoebe? | Open Subtitles | لايهم, لأنه لم يحدث شيء, أليس كذلك, فيبي |
çünkü hiç bombalanmadı, Venedik bir serbest limana benzer. | Open Subtitles | لأنه لم يكن التي تعرضت للقصف ، البندقية مثل ميناء حرا. |
Hiçbir şey yaşanmamış gibi davranalım kolay olacaktır çünkü hiçbir şey yaşanmadı. | Open Subtitles | فلنتظاهر وكأنه لم يحدث شيء الأمر السهل، لأنه لم يحدث فعلاً |
Bak, eminim ikimiz de sana bu işi bırakmanı emrettiğim konusunda hemfikiriz çünkü hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد أننا يمكننا الإتفاق على انني أطلب منك ترك هذا الأمر يمر لأنه لم يحدث شيء |
Hayır, doğru adam yanımda olmadığı için elime yüzüme bulaştırdım. | Open Subtitles | لا ، اخفقتُ لأنه لم يكن معي فـاتح الخزائن المـناسب |
Ben bahçıvanın kızıymışım, sizin çocuğunuz olmadığı için beni satın almışsınız. | Open Subtitles | وإنني كنت ابنة البستاني وإنك اشتريتني لأنه لم يكن بمقدورك الإنجاب. |
Sadece karısını terk etmeyeceği için değil, bir sürü nedeni var. | Open Subtitles | لا,ليس فقط لأنه لم يتخلى عن زوجته. تركت العمل لأسباب عديدة. كان يتوجب عليّ فعل هذا. |
Lua'yı ifşa etmediği için mi öldürdün? | Open Subtitles | لقد قتلته لأنه لم يرغب بأن تستغل المدرسة؟ |
ve bugün olan bir bakıma korkutucu Çünkü daha önce hiç yaşanmadı. | TED | وما يحدث اليوم هو، بشكل ما ، مخيف لأنه لم يحدث أبدا من قبل. |
İyi. Çünkü asla fazlasını bulamazsın. | Open Subtitles | اه جيد لأنه لم يكون عندك الكثير من الأصدقاء |
Yedi yaşındayken ben buraya âşık oldum Çünkü başka hiçbir şeyim yoktu. | Open Subtitles | لأنه لم يكن لدي شيء آخر الآن أنا أحبكي أنا لا أحتاج هذه |
Dört genç çocuğun iblis uyandırmaya çalışmasının? gelmediği için üzgünüm. | Open Subtitles | مراهقين يشعروا بالملل يحاولون إنهاض شيطاناً , آسفة لأنه لم يظهر |