Kader benim önüme Hiçbir şey koymamakta ısrar ediyorsa ben de havamı alırım. | Open Subtitles | الصدفة تصرّ على أن تضع في طريقي لاشيء, لذا أنا لم أحظَ بشيء. |
Aslında kötü Hiçbir şey olmadı. Buradan çıkmamız lazım şimdi. | Open Subtitles | لاشيء سيئ حدث فعلا والان يجب أن نخرج من هنا |
Zamanımız tükeniyor ve biz Hiçbir şey var, tekrar, gitmek için Hiçbir şey. | Open Subtitles | الوقت ينفذ منا و ليس لدينا أي شيء إعادة ، لاشيء لنذهب منه |
Ben de bu şekilde, o Hiç doğmamış gibi hayatıma devam edebilirdim. | Open Subtitles | وعلى إثر هذا، سأتمكّن من المضي في حياتي كأن لاشيء قد حدث |
Önemli değil belki ama bu kelimeleri daha önce senden Hiç duymadım. | Open Subtitles | ليس من أجل لاشيء,ولكنك لم تستخدمي مثل هذه الكلمات أبدًا من قبل. |
Neredeyse yüzlerce görgü tanığı var, ama burada Hiçbir şey yok. | Open Subtitles | كان هناك المئات من الشهود العيّان لكن هنا , تقريبا لاشيء |
Bu sefer daha sıcaktı, böylece kızlar üstlerinde bir şey kalmıyana kadar soyundular. | Open Subtitles | هذا الوقت كان , حار جدا. الفتيات اضطرو الي التعري بأضاف الي لاشيء. |
Bütün gün evde birisinin bizi aramasını bekliyoruz. Hiçbir şey olmuyor! | Open Subtitles | نـجلس طوال اليـوم ,منـتظرين شخص مـا كي يتـصل بنا ,والنــتيجة لاشيء |
- Hayır. Burada yapılan Hiçbir şey bilinçli bir şekilde yapılmıyor. | Open Subtitles | لا لم يفعل، لاشيء مما حدث هنا تم فعله عن عمِد |
Sana hayatta pişman olacak Hiçbir şey olmadığını söylemiştim hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر عندما أخبرتك بأنه لاشيء يستحق الندم عليه في الحياة |
, bu nedenle, Hiçbir şey buraya geldi savaşmak zorunda hurda için. | Open Subtitles | , وصلوا إلى هنا مع لاشيء لذا أضطروا للقتال لأجل بقايا المخلفات |
Bak, Hiçbir şey yok. Bir sürü saçma sapan mail. | Open Subtitles | أترين، إنها لاشيء مجموعة من الرسائل تحت إطار الكلام القانوني |
Birbiri ardı sıra, birbirinin tıpkısı sayısız günler öylece geçiyor, Hiçbir şey getirmeden. | Open Subtitles | ليست كما تخيلتها يوم بعد آخر، تمر الأيام ومازال الأمر سيام لاشيء جديد |
Aynı güzel bir düzüşme gibi, yarısı Hiç olmamasından daha kötü. | Open Subtitles | الأمر يشبه مُضاجعة جيّدة. حيث نصف المضاجعة تكون أسوأ من لاشيء. |
Nancy ve John bu ya hep ya Hiç ilişkisinde oldukları için | TED | لأن نانسي وجون هما في علاقة الكل أو لاشيء |
Hiç kimse, her şeyin aslında Hiçbir şey olduğunu bile bile ölümü bekleyemez. | Open Subtitles | لا أحد يمكن أن يعيش مع الموت ويعرف بأن كل شيء ... لاشيء |
Önemli bir şey yok ufak bir kaza, yaralanmış ve | Open Subtitles | لاشيء خطير مجرد حادث سيارة بسيط لكنها جرحت , لذا |
Hayır, yasalarda ara diye bir şey yok, tamam mı? | Open Subtitles | لا ذلك لاشيء في فترات الاستراحة حول اللوائح حسنا ؟ |
GreenLab ekibi olmadan bunların hiçbiri mümkün değil. | TED | لاشيء من هذه محتمل من دون فريق المعمل الأخضر. |
Kız bilmiyorum. O ikisi üşütükten başka bir şey değil. | Open Subtitles | لا اعلم يا اختي, هذان الاثنان لاشيء لكن ازدواج نادر |
Hayır. Sanırım boşanacaklar. Hiçbirşey genç, masum bir hayatı bundan daha fazla değiştiremez. | Open Subtitles | لا اظنهم سيتطلقون لاشيء يغير حياة يافعة ,بريئة اكثر اكسل هلا اوقفت التصوير؟ |