"لا تدعي" - Traduction Arabe en Turc

    • Sakın
        
    • izin vermeyin
        
    • etmesine izin verme
        
    • gitmesine izin verme
        
    • izin vermemelisin
        
    • olmasına izin verme
        
    • girmesine izin verme
        
    • bırakma
        
    • İzin verme
        
    • müsaade etme
        
    • gibi davranma
        
    • almasına izin verme
        
    • sıkmasına izin verme
        
    - Çalışma arkadaşım, düğmeye bastı. - Sakın, bir daha tekerrür etmesin. Open Subtitles زميلتي في العمل ضغطت على الزر لا تدعي هذا يحدث مرة أخرى
    Beni artık sevmez olduğun gün Sakın seviyormuş gibi davranma. Open Subtitles اليوم الذي لا تحبني فيه كثيرا لا تدعي بأنك تحبني
    Başka birinin bu yeri almasına izin vermeyin. TED لا تدعي أي شخص آخر يأخذ منك هذا المنصب.
    Yapmayın. O salağın Noel'i mahvetmesine izin vermeyin. Open Subtitles هيا كيلي لا تفعلي هذا لا تدعي ذلك الوضيع يدمر عيد الميلاد
    Bunun seni rahatsız etmesine izin verme. Open Subtitles لكن لا تدعي ذلك يزعجك عندك دلو للدم هناك
    Yanlış gitmesine izin verme. Open Subtitles لذا حاولي أن لا تدعي الأمور تسوء كثيراً.
    Bu kadınların senin moralini bozmasına izin vermemelisin. Open Subtitles لذا لا تدعي هولاء النسوة ان يحطموا معنوياتك
    Bu çocuk için sahte hislerinin gerçek olmasına izin verme. Open Subtitles لا تدعي المشاعر التي تتظاهرين بها تجاه هذا الفتى أن تصبح حقيقية
    Pekala, eğer köpek içerideyse, büyükbabanın içeri girmesine izin verme, ya da tam tersi. Open Subtitles حسناً ان كان الكلب بالمنزل لا تدعي الجد يدخل وكذلك العكس
    Sakın olaki bu sürtüğe güvenip... arabayla dolaşayım deme, yarım saattir kaybolduk. Open Subtitles لا تدعي هذا الحقير يقود لكِ السيارة لقد ضللنا الطريق لنصف ساعة
    Soğutma Sakın, çünkü soğuk domuz ayağı bok gibi oluyor. Open Subtitles و لا تدعي الأكل يبرد كرات اللحمة بارده مقززه كالهراء
    Soğutma Sakın, çünkü soğuk domuz ayağı bok gibi oluyor. Open Subtitles و لا تدعي الأكل يبرد كرات اللحمة بارده مقززه كالهراء
    Sakın kendinin ya da benim herhangi bir adamımızı umursuyormuşsun gibi davranma. Open Subtitles لا تدعي بأنك تهتم لأي عميل سواء أكان يعمل لديك أو لدي
    Dışarıda olanların sizi kandırmasına izin vermeyin. Open Subtitles حسناً، لا تدعي ما حدث أمام الباب تعلمين، يخدعكِ
    Hadi, bu geri ayarlamak izin vermeyin! Hayır, sadece beni dinle! Open Subtitles ـ هيا، لا تدعي ذلكَ يعوقكِ ـ كلا، أنصت لي، من فضلك
    Sakın uyumayın. Ateşinin yükselmesine izin vermeyin. Open Subtitles يجب أن لا تنامي، يجب أن لا تدعي درجة حرارتها ترتفع.
    - Garip hayranlarının seni rahatsız etmesine izin verme. Open Subtitles لا تدعي المعجبين الغريبين يزعجونكِ. حسنا.
    Ona gerçek hislerini söylemeden gitmesine izin verme. Open Subtitles لا تدعي وايد يغادر بدون معرفة مشاعرك الحقيقية
    Rezil bir olay biliyorum, ama baloyu berbat etmesine izin vermemelisin. Open Subtitles أن أعرف أن هذا سيء, لكن يجب عليكي أن لا تدعي هذا الشيء يفسد متعتك بحفلة الليلة.
    Danny'e bir şey olmasına izin verme. Elini bırakma. Open Subtitles لا تدعي مكروهاً يحدث لداني لا تدعيهِ يفلتُ بيـديهِ
    Kafana girmesine izin verme. Korkarım ki bu şekilde olacak. Open Subtitles لا تدعي الأمر يبتعد عن ذهنك أخشى أن هذه الطريقة التي ستجري بها الأمور
    - Hadi ama elimi havada bırakma, Rocko. Open Subtitles روكسي لا تدعي يدي مرفوعة هكذا لا اريد ان تحية الهايفايف
    İstihbaratlar arası çekişmenin doğru şeyi yapmanı engellemesine izin verme Lillian. Open Subtitles لا تدعي بعض المنافسة الداخلية تعترض طريق قيامنا بالصواب، يا ليليان
    Bana nasıl bir nefret duyuyorsan, o nefretin Salem halkına yönelmesine müsaade etme. Open Subtitles ،أيًا كان مقدار كُرهكِ لي لا تدعي ذلك الكُره يُوجّه لأهالي "سالم" أجمعين
    Kimsenin onu senden almasına izin verme, tamam mı? Open Subtitles لا تدعي أحداً يخرجك بعيداً من هنا ، حسناً؟
    Bunun dışında, canını sıkmasına izin verme. Open Subtitles بطريقة أخرى, لا تدعي الأمر يزعجك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus