Söylediklerini kafana takma. Artık gidelim buradan. | Open Subtitles | لا تشغلي نفسك بما قاله أعتقد أنه علينا أن نغادر الآن |
Sana tavsiyem o adamın önemsiz yalanlarına fazla kafayı takma. | Open Subtitles | امم نصيحتي لا تشغلي بالك في ذلك الرجل المخادع |
Ama Boş ver. Sen asla yapmazsın. | Open Subtitles | اوه , لا تشغلي بالك لا يمكنك ابدا القيام بفعل كهذا |
Hayır, Boş ver. Bunu şu an kaldıramam. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا تشغلي بالكِ لا أستطيع تحمّل مثل هذا الآن |
Sen o güzel kafanı böyle şeylerle yorma. Kafandan bahsederken şu Checkmate ajanlarının koparmak istediklerinden bahsediyorum. | Open Subtitles | لا تشغلي رأسك الصغيرة بذلك، وأعني الرأس التي تريد المنظمة الحكومية انتزاعها. |
Babamı dert etme. Sadece kredi kartını kullandığım için kızgın. | Open Subtitles | لا تشغلي بالك بوالدي إنّه غاضب مِن استخدام بطاقة اعتماده |
zahmet etme. Postalarınızı çoktan çaldım. | Open Subtitles | لا تشغلي نفسك سرقت بريدكم بالفعل |
Onlar hakkında endişelenme. Bu gece sadece sen ve ben varız, tıpkı eski zamanlardaki gibi. | Open Subtitles | لا تشغلي بالكِ بهما لا أحد سوانا الليلة، كالأيّام الخوالي |
Önemli değil. Geçen yıl yalnız kurttun. | Open Subtitles | لا تشغلي بالك, لقد كنت بمثابة ذئب وحيد العام الماضي |
Cidden, takma kafaya. | Open Subtitles | لا, بصدق. لا تشغلي بالكِ بذلك. |
Sen bir makinasın. Bunları kafana takma. | Open Subtitles | أنتي آلة ، لا تشغلي بالك |
Nerede olduğunu kafana takma, Lydia. | Open Subtitles | لا تشغلي بالكِ بشأن المكان الذي كنتِ فيه, (ليديا) |
Boş ver. Bilmek istemiyorum. Anahtarı bulalım. | Open Subtitles | لا تشغلي بالك، لا أريد أنْ أعرف فلنبحث عن المفتاح وحسب |
Nereden bulduğumu Boş ver, bununla yapabileceklerimden kork. | Open Subtitles | لا تشغلي بالك من اين حصلت عليهم اقلقي في ما سأستخدمهم فيه . |
Boş ver. | Open Subtitles | لا تشغلي بالكِ. |
Sen orasına kafanı yorma. Elindeki işe kafanı ver. | Open Subtitles | لا تشغلي نفسكِ بهذا، ركزي فقط على المهمة التي بين يديك. |
Sen, o küçük güzel kafanı, bunlara yorma. | Open Subtitles | لا تشغلي رأسك الصغير الجميل بهذا |
Bu konuyu dert etme. Ben bu kalede at koşturarak büyüdüm. | Open Subtitles | لا تشغلي بالك بهذا الجزء فقد كبرت وأنا أجري في أرجاء هذه القلعة |
Ama düştüm. dert etme. Bu yüzden iki şerifimiz var. | Open Subtitles | لا تشغلي بالك بذلك لهذا لدينا مأموران |
Hayır, zahmet etme, yürüyeceğim. | Open Subtitles | كلا، لا تشغلي بالك. سأمشي. |
- zahmet etme. | Open Subtitles | - لا تشغلي بالك - |
Bozulacak diye endişelenme, perma yaptırdığım yıllardan kalmalar. | Open Subtitles | لا تشغلي بالك بإنقاذ أي صور لي من أعوام تسريحتي المموجة |
Neden suçu üstüne alıyorsun? endişelenme. | Open Subtitles | لا تشغلي بالكِ ، أعرف ما الذي أفعله |
Önemli değil... zaten telefonuma asla cevap vermiyorum. | Open Subtitles | لا تشغلي بالك لا أرد على هاتفي بأي حال |
Önemli değil, Brandine. Sen sadece bebeği doğurtmakla ilgilen. | Open Subtitles | لا تشغلي بالك (بريندين) عودي وأكملي إيلاد ذلك الطفل فحسب |