Anne, yavruları ona verme. Onlara kötü davranacak. | Open Subtitles | أمي ، لا تعطي الجراء له ، سيكون لئيم معهم |
Herkese kulağını ver, sesini verme. | Open Subtitles | اعطي اذنك لكل الناس ولكن لا تعطي الا القليل من صوتك |
Başladı zaman, okşama ve giriş aynı zevki vermiyor. | Open Subtitles | عندما تبدأ، المداعبات والإختراق لا تعطي نفس المتعة |
Bu işle ilgili anlaşma tarzı herhangi bir şey imzalamadım ben. Ayrıca neden Network'e sadece istedikleri şovu vermiyorsun? | Open Subtitles | لم أسجل من أجل هذه الوظيفة و لم لا تعطي الشبكة العرض الذي طلبته؟ |
Fakat, hikayeler herkese içlerinde yer almak için aynı fırsatı vermez, özellikle, Amerikan filmi kategorisinde yer alan hikayeler. | TED | لكن القصص لا تعطي الجميع نفس الفرصة ليظهروا فيها، ولا سيّما القصص المجزأة في هيئة الأفلام الأمريكية. |
Bir dişçi şekeri vermezsin,veteriner için bir yavru hayvan almazsın. | Open Subtitles | لا تعطي حلوى من أجل طبيب الأسنان لا تشتري قطة صغيرة من أجل الطبيب البيطري |
Yalnız numaramı ya da bilgilerimi arkadaşlarınıza vermeyin lütfen, olur mu? | Open Subtitles | رجاءً .. لا تعطي أسمي أو معلومات عني لأي من أصدقائك |
Güzel, ama o pisliğe mikrofonu verme. | Open Subtitles | جيدا، لكن لا تعطي الميكروفون لهذا اليهودي المأفون |
Emin olmadıkça, adama umut verme. | Open Subtitles | لا تعطي لهذا الرجل أملاً إلا عندما تكون متأكداً لا تعطه أملاً |
Müşteriler parayı ödeyene kadar anahtarları verme. | Open Subtitles | لا تعطي المفاتيح للزبائن قبل أن يدفعوا. فهمت؟ |
İstersen hayallerinin peşinden git ama Mileva'ya yanlış beklentiler verme. | Open Subtitles | اتعب احلامك اذا كنت تريد و لكن لا تعطي ميليفا امال خاطئة |
Affedersiniz, ...bu adam bana bir şey vermiyor, tepki de. | Open Subtitles | أناآسف،لكن .. شخصيته لا تعطي شخصيتي شيء لأتفاعل معه |
Gençler, giysi satın alırken fiyat dışında başka bir şeye çok önem vermiyor, genellikle tarz veya uygun bir fiyat için seçim yapıyor. | Open Subtitles | الشباب، وقالت انها لا تعطي أهمية كبيرة أي شيء آخر من سعر شراء الملابس، عادة اختيار في نمط أو صفقة جيدة. |
Madem bu kadar Susam Sokağı izliyorsun, niye çocuklara gereken parayı vermiyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تعطي الأطفال الأموال التي يستحقونها؟ |
Neden bunu düşünmemiz için bize bugün zaman vermiyorsun? | Open Subtitles | حسنا، أم، لماذا لا تعطي لنا اليوم للتفكير في الامر؟ |
İnsan iki yıllık kız arkadaşına yaş gününde içinde nişan yüzüğü olmayan bir kadife kutu vermez. | Open Subtitles | أنت لا تعطي لصديقتك منذ سنتين علبة مخملية صغيرة في عيد الميلاد ولا يوجد فيها خاتم خطبة |
Polislerinizden birine bizi delik deşik etme hakkı vermez bu. | Open Subtitles | حسنا، أنها لا تعطي واحدة من رجال الشرطة الخاصة بك الحق في راوغ لنا. |
Hey sen kızlara böyle pahalı hediyeler vermezsin, Gajodhar. | Open Subtitles | مهلا, لا تعطي مثل تلك الهدايا الثمينة لفتاة, غاجودهار. |
Bir Afro-Amerikan'a bahşiş vermezsin, değil mi? | Open Subtitles | أنتَ لا تعطي بقشيش للأمريكان الأفارقه، أليس كذلك؟ |
Öteki konuklara kimliğinizle ilgili herhangi bir bilgi vermeyin. | Open Subtitles | لا تعطي معلومات حـول هويـتك إلى الضيوف الأخريـن. |
Annen umrunda bile değil şayet düşünseydin işine zamanında gelirdin çünkü şimdi olacaklara bak | Open Subtitles | أنت لا تعطي اي اهتمام لأمّك إذا عملت، سوف تاتي للعمل في الوقت المناسب لأن الآن انظرة ما حدثت |
Guttman, sana neyle şantaj yaptıkları benim hiç sikimde değil. | Open Subtitles | غوتمان , انت لا تعطي اي اهتمام بما يبتزونك فيه |
Ben bu adam hakkında umurumda değil, ben arabasına umrumda değil. | Open Subtitles | أنا لا يهمني ذلك الرجل، وأنا لا تعطي لعنة حول سيارته. |