ويكيبيديا

    "لا تعطي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • verme
        
    • vermiyor
        
    • vermiyorsun
        
    • vermez
        
    • vermezsin
        
    • vermeyin
        
    • umrunda
        
    • sikimde değil
        
    • umurumda değil
        
    Anne, yavruları ona verme. Onlara kötü davranacak. Open Subtitles أمي ، لا تعطي الجراء له ، سيكون لئيم معهم
    Herkese kulağını ver, sesini verme. Open Subtitles اعطي اذنك لكل الناس ولكن لا تعطي الا القليل من صوتك
    Başladı zaman, okşama ve giriş aynı zevki vermiyor. Open Subtitles عندما تبدأ، المداعبات والإختراق لا تعطي نفس المتعة
    Bu işle ilgili anlaşma tarzı herhangi bir şey imzalamadım ben. Ayrıca neden Network'e sadece istedikleri şovu vermiyorsun? Open Subtitles لم أسجل من أجل هذه الوظيفة و لم لا تعطي الشبكة العرض الذي طلبته؟
    Fakat, hikayeler herkese içlerinde yer almak için aynı fırsatı vermez, özellikle, Amerikan filmi kategorisinde yer alan hikayeler. TED لكن القصص لا تعطي الجميع نفس الفرصة ليظهروا فيها، ولا سيّما القصص المجزأة في هيئة الأفلام الأمريكية.
    Bir dişçi şekeri vermezsin,veteriner için bir yavru hayvan almazsın. Open Subtitles لا تعطي حلوى من أجل طبيب الأسنان لا تشتري قطة صغيرة من أجل الطبيب البيطري
    Yalnız numaramı ya da bilgilerimi arkadaşlarınıza vermeyin lütfen, olur mu? Open Subtitles رجاءً .. لا تعطي أسمي أو معلومات عني لأي من أصدقائك
    Güzel, ama o pisliğe mikrofonu verme. Open Subtitles جيدا، لكن لا تعطي الميكروفون لهذا اليهودي المأفون
    Emin olmadıkça, adama umut verme. Open Subtitles لا تعطي لهذا الرجل أملاً إلا عندما تكون متأكداً لا تعطه أملاً
    Müşteriler parayı ödeyene kadar anahtarları verme. Open Subtitles لا تعطي المفاتيح للزبائن قبل أن يدفعوا. فهمت؟
    İstersen hayallerinin peşinden git ama Mileva'ya yanlış beklentiler verme. Open Subtitles اتعب احلامك اذا كنت تريد و لكن لا تعطي ميليفا امال خاطئة
    Affedersiniz, ...bu adam bana bir şey vermiyor, tepki de. Open Subtitles أناآسف،لكن .. شخصيته لا تعطي شخصيتي شيء لأتفاعل معه
    Gençler, giysi satın alırken fiyat dışında başka bir şeye çok önem vermiyor, genellikle tarz veya uygun bir fiyat için seçim yapıyor. Open Subtitles الشباب، وقالت انها لا تعطي أهمية كبيرة أي شيء آخر من سعر شراء الملابس، عادة اختيار في نمط أو صفقة جيدة.
    Madem bu kadar Susam Sokağı izliyorsun, niye çocuklara gereken parayı vermiyorsun? Open Subtitles لمَ لا تعطي الأطفال الأموال التي يستحقونها؟
    Neden bunu düşünmemiz için bize bugün zaman vermiyorsun? Open Subtitles حسنا، أم، لماذا لا تعطي لنا اليوم للتفكير في الامر؟
    İnsan iki yıllık kız arkadaşına yaş gününde içinde nişan yüzüğü olmayan bir kadife kutu vermez. Open Subtitles أنت لا تعطي لصديقتك منذ سنتين علبة مخملية صغيرة في عيد الميلاد ولا يوجد فيها خاتم خطبة
    Polislerinizden birine bizi delik deşik etme hakkı vermez bu. Open Subtitles حسنا، أنها لا تعطي واحدة من رجال الشرطة الخاصة بك الحق في راوغ لنا.
    Hey sen kızlara böyle pahalı hediyeler vermezsin, Gajodhar. Open Subtitles مهلا, لا تعطي مثل تلك الهدايا الثمينة لفتاة, غاجودهار.
    Bir Afro-Amerikan'a bahşiş vermezsin, değil mi? Open Subtitles أنتَ لا تعطي بقشيش للأمريكان الأفارقه، أليس كذلك؟
    Öteki konuklara kimliğinizle ilgili herhangi bir bilgi vermeyin. Open Subtitles لا تعطي معلومات حـول هويـتك إلى الضيوف الأخريـن.
    Annen umrunda bile değil şayet düşünseydin işine zamanında gelirdin çünkü şimdi olacaklara bak Open Subtitles أنت لا تعطي اي اهتمام لأمّك إذا عملت، سوف تاتي للعمل في الوقت المناسب لأن الآن انظرة ما حدثت
    Guttman, sana neyle şantaj yaptıkları benim hiç sikimde değil. Open Subtitles غوتمان , انت لا تعطي اي اهتمام بما يبتزونك فيه
    Ben bu adam hakkında umurumda değil, ben arabasına umrumda değil. Open Subtitles أنا لا يهمني ذلك الرجل، وأنا لا تعطي لعنة حول سيارته.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد